Çalışanın dünyası

Arif AYTÜRK

Ücret'in  aylık maktu-günlük vb. anlaşılmasının, devamsızlık, izin, istirahat vb durumlara etkisi

       1.Giriş
         Ücretlerin aylık veya günlük olarak belirlenmesi,yahut her ay maktu bir ücret üzerinden anlaşılmış olması, özellikle işçilerin ücretsiz izin süreli,istirahat süreleri ile izinsiz olarak işe gelmemeleri halinde,bu kişilerin ücretlerinden  kesinti yapılıp yapılamayacağı hususunda ciddi sorunlara sebep olmakta, yine 5510 sayılı Kanun kapsamında bu kişilerin prim ödeme gün sayılarının kaç gün üzerinden bildirileceği hususu tereddütlere neden olmaktadır.Bu yönüyle 4857 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanunlar arasında çelişki yaşanmaktadır.

      Bu yazımızda,piyasada İnsan kaynakları departmanlarının yaşadığı bu tür çelişkili sorunlara değinilecek, mevcut Kanunlar kapsamında yapılması gerekenler değerlendirilecektir.

      2.Ücret kavramı
      4857 sayılı İş Kanunu'nun 32.maddesinde ücret;" ... bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı madde de,ücretin en geç ayda bir ödeneceği,iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresinin bir haftaya kadar indirilebileceği belirtilmiştir.

      6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 406.maddesinde de"aksine adet olmadıkça, işçiye ücreti her ayın sonunda ödenir.Ancak,hizmet sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesiyle daha kısa ödeme süreleri belirlenebilir" şeklinde düzenleme yer almaktadır.

      4857 sayılı İş Kanunu'nda aylık-günlük ücret tanımı yer almamakta, aylık ücretin niteliği hakkında 48 ve 49.maddelerde bazı tanımlamalar yer almaktadır. 48.madde de;"  İşçilere geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi gerektiği zamanlarda geçici iş göremezlik süresine rastlayan ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatilleri, ödeme yapılan kurum veya sandıklar tarafından geçici iş göremezlik ölçüsü üzerinden ödenir. Hastalık nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneği aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir" 49.madde de ise; “…Hasta, izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam olarak ödenen aylık ücretli işçilere 46, 47 ve 48. maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanmaz. Ancak bunlardan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışanlara ayrıca çalıştığı her gün için bir günlük ücreti ödenir" Şeklinde düzenlemeler mevcuttur.

     3.Maktu ücret kavramı

      Kanun'un 48 ve 49.maddesinde dikkat çeken anahtar sözcük "aylık ücretli işçi" tabidir.Bu düzenleme,ayın kaç gün olup olmadığına bakılmaksızın işçiye maktu bir ücret ödenmesi haline ilişkindir.Ücretin ayda bir aylık olarak ödenmesi ayrı şey,ücretin maktu olarak aylık belirlenmesi farklı şeydir. İş Kanunu'nun 32.maddesi ile Borçlar Kanunu'nun 406.maddesinde yer alan düzenleme,ücretin ödeme dönemine ilişkin olup, en geç bir aylık süre içerisinde ücretin ödeneceğine ilişkindir.

       Bu durumda "maktu" sözcüğünün ne anlama geldiği önem arz etmektedir.
Arapça kökenli maktu sözcüğünün Türkçe sözlükteki anlamı “1.kesilmiş, kesik. 2. Kesin olarak değeri biçilmiş. 3. Ölçü ile satılmayan, götürü.” Şeklinde tanımlanmış olup, maktu sözcüğü; “kesin, belirli, belli”  anlamına gelmektedir. Maktu sözcüğünün zıddı "nispi" sözcüğü  olup, bunun karşıtı olan; “belirsiz, bir şeye bağlı olan, diğerine göre belirlenen, değişken” anlamlarını taşımaktadır. 

       Bu tanımlamalara göre "maktu(aylık)ücret" çalışanın eline her ay aynı miktarda ücretin geçmesi anlamına gelmektedir.Hafta tatili,ulusal bayram,genel tatil gibi ücretleri de kapsayan ücret türüdür.Sözleşmede ücretin bu şekilde belirlenmesi halinde, çalışana ayrıca hafta tatili ve genel tatil ücreti ödenmediği gibi,ayın günlerinin 28,30,31 gibi farklılık göstermesi halinde de ödenecek ücret tutarı değişmemektedir.Günlük ücret  ise aylık ücretin 30'a bölünmesi ile bulunur.

      4.İşçinin devamsızlığında ücret şekline göre kesinti durumu

      İş Kanunu'nun 48 ve 49.maddelerindeki bu düzenlemeler oldukça kötü  bir şekilde kaleme alınmıştır. Bu maddelere göre; aylık ücretli işçilerin hastalık,izin ve sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde aylığından bir kesinti yapılamayacaktır. İşverenden izin almaksızın,mazeretsiz bir şekilde işe gelmeyen işçilerden ise gelmediği günlere ilişkin ücretlerinin kesileceği tartışmasızdır. Aylık ücretli işçiden kasıt,ücretin maktu olarak sözleşme ile belirlenmiş olmasıdır.

      Kanunun 48 ve 49.maddelerindeki düzenlemelere göre, bir ayın 28,29,30 ve 31 gün olup olmaması , işçiye ödenecek aylık ücret miktarını değiştirmeyecek, işçi bir ayda ister 28 gün çalışsın ister 31 gün çalışsın aylık ücret tutarı aynı olacaktır. Bu husus Yargıtay içtihatları ile de kökleşmiştir.(Yargıtay 9. HD. 2010/28671E.2012/40910 K.05.12.2012, 30 gün üzerinden hesaplandığından 31 gün çeken aylar iç in işçi fark isteyemez)

      Maktu ücretin özelliğinin gereği olarak,çalışanın herhangi bir sebeple mazeretli olarak(izin,istirahat vb.) işine devam edemediği günler için ücretinden bir kesinti yapılamamakta, ücreti tam ödenmektedir.İşverenden izin almaksızın, mazeretsiz bir şekilde devamsızlık göstermesi halinde ise gelmediği günlere karşılık gelen ücreti kesilecektir.Zira bu durumda işçinin kasıtlı olarak işe gelmemesi  söz konusu olup,işçinin kusurlu davranışı mevcut olmaktadır. Ayrıca,4857/25-2/g fıkrasındaki sürelerle işçinin işe gelmemesi işveren yönünden haklı fesih halidir.

      İşçinin istirahatlı olduğu sürede geçici iş göremezlik ödeneği alması halinde,işveren tarafından ödenecek ücret,ödenek tutarı kadar mahsup edilerek ödenecektir.

      Maktu ücretin tam karşılığı nispi ücret şekli olup, ücretin  saatlik, günlük, haftalık, parça başı,yüzde usulü vb. şekilde belirlendiği ücret şeklidir.Bu şekilde,işçinin çalışma süresine,yahut ürettiği ürün miktarına bağlı olarak belirlenen ücretin de ayda bir kez aylık olarak ödenmesi mümkün olmakla birlikte,bu ücret maktu ücret niteliğinde olmadığı için 4857 sayılı Kanun'un 48 ve 49.maddelerinde yer alan düzenlemeler geçerli olmamaktadır.İşçi ile nispi ücret üzerinden sözleşme yapılmış ise, ayın 28,29,30,31 gün çekmesi durumunda ödenecek ücret miktarı değişik olacak,keza işçinin mazeretli,yada mazeretsiz olarak işe devam etmediği günlerde kendisine herhangi bir ücret ödenmeyecektir.

      Ücreti sözleşme ile nispi olarak ödenen işçilere yapılan ödeme tutarının içinde, hafta tatili ücreti,genel tatil ücreti,ulusal bayram ücreti bulunmadığından bu günlere ait ücretin ayrıca ödenmesi gerekmektedir.

      Belirtmek gerekir ki, asıl olan ücretin saatlik,günlük,haftalık,aylık olarak belirlenmesi ve en geç ayda bir işçiye ücret ödemesinde bulunulmasıdır. Maktu ücret ise istisnadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.