Merhum siyasi lider Süleyman Demirel'in tabiri ile söyleyim, 'Vardı da biz yoğ mu didik'
Geçtiğimiz hafta köşe yazısında ele aldığım belediye otobüslerinin durumu ile ilgili çok sayıda olumlu karşılık da aldım olumsuz karşılık ta.
Ama şunu samimiyetimle söylüyorum ben kesinlikle birisini körü körüne karalama çabası içerisinde değilim. Bunun böyle bilinmesini arzu ediyorum.
Plakalarını vermemekte hala ısrarlıyım, söz konusu kenar yani bir başka deyimle Varoşlara sözde hizmet (!) vermek için neredeyse çırpınan o körüklü otobüsleri bir gün binin.
Çevreye yaydığı o zifiri dumanın yanı sıra otobüs içerisinde ki sohbetlere daha doğru sohbetten öte o otobüsü kullanmak zorunda bırakılan sürücü arkadaşa yapılan hakaretlere kızmalara bir kulak verin.
Belediye otobüsünün saatli çalıştığını, bir sonra ki sefere zamanında yetişmek için sürücülerin ne kadar gayretli olduğunu hepimiz biliriz. Ama bu otobüsü kullanan arkadaşın günahı ne? Bir sonra ki seferi boş ver, bir sonraki durağa bile zamanında yetişemeyen sürücünün otobüs içerisinde vatandaşlardan duyduğu azarı sıralamaya kalksak sayfa yetmez;
Bu ne ya arkadaş iki saattir durakta bekleyeceğiz diye ağaç olduk. Saat kaç ya neredesin!
Biz işe yetişeceğiz diye otobüse biniyoruz otobüs bizi işe geç bırakmak için elinden geleni yapıyor. Bizim günahım ne arkadaş ya!
Zar zor otobüse bindiklerinde bu kez tepkiler içerde daha değişik bir boyut alıyor
Kaptan kapı açılmadı açsana!
Arkadaşım bu kapı niye kapanmıyor içerisi soğuk doldu toz doldu!
Sürücünün burada bir kabahati var mı? Adamcağız ne yapsın çoluğunun, çocuğunun rızkını kazanmak için gece gündüz demeden, yaz kış demeden çalışıyor. Kendisine hangi aracı verirlerse onu kullanıyor.
Otobüse, sürücüye kızacağımıza hakkımızı ilgili yerlerde arayalım.
Büyükşehir Belediye Başkanımızı geçtiğimiz günlerde bir ilçeye gelirken gördüm önünde Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yeni birim olarak kurulan 'Trafik Zabıta Ekipleri' ne ait olan son model bir otomobil başkanımızın makam aracına ESKORTLUK yapıyordu!
Yanılmıyorsam Vali beyin bile eskort aracı yok.
Hatta bırakın eskortu sırası gelmişken ufak bir şekilde bahsedeyim geçtiğimiz hafta sonu sayın valimizi hanımefendi eşleri ile birlikte bir hastaneye yayan olarak geldiğini gördüm. Bir hastayı ziyarete gelmişti.
İnanın ne güvenlik, ne hastane görevlileri kimse tanıyamadı. Herkes gibi geldi, asansörde sırasını bekledi kalabalık ile birlikte asansöre bindi ziyaretini yaptı ve gayet sakin ve herkes ile aynı şekilde ziyaret saati bitiminde eşi ile birlikte hastaneden ayrıldı.
Biz yeniden körüklü otobüslerimize dönelim.
Peki sürücü arkadaş ne yapsın? Altında son model araç var da o mu hızlı gitmiyor! Altında ki otobüs 1985 model. Yani 30 yaşında. Otobüs trafiğe çıktığı sırada dünyaya gelen bir erkek çocuk şimdi askerliğini yaptı da çoluk çocuğa bile karıştı!
Bu otobüslerin akranları şu anda MKE tarafından yeniden öğütülüp yeniden imal edilen bir üründe yeni hayatını yaşıyor bu garibim hala her gün sırtında binlerce vatandaş taşıyor.
Yaaa valla yanlış anlamayın da bunun yaşında bizim köyde eşek kalmadı…
Gelin bu elimizde kalan ve neredeyse Hacı Murat 124'ler ile aynı yaşta olan bu çilekeş otobüslerimizi yeni hayatlarına kavuşmak üzere MKE'ye gönderelim yerine yenilerini koyalım.
Varoşların da böylesine güzel otobüslere binmeye hakları yok mu? Ne dersiniz…