Hepimiz lanetliyoruz bu terörü. Dili, dini, rengi, ırkı ne olursa olsun insan hayatı her şeyden üstün olmalı. Eğer sivil vatandaşa kadar indiyse bu terör; bizim ellerimizdeki bu kenetlenme, bu birlik yok olmuştur.
Biz çocuklarımızı bu şaşalı hayata çok küçük yaşlarda esir ediyoruz. Çocuklarımızı ruhsuz ve duygusuz yetiştiriyor ve bazı değerleri erken yaşta vermekte geç kalabiliyoruz. Çocuklarımıza vatan, bayrak, toprak, din, dil, ırk gibi değerler sindir sindire verilse ülke, vatan kavramı samimi bir şekilde aktarılsa vatanımız bugün buralarda olmaz, al bayrağımız o gencecik yavrularımıza sarılmaz, fidanlar toprak olup yuvaları dağılmaz.
Sevgili okurlarım sizler de biliyorsunuz, Kaynaklarımızın büyük bir bölümünü teröre ayırıyoruz. Yatırım yapıyoruz, fabrika kuruyoruz; yakılıp yıkılıyor. Terörün zarar verdiği yakılıp yıkılan yerler aslında altından daha kıymetli topraklar. Çünkü doğu ve güneydoğu Anadolusuzun dağlarının altı bor, uranyum madeni dolu. Maalesef bu gözü dönmüş aç kurtlar; bizi karıştırıp kargaşa çıkarıp ardından ülkemize çöreklenmeyi düşünüyorlar. Umarım bu onların sadece hayallerini süslemekle kalacak.
Biz Türkler Türk gibi davranarak atamızı örnek alarak: kendi içimizdeki fırtınaları bir kenara itip başkalarının taş örenliğini yaptığı bu eylemlere dur demeliyiz. Biz dik durup kimseye laf söyletmezsek kimseyi ülkemize karıştırmasak meselelerimizi kendimiz çözersek dik durmayı başarabilirsek bizim bu duruşumuz düşmanlarımıza gözdağı olacaktır.
Bizim savaşımız Haçlı savaşının devamıdır. Bunu anlamak istemiyoruz nedense. Ülkenin siyasetçileri sizlere sesleniyorum. Sizler ülkemizin güvenliği, ülkenin bütünlüğü, bayrağı, İstiklal Marşı için lütfen el ele olun. Siyasetinizi onurla yapın. Terörü kullanmayın, kullandırtmayın…
Sevgili okuyucularım yüreğimiz acıyor. Binlerce şehit verdik bu uğurda binlerce polisimiz, korucularımız, askerlerimiz, öğretmenlerimiz, doktorlarımız öldü; yuvaları dağıldı. Barış dediğimiz şey neyin barışı? Kim kime küs, kim kime kızgın ya da kırgın? Siz sayın devletin siyasetçileri sizleri oraya gönderdik; bizim sesimiz olun diye. Kavgacı olmayın. Szler bizi temsil ediyorsunuz, iz buna müsaade etmemeliyiz. Sayın siyasetçi; politikanın değerlerini taşıyarak siyaset yap. Bıçağının iki tarafı da kesmesin. Adam çıkıyor düşmanım ben diyor ülkeye bayrağa yeri geliyor teröristi şehit ilan edip ülkenin bayrağı varken başka paçavraları bayrak gibi görüyor. Rengini alenen belli ediyor. Ya siz ne yapıyorsunuz? Menfaatlere göre çok rahat oynuyorsunuz. Benim bu düşüncem sayın okuyucularım. Ben o paçavrayı bayrak yapan bayrağımızı istemeyen insanlara da şunu söylemek istiyorum. Kardeşim eğer toprak bulabiliyorsan al bayrağını al kardeşlerini dağdaki teröristlerin yanına gidin sizi kabul edecek topraklarda yaşayın.
Bu ülkenin sizin gibi satılmışlarına ihtiyacı yoktur. Adam gibi adam olun siyasetinizi yapın görüşlerinizi mecliste ifade edin dedik. Açtık size meclisin kapılarını. Ne girmesini bildiniz ne de oturmasını. Siz ülkenin tek bir damlasını bile hak etmiyorsunuz. Siz bölücülük ve çetecilik yapmaktan kendinizi ifade bile edemediniz.
Ülkemiz kime karşı savaş veriyor? Kardeş kardeşe mi? Biz Kürt Laz Alevi demeden yıllarca kucaklaştık, komşuluk yaptık ve kız aldık kız verdik.Neyin kavgası bu? Ben bu kavgaların kargaşaların gezide gördüğümüz gibi programlanmış uyarlanmış bir film gibi yazılan senaryoyu oynadığınızı düşünüyorum. Ülkenin ağacı bu kadar kıymetli ise Akdeniz de Marmara da dönüm dönüm ormanlar yanarken zeytin ağaçları kesilirken bu tepkiyi gösterseydiniz anlardım sizi; vatanını yeşil görenler arasında değerlendirdim. Ama siz ülkemizi kırmızıya çevirip parçalayıp bölüp küçük küçük lokmalar halinde yemeyi düşündünüz. Biz Allahımın izniyle mıknatıs gibi bölünsek de en ufak olayda yapışır koca bir lokma oluruz. Senin de boğanızda kalırız.
Ülkemizi Önderimizin dediği gibi yurtta sulh cihanda sulhla hareket edip kendi içindeki hesaplaşmalarını bir yana bırakıp birlik ve beraberlikten yana olmalıyız.
Lütfen devir birlik devri devir beraber el ele ülkemizi bayrağımızı vatanımızı koruma devri acırsak acınacak hale geliriz.Bizim vatan toprak sevgimiz bitmedi bitmeyecekte.Ülkemizi sahipsiz zannetmesinler ülkemiz bizim toprak bizim vatan bizim bir avuç Yahudi’nin kini hala bitmedi bitmeyecek.Önce vatanımıza kardeşle girdiler sonra bizim ekonomimizde neleri yok etmek istedilerse yok ettiler .Genetiği bozulmuş oynanmış buğday arpa ve de tüm tohum ve ardındaki ilaç rantına bakın .Yine düşüneceğiz değimli.
Geçenlerde bir dergide okudum İsrail de hiç kanser yokmuş. Eskidende bizde yoktu en korkulacak hastalık veremdi. Genetiği değiştirilmiş tohumlar yüzünden ne hale geldik daha da geleceğiz.
Uyan Türkiye Uyan! Daha ne söylenir bilmiyorum uyanmanız için…….
Sevgiler esenlikler.
Meşbure PEKÇAK