Selçuk Üniversitesine Nasıl bir Rektör Aranıyor!..

Ahmet Ünver

Selçuk Üniversitesine Nasıl bir Rektör Aranıyor!..

Geçtiğimiz günlerde, Selçuk Üniversitesine rektör ataması hakkında iki köşe yazısı kaleme almıştık!. Yazımızın akabinde, üniversite çevresinden tanıdık dostlar ve aracı vesilesi ile tanımadığımız kişilerden de arayanlar oldu!. Öncelikle her birine çok teşekkür ederim!. Bir yazar veya köşe yazarını teşvik eden şey, okuyucu tarafından övgü veya eleştiri babından aranması ve geri dönüş sağlanmasıdır!. Toplum olarak geri dönüş yapmasını da çok beceremiyoruz!. Ya çok seviyoruz, ya da öldürüyoruz!. Ortası olmadı, hiçbir zaman!. Çünkü ya bendensin, ya da değil!. Ya benimsin, ya da kara toprağın!. Ne olacak ve kim atanacak, Selçuk Üniversitesi rektörlüğüne, şeklinde sorulara muhatap olduk!. Sorunun muhatabı herhalde biz değiliz!. Bir gazeteci ve iletişimci olarak, sadece duyumlarımız ve gözlemlerimize dayalı olarak kalem oynatmaya ve birkaç kelam karalamaya çalışıyoruz!. Atama makamı biz olmadığımıza göre!. Atama makamına herhangi bir etki ve tesir gücümüz de bulunmadığına göre!. Süreç kendi mecrasında ilerlemektedir!. Elbette ki devletin değirmeni yavaş işler fakat iyi işler!. Devleti idare edenlerin her konuda olduğu gibi rektörlük için de, görünenlerle birlikte, arka planda tabii ki  bildikleri vardır, diyorum!.

Peki, rektör adayı olmak  ve rektör atanma süreci nasıl işlemektedir?! Devlet üniversitesi veya yüksek teknoloji enstitüsü rektör adayları, adaylık şartlarını taşıdıklarını gösterir belge ve öz geçmişlerini ekledikleri bir dilekçe ile Cumhurbaşkanlığına sunmak üzere, Yüksek öğretim Kuruluna gönderir! Yüksek öğretim Kurulu, devlet üniversitesi ve yüksek teknoloji enstitüsü rektör adaylarının tamamını, şartları taşıyıp taşımadığı, lisans ve lisansüstü eğitim mezuniyetleri, akademik unvan aldığı tarihler ve atamaları, bulundukları idari görev ve deneyimleri, sicil ve disiplin dosyaları yönlerinden bir raporlama yaparak, Cumhurbaşkanlığına sunar!. Cumhurbaşkanı, Yüksek öğretim Kurulu tarafından sunulan, devlet üniversitesi ve yüksek teknoloji enstitüsü rektör adayları arasından birini, rektör olarak atar veya başvuru sürecinin  tekrardan yenilenmesini talep eder!.

Peki, rektörlük atama süreci böyle işliyorken, Selçuk Üniversitesi gibi akademik hayatı yarım yüz yıla yaklaşmış, köklü ve kurumsallaşmış bir kuruma nasıl bir rektör adayı arıyoruz?! Bu konular hiçbir zaman ve hiçbir mahfilde konuşulmuyor! Neden?!.  Sadece şuraya yakın, buranın adamı veya siyasetin yönlendirmesi ile bir rektör ataması gerçekleşiyor! Daha sonra da bu rektörden başarı bekliyoruz! Atanan rektör, kendisini bu makama getiren kişilere sadece vefa borcunu ödeyecektir!. Diğer, akademik başarı ve üniversite sanayi işbirliği söylemleri de havada kalacaktır!. Üniversiteler; araştırma, geliştirme ve bilimsel çalışmalar yapması gereken kurumlardır!. Günümüzdeki bazı üniversitelerin neredeyse yüksek liseden bir farkı yoktur!. Üniversiteler, ülkesine, insanlığa ve ilinin ekonomik kalkınmasına katkı sağlamalıdır!.  

At sahibine göre kişner, der atlarımız!  Rektör ne ise üniversite yönetimi ve akademisyenler de aynen öyle olacaktır!.  Rektör, dinamik, aktif, inovatif, pro-aktif, atılgan, girişimci, modern yönetim tekniklerine hakim, iletişim ve iletişim krizlerini de  yönetebilmeli, kendisi ve çevresi ile barışık  ise üniversite yönetimi de kurumsal olarak aynı özellikleri taşıyıp başarılı olacaktır!. Aksi halde, üniversite öğretim üyeleri ve çalışanlara şevk ve motivasyon verilememiş olur! Böyle bir durumda da, üniversitedeki bazı akademisyenlerin kendi gayretleri dışında yeterli bilimsel ve saha çalışması yapılmaz,  bilimsel makale yayınlanmaz, ulusal ve uluslar arası ölçekte patent alınmaz, piyasada aranan ve   başarılı öğrenciler mezun olmaz, üniversitenin bulunduğu İline de ekonomik katkısı  olamaz!. Üniversiteler, ülkesi ve bulunduğu ilin ekonomisine katkısı kesinlikle şarttır!.

Rektör, üniversitenin lideridir! Rektör, yardımcıları, danışmanları ve öğretim üyelerinden bir yönetim oluşturur!. Dekan ve yüksek okul müdürlerini atar ve senatoyu oluşturur! Rektör yardımcıları ve senato oluşumu ile üniversite yönetimi  oluşturulmuş olur!. Rektör başarılı ise üniversite yönetimi ve dolayısı ile üniversite de  başarılı sayılacaktır!. Özel sektörde bir genel müdür, şirketin marka değeri ve itibarını yükseltebiliyorsa, şirketin sürdürülebilir büyümesini sağlayabiliyorsa, karlılık, ciro, üretim, satış,  kalite ve verimliliği arttırabiliyorsa, maliyetleri düşürebiliyorsa, çalışan ve müşteri memnuniyetini artırabiliyorsa, şirket sahibi ve yönetim böyle bir genel müdürü şirketin başında tutmak için her yola başvuracaktır!. Üniversiteler de ise böyle bir süreç ve durum, sadece  rektörün inisiyatifindedir, rektör çalışırsa üniversite yönetimi, akademisyenler ve tüm personel de çalışacak ve üniversite ile birlikte rektör de başarılı olacaktır!.

Özel sektörde karşılığı olan öğrenciler yetiştirebilmek için başarılı, sektörü  ve sahayı bilen akademisyenleriniz olmalıdır!. Üniversiteye bir akademisyen rektör atandığı zaman, mevcut öğretim üyeleri ile başarılı öğrenciler yetiştirmek zorundadır! Böyle bir durumda yapacağı şey,  akademisyenlerin nitelik ve kapasitesini geliştirerek, eğitim - öğretim yöntem ve şeklini yeniden gözden geçirmesi gerekecektir!  Akademisyenlerin çoğu sadece isminin başında  doçent veya  profesör!. Piyasadan, reel sektör  ve sahadan bihaber!. Bazı akademisyenlerin verdikleri, kitabi ve slayt bilgilerin reel sektörde hiçbir karşılığı yoktur! Öğrenci zaten bu bilgilere bir şekilde internet ortamından da erişebilecektir!. Önemli olan saha ile entegre bilgiyi harmanlayabilecek, uygulanabilir ve  fizibil bilgiler verebilecek akademisyenler olmalıdır!. Ehliyet ve liyakat sahibi, sahayı ve reel sektörü bilen akademisyenler ile piyasada üniversitenin ismi ile aranan kaliteli ve nitelikli öğrenciler yetiştirebilirsiniz! Aksi halde üniversitenizden mezun binlerce diplomalı  işsiz piyasada iş arayacaktır!.

Şimdi yazımızın başlığına tekrardan dönelim ve sorumuzu yenileyelim! Selçuk üniversitesi rektörlüğüne, ehliyetsiz, liyakatsiz ve kifayetsiz, onun, bunun, şunun adamı veya yereldeki güç, denge grupları ve siyasetçilerin de emir komuta zincirinde, rahatlıkla kullanabilecekleri bir rektör mü arıyoruz! Yoksa mevcut rektör, şehirdeki güç, denge grupları ve yereldeki siyasetçiler tarafından da söz dinlemediği ve kullanışlı olmadığı için mi istenmiyor! Bilemiyorum!. Geçen haftaki yazımıza istinaden, siyasete yakın bir rektör adayı, siyasetin beygiri değil, seyis yetiştirmek için aday oldum, diye sitem ve serzenişte bulunmuştu!.Ya da, dünya ile entegre, piyasayı bilen, reel sektör ile barışık, ülkesi, yaşadığı il, akademisyenler, üniversitedeki  tüm çalışanlar  ve öğrencileri için de bir derdi olan rektör ve ekip mi arıyoruz?! Hangisi?! Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş, diyen şair gibi, bir akademisyen, bir öğretim üyesi ve rektörün, ülkesi,  üniversitesi, şehri, dünya insanlığı ve öğrencileri için de mutlaka dert sahibi olmalıdır, diye düşünüyorum!. Bu makamlar sadece oyun, oynaş ve fantezi yeri değildir! Bir gün mutlaka hesabını sorarlar, hem burada, hem de diğer tarafta!. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.