Tabi bu kadar abartı bi kadar şatafat kimin işine gelecek? (Dürüst ve Ramazan Ayı'nın maneviyatını en iyi şekilde yaşayan işletmecilerden ALLAH RAZI OLSUN. Onları kesinlikle kast etmiyorum) Ancak Ramazan Ayı ile birlikte sayıları da artan art niyetli işletme sahiplerinin, gıda ve benzeri ürün satıcılarının.
Geçen yıl yanılmıyorsam yapılan istatistiklerde Ramazan sofralarını süsleyen yiyeceklerin yüzde 60 oranında fazlası israf edilmişti. Bu yıl da rakamlar herhalde değişmeyecek. Fazla değil üç gün önce pazarda 2 TL'ye satılan domates bu gün tezgahlarda 5 ile 6 TL civarına kadar çıkmış.
Buna benzer onlarca sebze ve meyve fiyatı üç gün içerisinde neredeyse tavan yaptı. Bunun sorumlusu kim? Her yıl aynı soru sorulur ama ne hikmetse tek bir yanıt bulunmaz. Neymiş kardeşim Arz-Talep meselesi imiş! Ne alaka. Bu ürünleri bu insanlar Ramazan ayı içerisinde de aynı şekilde tüketiyordu! Şimdi ne oldu da fırsatçılığın adı Arz-Talep'e döndü?
Piyasada A'dan Z'ye, ne kadar sofraların olmazsa almazları var ise hepsi bir anda bu Arz-Talep tuzağına düştü.Ne arzmış kardeşim ne Talep… Anlayamadık.
Ha sadece pazarlarda marketlerde tezgahlarda mı bu olumsuzluklar yaşanıyor? Hayır Lokantalarda lüks otellerde, lüks restoranlarda da durum çok farklı değil. Bir hafta önce yediğin bir yemek ile Ramazan ayı içerisinde yediğin yemek arasında da dağlar kadar fark var.
İftar Menüsü adı altında sofraya konulan tamamen göze hitap eden birkaç güzel yiyecek takviyesi ile fiyatlar yine ikiye katladı. Yukarda da belirttiğim gibi bu sektörde de işini layığı ile yapan firmaları ayırt etmek istiyorum.
Örneğin Gazete sahibi bir arkadaşımızın işletmesi olan Damla Restoran bu yıl güzel bir karar almış ve Ramazan ayı içerisinde İftar Menüsü diye bir dayatmaya izin vermemiş. Normal günlerde ne yemek istersen aynı yemeği Ramazan Ayı içerisinde de aynı fiyatı ve istediğin şekilde tüketebiliyorsun.
Ramazan Ayı ile birlikte en büyük fırsatçılık ise ne yazık ki 'Yardım Paketi' adı altında dağıtılan kolilerin oluşturulmasında yaşanıyor. Bir yıl içerisinde firmaların ellerinde kalan ne kadar kuru gıda, bakliyat türü varsa Ramazan Ayı içerisinde yardım adı altında o kolilerde mutlaka kendine bir yer buluyor.
Yapmayın ya! Yazık gerçekten çok yazık! İllaki yardım yapacaksınız o göz boyayan kolilere ödeyeceğiniz miktarı ihtiyaç sahibi ailelerinin kendilerine verin. Belki size söyleyemeyeceği bir ihtilacını sizin sayenizde alabilecek. Bir ay boyunca ihtiyaç sahiplerine o kadar benzer koliler gidiyor ki anlatamam. Son yıllarda yaygınlaşan Alış-Veriş Çekleri bunun en güzel örneği. Yapacağınız yardım miktarı kadar çeki verin. O insan da ne ihtiyacı varsa onu alsın. Daha doğru olmaz mı?
Gelin bu yılda Ramazan Ayı boyunca yapacağınız yardımlar ile ihtiyaç sahiplerinin yüzünü güldürün.
Geçen yıl gündeme getirdiğim de destek kadar eleştiri de aldığım şu televizyon programlarına bu yıl değinmeyeceğim. Hani şu yılın sadece bir ayı program başına on binlerce lira alan muhteremlerimizin bir önceki yıl yayınlanan programlarının birebir tekrarını içeren yayınlardan…
Çevrelerinde binlerce aç ve ihtiyaç sahibi insanlar varken bir program başına aldıkları on binlerce liranın hakkını vermek için ağlayan (!) ağlatan… muhteremler var ya… 11 Ay İslamiyet'in,dinin, hayrın adını bir kez anmayan kanalların bir anda Huşu içerisinde yayın akışına geçen bazı kanallar var ya… İşte bu yıl onlardan ıııggghhhh hiç bahsetmiycemmm.
Yani kısacası gelin bu yılda İSRAFI DEĞİL İKRAMI ECRİ, REKLAMIMIZI DEĞİL BEREKETİMİZİ, ZENGİN SOFLARINDA LOKMALARIMIZI değil FAKİR SOFRALARINDA DUALARIMIZI artıralım… Ne dersiniz?
Geçen yıldan hafızamda kalan ve Gazeteci bir dostumun sosyal medya sayfasında paylaştığı gibi:
Hocam! Gargara yaptım orucum bozuldu mu? Hocam! Kolonya kokladım orucum sündü mü? Gibi soruların sorulduğu programların ötesinde, televizyonsuz, para hırsına bürünmüş bazı hocacıkların boy gösterdiği dünyanın dışında, güzel bir Ramazan yaşamak dileğiyle...