Korona Virüs Sonrası Yeni bir ÇAĞ Başlıyor!.
Korona Virüs sonrası dünyada ve özellikle de yerelde çok büyük değişim ve dönüşümlerin olacağını yazılarımızda vurgulamaya çalışıyoruz!. Sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik değişim ve dönüşüm!. Peki, bu değişim ve dönüşüm nasıl olacak?! Kimler bu değişim ve dönüşümde trenden inecektir?! Kimler veya hangi ülkeler virüs sonrasında ki yeni dönemde dünyada kutup olarak karşımıza çıkacaktır?! Türk Devleti, Afrika ve Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkasya, Asya, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinde, tarih, kültür, sosyal, din, dil ve gönül aklı ve bağları olan tüm bölgelerde, Kadim Türk Devlet Aklı ile birlikte KUTUP BAŞI olacaktır!. Hangi ülkeler, küresel ve hegemonya güç yarışından yerinden olacaktır?! Korona virüs, yeni dönemde ki güç, varlık ve yokluk zaviyesinden bir turnusol görevi olduğunu da vurgulamıştık! Acaba neden?!
İstanbul’un fethinin 567. Yıl dönümünü kutladığımız şu günlerde, Türk Devleti ve Türk Milleti, yeni bir fetih, yeni bir çağ, yeni bir Kutlu Türk Tarihi ve yeni bir dönemin işaretlerinin göstergelerini vermekte olduğumuzu düşünüyorum!. Peki, 567 yıl önce İstanbul’un fethi ile neler olmuştur?! İstanbul’un fethi, bir dönemin bitişi, yeni ve kutlu bir çağ başlaması, Korona virüs ve sonrasında ki yenidünya düzeni veya yeni bir çağın başlaması ile ne alakası var dediğinizi de duyar gibiyim! Tabii ki yoktur! Virüs, sadece dünyayı kapatmış, kilitlemiş, tüm hayatı ve ekonomiyi de dünyada durma noktasına getirmiştir!.
567 yıl önce İstanbul’un fethi ile; Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından biri ve Osmanlı Devleti yükselme dönemine girmiştir!. İstanbul’un fethi ile, sadece kendi halkına değil, tüm Dünya insanlığına barış ve huzur gelmiştir!. Bin yıllık Bizans imparatorluğunun yıkılması ile, köhne bir çağ kapanıp, yeni insani bir kutlu çağ açılmıştır!. Reform hareketleri, Rönesans dönemi ve coğrafi keşiflerini başlatmıştır! Fetih ile, Osmanlı Devleti, Anadolu ve Rumeli toprak bütünlüğü sağlanmış ve İpek ticaret yolu Türklerin kontrol ve komutasına geçmiştir!.
Peki, bugün dünya insanlığı fiziksel ihtiyaçları kadar, barış ve huzura susamış mıdır?! Barış ve huzur ne zaman gelecektir?! Virüs döneminde yüz ülkeye yapılan Türk yardımlarını nasıl okumalıyız?! Mazlum milletler inim inim inlemektedir! Peki, kim duyuyor?! Hiç kimse! Onların, gözleri kör, kulakları sağır ve gönülleri de kapalı ve mühürlüdür! Peki, bu inilti ve yakarışları dünyada kim duyacak, kim dinleyecek ve çözüm adına kim harekete geçecek ve kucaklayabilecektir?! Tabii ki, asil Türk Milleti ve Aziz Türk Devleti!. Tarihi, yakmak, yıkmak, öldürmek ve yok etmek olanlar mazlum milletlere, kan ve göz yaşından başka ne verebilir ki?! Tarihi sadece, diriliş, ihya, yaşatmak ve var etmek olan asil Türk milletinden başka, bugün dünya insanlığındaki insani ve gönül yaraları kim sarabilecektir?!
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Zulüm 1453’de başladı diyenler, İstanbul’u kundaklama ve kurcalama hedefi güdenler, İstanbul merkezli zillet planları ile pusu kuranlar, aynadaki akisleri gibi kötürüm olacaklar! Müslüman Türk Anadolu çocukları, Bizans’ın çocuklarını her cephede ve her seviyede berhava edecektir, ifade ve vurgularının, virüs ve sonrasında kurulmakta olan yeni bir çağ, yeni bir dünya düzeni ve sistematiğinde ki, Güçlü ve Büyük Türk Devletini hazmedemeyen tüm küresel ve emperyalist güçler ve içerideki işbirlikçiler mahareti ile de kontrol edilebilir ve yönetilebilir bir kukla Türk Devleti hayali kuran taşeron sızıntılara karşı, bir Osmanlı tokadı, olduğunu düşünüyorum!.
Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli ve diğer Hazirun katılımları ile açılışı yapılan, eski ismi Yassı veya Yaslı Ada, yeni ismi ile Demokrasi ve Özgürlükler Adası; Türkiye’nin atmış yıllık demokrasi mücadelesi yanında ve gelecekteki hedeflerinin de sembolü olacaktır!. ABD’deki meşhur Camp David Adasında, dünya dengesi adına, uluslararası toplantılar yapılır ve nihai kararlar buradan tüm dünyaya açıklanır! Demokrasi ve Özgürlükler Adası da, artık ulusal ve uluslararası toplantıların yapılacağı, dünya insanlığının barış ve huzur adına, nihai kararların da tüm dünyaya açıklayacakları bir merkez olacaktır!.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Türkiye son iki asır boyunca, sürekli bir uçtan diğerine savrulurken epeyce büyük kayıplar yaşamış ve tarihi fırsatları kaçırmıştır! Ülkemizin bu savrulmaları ve içe dönük mücadele üzerine kurulu serencamın sürmesini isteyenler, darbelerden vesayete, terör örgütlerinden kifayetsiz siyasetçilere kadar malzeme bulmakta zorlanmamıştır! Ancak milletimiz, istiklalinden ve istikbalinden ümidini kesmemiştir! Bu yıl 949. yıl dönümüne ulaştığımız Malazgirt Zaferi ve 567. yıl dönümünü kutladığımız, İstanbul’un Fethi’ndeki ruh, heyecan ve kararlılıkla mücadelemize devam edeceğiz!. Cumhuriyetimizin 100. yılı 2023, milletimiz için yepyeni bir şahlanış vesilesi haline getirmek için gece ve gündüz çalışmaktan bir an bile geri durmayacağız!. Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine doğru, demokrasi ve ekonomimizi sürekli daha ileriye taşıyarak yürümeyi son nefesimize kadar sürdüreceğiz, ifade ve vurgularının, virüs sonrasındaki yeni dünya düzeni ve sistematiğinde ki, geleceği de güzel ve aydınlık bir Türkiye adına çok manidar ve dikkate değer olduğunu düşünüyorum!.