Bu günlerde,başlıktaki sözcüğü çok duymaktayız.Lüks inşaatların satışında olmazsa olmaz moda bir söz.İnşaat firmaları daire satışlarında mutlaka bu sözü kullanıyor. Alıcılar bu söze bayılıyor,böyle bir söz kullanılınca 100 TL.lik daireye 150 TL.verebiliyor.
Lansman; Fransızca bir sözcüktür. Lancement şeklinde yazılan bu sözcük tanıtma,ortaya çıkarma anlamına gelir.Türkçeye tanıtım olarak çevirmek mümkün.Yani inşaat firması tanıtım fiyatına özel fiyatlar demek istiyor.Yani inşaatçılar “tanıtıma özel fiyatlar” diye daireyi satışa sununca Türk alıcılar anlamıyorlar.Bunun için “Lansmana özel fiyatlar” diye reklam veriyorlar.Böylelikle satışa sunulan dairenin banal, ikinci sınıf bir daire olmadığı, daha lüks ve elit bir tabakaya layık olduğu ortaya çıkıyor.
Emperyalist ülkeler,bir ülkeye kafayı takınca, hem topuyla tüfeğiyle, hem yarattığı terör örgütleriyle,hem kardeşi kardeşe düşürerek, hem de kendi kültürünü dayatarak o ülkeyi ele geçiriyor.Bu yöntemlerden birisi de, o ülkenin konuşma diline müdahale ederek,milletin birbirini anlayamaz hale getirilmesidir.
Böylelikle o ülkede kendisini aydın sanan insanlar, kendi öz dilini kullanırsa, bilgisiz sıradan bir insan olduğu görüntüsüne kapılıyor.Bu bakımdan normal konuşmaları arasına yabancı sözcükleri özellikle yerleştiriyor. Böylece karşısındaki kişi kendisini tam olarak anlayamayınca, konuşanın çok büyük bir kişi olduğuna karar veriyor.
Ülkemizde onlarca yıldır gelmiş geçmiş tüm iktidarlar, güzel Türkçemize hiç sahiplenmemiş, hiç önemsememişlerdir. Kimisi Arapça,Farsça,kimisi İngilizce, Fransızca konuşarak çok bilge bir kişi olduğunu sanmıştır.
Anayasamızın 3.maddesi, Türkiye Devleti,ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.Dili Türkçedir diye başlar. Öyleyse Türkçe olan dilimizi bozacak, yabancı dillerin boyunduruğu altına alacak her türlü faaliyet Anayasa’ya aykırıdır. Devleti yönetenlerin Anayasa’nın emrini yerine getirmesi ve Türkçemizi koruması gerekmektedir.
Tüm işyerleri belediyelerden yada kamu kuruluşlarından ruhsat almadan faaliyet gösteremez. Bu durumda işyerinin isimlerinin Türkçe olması,asılacak tabelalarda Türkçe’nin kullanılması zorunlu tutulmalı,aksine davrananlara ruhsat verilmemeli yada verilenlere para cezaları uygulanmalı. Milletin kendi arasında, okullarda, gazetelerde, kısaca her yerde Türkçe konuşması teşvik edilmeli,her türlü faaliyetin rahatlıkla Türkçe konuşarak veya yazarak yapılmasının mümkün olduğu gibi, meramını Türkçe anlatanın da bilgisiz olmadığı, kamu açıklamaları ile tüm televizyonlarda yayınlanmalıdır.Derhal yabancı dille eğitim yaptığını sanan okullara müdahale edilmeli ve millete, fiziğin,kimyanın,matematiğin,hukukun vb. yabancı bir dil ile anlatılmasının mümkün olmadığı,bunun bir aldatma olduğu anlatılmalıdır.Sinüsü-cosünüsü kendi konuştuğu dilde bile anlamakta güçlük çeken bir çocuğa İngilizce olarak bunun nasıl anlatılacağını artık devleti yönetenler görmelidir.
Bilge Kağan binlerce yıl önceden”Ey Türk Titre ve Kendine Dön” diye başlayan yazıtında, Çinlilerin önce dile müdahale ettiğini,Türk Beylerinin çocuklarına Çince isimler verdiklerini söylemektedir. Yani dile müdahale yeni bir emperyalist oyun değildir.Karamanoğlu Mehmet Bey’inde yıllar sonra,dile müdahale etmesi bundandır. Bugün dilimizin geldiği nokta felakete ramak kalınan noktadır. Diyarbakır’da tüm şehir tabelaları hem Türkçe hem de Kürtçe’dir.Kamu kurumlarında iki dilde tabelalar mevcuttur.Ana dilde eğitim yutturmacası da aynı oyunun parçasıdır.Buna dur demenin zamanı geçmektedir. Ordumuz-Polisimiz PKK ile silahlı mücadele verirken, dilimizi koruyucu her türlü faaliyet de, Ordunun PKK ile mücadelesi gibi kutsal bir faaliyettir.