Selçuk Üniversitesine Rektör Atamak!..
Son günlerde, şehrin derin mahfil, kulis, gazete haber ve köşe yazarlarının gündem konusu, Selçuk Üniversitesi Rektörlük ataması gelmektedir! Halen rektör olarak devam eden Mustafa Şahin hocanın görev süresi 15 Ocak 2020 tarihinde dolmuştu!. Altı aylık süreçten kaynaklı ve korona günlerinde unutulan rektörlük ataması kamuoyunun gündemine yeniden gelmeye başlamıştır!. Neden?! Ya da birileri, bilinçli olarak gündem kamuoyu oluşturmaya veya yönlendirmeye mi çalışmaktadır!.
Neymiş efendim! Rektör adayı bazı akademisyenler, sadece CV’lerinde rektör adayı yazsın ve rektör yardımcısı veya bir makam kaparız diye aday oldular, şeklinde yazılara şahit oluyoruz!. El insaf!. El vicdan! Gazetecinin görevi kamuoyunu yönlendirmek değildir!. Adama sorarlar?! Hangi saik ve kim veya kimler adına bunları yazıyorsunuz?! Yoksa, niyet mi okuyorsunuz?! Vebal değil midir?! İnsani, vicdani, mesleki ve etik değerlere sığar mı?! Peki, bu insanlar ile nasıl helalleşebileceksiniz?!
Gazeteci, kamuoyunun bilgilenmesi adına sadece fotoğraf veya resim gösteren kişidir!. Fotoğraf veya resim yapan kişi değildir!. Ya da fotoğraf veya resim konusunda yorum yapan kişi kesinlikle değildir!. Gazeteci veya iletişim mesleğini icra eden kişi öncelikle kendini, sınırlarını ve daha sonra da haddini bilmelidir!.
Şehirdeki siyaset, güç ve denge grupları elbette ki kendilerine yakın bir ismin rektör olarak, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanması beklenmektedir!. Neden acaba?! Atanacak rektöre, ihale ve rant kapma ya da çapsız, ehliyetsiz ve liyakatsiz oğlumu, kızımı, gelinimi ve damadı işe aldırırız kaygıları olabilir mi?!. Ne bekliyordunuz?! Veya ne zannetmiştiniz?! Devlet, millet ve şehir sevdası adına değil!. Buradan akçeli konuları zikretmek dahi istemiyorum!.
11 Mart 2020 tarihinde, ülkemizde ki korona virüs vaka ile Devlet ve YÖK başkanlığının talimat ve yönlendirme akabinde, üniversitelerde uzaktan eğitim süreci başlamıştır!. Bilgisayar mühendislik fakültesi ve bilgi işlem daire başkanlıklarının ne kadar çok çalıştıkları ve neler ürettiklerine, şahit olduk!. Bazı üniversiteler, uzaktan eğitim için milyonlarla ifade edilen kaynak aktarmak sureti ile yazılım almıştır!. Peki, sonuç?! Akademisyenler uzaktan eğitim için sisteme dahi giriş yapamamış ve öğrenciler sistemdeki kopma ve arızalardan kaynaklı ödev ve projelerini teslim edememiştir! Daha ne olsun!
Peki, Uzaktan Eğitim Merkezi olarak kurulan birimde ki akademisyen ve yöneticiler, neler yapmıştır?! Böyle günler için hazırlık ve planlama yapmışlar mıdır?! Dijital eğitim materyali üretmişler midir?! Bilemiyorum!. Karar ve yorum sizin!. Peki, merkezdeki akademisyenlere neler olmuştur?! Hiçbir şey! Atamalarını yapan rektör, merkezdeki akademisyen ve çalışanlar için görevi ihmalden soruşturma açmış mıdır?! Hiç sanmıyorum!. Neden? Çünkü bize yakın ve bizim adamımız oldukları için olabilir mi?!.
Korona virüs günlerinde, dünyada ki rekabetin teknolojik araştırma ve geliştirme yatırımlarına olduğuna şahit olduk!. Bu alanda geri kalmış ülkeler, gelişmiş ülkelerin sömürgesi konumuna düşecektir!. Üniversiteler, devleti ve milleti adına araştırma ve geliştirme merkezleri değil midir?!. Günümüzde küresel ve emperyalist güçler arasındaki savaş ve rekabet uzaydadır!. Dünyamızı uzaydan kontrol ve denetim için savaş verdikleri bir dönemde; Uzayı parsel parsel etmişlerdir!
Peki, Üniversite yönetimleri ve akademisyenler bu konuda nerededir?! Ya da, Türk Devleti ve Türk Devlet Aklı bu alanda neler yapmaktadır?! Türk Devleti; Suriye ve Libya’da atmosferin dışından yönetilen ve yönlendirilebilen, son teknoloji füze savunma sistemlerinin dahi erişemediği bir alandan, Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve üretilen SİHA sistemleri ile savaş sistematiğini yeniden yazmakta ve kısmen görmekte olduğumuz başarılar elde edilmektedir!. Şimdi tekrar soralım; üniversite rektör ve akademisyenlerine; bu konuda devlet ve millet adına neler yapıyorsunuz?! Kocaman bir hiç!. Yeter ki engel olmayın! Yeter ki gölge etmeyin!. Yeter ki hainlik etmeyin!: Başka bir ihsan istenmiyor!.
Korona virüs sonrası dünyada ve yerelde; sosyal, kültür, ekonomi ve siyaset değişecektir! Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, her konuşmasında, Aydınlık günler; Türk Devleti ve Türk Milleti için çok yakındır, diyor!. Neden acaba?! Üniversitelere atanacak rektör, dünyada ki rekabet, değişim ve savaş ortamında, Türk devleti ve Türk milletine karşı sorumlulukları ve aydınlık günler zaviyesinden; ben neredeyim ve neler yapabilirim şeklinde kendilerini tekrar tekrar sorgulamalıdır!.
Selçuk üniversitesi rektörlük makamına, ehliyetsiz, liyakatsiz, kifayetsiz veya yereldeki güç, denge grupları ve siyasetin de emir komuta zincirinde, içeriden ya da dışarıdan, şehir ve şehrin dinamiklerinden bihaber, çapsız ve muhteris bir rektör mü arıyoruz! Ya da; Rektör; dünya ile entegre ve piyasayı bilen, reel sektör ile barışık, ülkesi ve yaşadığı il, üniversitenin marka değeri ve itibarını artırma hedef ve gayesi olan, akademisyenler, çalışanlar ve mezun öğrencilerin de reel sektörde üniversite ismi ile aranması adına bir derdi ve bir kaygısı olmalıdır!.
Bu makamlar oyun, oynaş, fantezi ve rant dağıtım yerleri asla değildir! Bir gün mutlaka hesabını sorarlar, hem burada ve hem de diğer tarafta!. Hatta, Kadim Türk Devleti ve Türk Devlet Aklı, her bir kuruş ve ihanetin bedelini bir gün kişinin burnundan fitil fitil getirir!. Bize de uyarmak ve hatırlatmak, düşer!.
15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışmasından sonraki süreçte, karşımızda eski Türk Devleti yoktur! Eski alışkanlıkları olan Türk Devlet yönetim sistemi ve Türk Devlet Aklı kesinlikle yoktur! Türk Devleti, küresel sızıntı işbirlikçi ekol temsilcilerini devletin her biriminden temizlemektedir?! Dünya, gönül coğrafyamız olan bölgede yüz yıl önce olduğu gibi yeniden kurulmakta ve dizayn edilmektedir!
Yeni dünya düzeni ve sistematik, Türk Devleti olmadan kurulamayacaktır!. Virüs günlerinde bir kez daha şahit olduk!. Tarih, kültür, sosyal, coğrafya ve gönül bağları ve aklı olan tüm bölgelerde, Türk Devleti ve Türk Milleti olmadan hiçbir şey yapılamaz!. İçerideki tüm yeni atama ve kadrolar, yeni dönemdeki dünya düzeni ve sistematiğe yönelik, yeni Türk Devlet yönetimi ve siyaseti, Türk Devlet ve Anadolu kodlarına hakim ve yakın olacaktır veya olmalıdır, şeklinde düşünüyorum!