Selçuk Üniversitesi Küçük Hayvan Hastanesi - 3 -
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Küçük Hayvan Hastanesinin Diş Hekimliği Fakültesine devir iddiaları yazımızın içeriğinde ki rakamlardan kaynaklı, Selçuk Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin hoca aradı! Mustafa hoca öncelikli olarak tabii ki rakamların şişkin olmasından dolayı, rahatsızlık duyduğunu ifade etti!. Peki, rakamları yazar mı şişiriyor?! Bir İletişimci ve gazeteci olarak genel resmin kamuoyu tarafından net bir şekilde algılanmasına gayret ediyoruz!. Karar, takdir ve yorum okuyucuya aittir!. Ya da kurumlarda açık ve şeffaf iletişim olmadığı için doğal olarak, yalan, yanlı, yanlış, kirli ve dedikodudan kaynaklı, şüyu vukuundan beter bir durumdan dolayı, kokudan geçilmiyor, olabilir mi?!
İletişimin temeli açıklık, dürüstlük ve şeffaflık olduğunu, bir diğer temel özelliğinin de muhataplar tarafından geri dönüşlerin olması, gerektiğini ifade etmiştik! İletişim, sadece kuru bir İletiden ibaret değildir!. İletişimde geri dönüşün olmadığı durumlarda eskiden olduğu gibi tek taraflı sadece İLETİ gönderir durursunuz!. Bazı İletişimci dostlar halen basın bülteni modunda kaldıkları gibi!. Çünkü daha İLETİŞİM ve YÖNETİŞİM boyutuna erişemediler!. İletişimde mezkur ilke ve yeterlilikler olması gerekirken, Yönetişimde de Hesap Verebilirlik gerek şart ön planda olmalıdır!. Ya da birileri kendileri ve yapmış oldukları yanlış fiillerin de LA YÜS’EL kabul ettikleri için; HESAP VERMEKTEN veya HESAP SORULMASINDAN mı korkuyor?!
Bilemiyorum!. Devlet dediğimiz
kurum sadece MÜHLET verir fakat İHMAL etmez! Devlet dediğimiz kurumda süreklilik esastır!.
Daha önceki yazımda da ifade ettiğim şekilde, mezkur yazıları kaleme alırken hiçbir kişi veya zümrenin yönlendirmesi, etkisi, siparişi veya ısmarlaması olmadan yazdığımı ısrarla vurgulamıştım!. Sadece ve sadece milli servet ve kamu kaynaklarının da israfı kaygıları ile mezkur yazıları kaleme aldım!. Yani bir yanlışı elimizle ve dilimizle düzeltmeye veya buğz hali ile sadece yazıya dökmeye çalışıyoruz! Bunu da mı yapmayalım?! Selçuk Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin hoca, aradığında doğrudan kim veya kimler bu yazıları yazdırdı veya yanlış bilgilerle sizi doldurdu, diye sözlerine başlaması, toplum ve eğitim camiası zaviyesinden ne kadar sıkıntılı ve sorunlu bir durumda olduğumuza işaret etmektedir!.
•Mustafa Hoca, Veteriner Fakültesi, Küçük Hayvan Hastanesi metrekareden kaynaklı yazımıza, inşaatın sadece hayvan hastanesi olarak yapılmadığını!. 1982 yılında kurulmuş, üniversitenin akademik başarıda çok büyük etkisi olan ve en eski fakültesinde öğrenciler için eksik olan derslik, akademisyenler
için oda, ameliyathane, konferans salonu gibi yerlerin de bu binada yapıldığını, vurguladı!.
•Mustafa Hoca, Veteriner Fakültesi Küçük Hayvan Hastanesi inşaat maliyetinin kirli bilgiler veya dedikodularda ki şekilde olmadığını!. Kalkınma Bakanlığı onaylı projenin 18 milyon TL artı KDV ve tüm kamu ihalelerinde yüzde yirmi artırma veya eksiltme şeklinde ki maddeye istinaden, yüzde yirmi artış ile maliyet rakamının da 25 milyon 444 bin TL olduğunu, ifade etti!.
•Mustafa Hoca, Diş Hekimliği Fakültesi ve hastane binasının yeni tadilat ve tüm birimlerin de yeniden dizayn ve tefrişatının yapıldığını!. Sağlık Bakanlığı bünyesinde şehir merkezinde yeni açılan Ağız ve Diş Sağlığı birimleri, Necmettin Erbakan Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi ve bölgemize de en yakın Karaman oğlu Mehmet Bey Üniversitesinin de Diş Hekimliği Fakültesinin açılmış olması, Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde eskisi kadar hasta yoğunluğunun olamayacağını, yeni bir bina inşaatı veya yeni bir ek hastane binasına ihtiyacı bulunmamaktadır, dedi!.
Siyasal İslam kisvesi altında muhafazakar camianın geldiği nokta ve bu düşünce sistematiğinin de topluma ettiği en büyük kötülüklerden bir tanesi işte budur!. Ya bizdensin ya da değil!. Ya bizden- sin ya da kara toprağın!. Arkadaş neden sizden veya bizden olmak zorunda insanlar!. Ya da neden sizin veya bizim gibi düşünmek, yaşamak ve uygulamak zorunda!. İSLAM’IN temel ilke ve düsturları; EHLİYET, LİYAKAT, HAKİKAT, ADALET ve DÜRÜST olmak gibi erdem ve değerleri bitirdik, tüm bu değerleri de, dünyalık kaygılarımız adına içini boşalttık!. Siyasal İslam kisvesi adı altında bu topluma Ahlaki olarak yapmadığımız zulüm ve kötülük kalmadı!. Farkında mıyız; Ahlak ve Değerler zaviyesinden
DÖKÜLÜYORUZ, BİTİYORUZ ve ÇÖKÜYORUZ!. Artık YETER!.
Hani, İslam ve hakiki manada Müslüman olduğunu da iddia eden zümre olarak şu kaide ve emirlerden, her ne olursa olsun, dünyalıklar adına vazgeçmeyecektik?! Yani Münafıklık alametlerini de sergile- meyecektik!. Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah, mezkûr konuda neler emrediyor!
•Muhakkak Allah, İman Ehline emrediyor; Emanetleri Ehline veriniz ve İnsanlar arasında hükmedince de Adaletle hükmediniz!. Şüphesiz Allah size bununla ne güzel öğüt veriyor! Şüphe yok Allah bihakkın işitir ve bihakkın görür! (Nisa - 58) •Ey İman edenler! Allah için HAKKI - HAKİKATİ ayakta tutan ve ADALETE şahitlik yapanlar olunuz!. Bir kavme olan kininiz, sizi Adaletsizliğe sevk etmesin!. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır! Allah’tan korkun!. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır, buyurmaktadır!. (Maide - 8)
•Hz. Mevlana; Adalet nedir? Ağaçlara su vermek!. Zulüm nedir? Dikeni sulamak!. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır! Zulüm nedir? Bir şeyi, yerinde kullanmamak, layık olmayan vere kovmaktır!. Bu da ancak belâya kaynak olur, buyurur!.
Ne demektir; Allah aşkına!. Kim yazdırdı ve kim adına yazıyorsun; sipariş, yönlendirme veya ısmarlama yazıları!. Bireyin kendi aklı yok mudur?! Yani, sizin hakkınızda da birileri bir yazı kaleme aldığında, bunları da siz mi yazdırmış, etkilemiş, sipariş etmiş veya ısmarlamış oluyorsunuz?!. Yapmayınız!. Birey, Ahsen-i takvim olarak, kendisine verilmiş olan AKIL nimeti ile öncelikle kendisi, çevresi, toplumu, devleti ve sonra da Allah’a karşı sorumlu değil midir?! Saldım çayıra Mevla’m kayıra, öyle mi?! Önceki yazımda ki mezkûr ifadeler ile cevap vermekle yetineceğim! Bizi tanıyanlar bilir!. Tanımayanlara da diyecek bir sözümüz yoktur!. Hz. Mevlana’nın ifade buyurduğu; BİZİ BİLEN BİLİR!. BİLMEYEN DE ZATEN KENDİSİ GİBİ BİLİR!. Her lafa verecek bir cevabım var fakat suskunluğum asaletimden- dir!.