Sevgili Okuyucularım! Bu yazımda sizlerle farklı bir pencereden farklı bir terimi açıklayacağım. Yöneticilik ve İdarecilik. 37 yıllık iş hayatımda ilkokuldan bu yana bir şekilde idarecileri hep gördüm. Kimi zaman yüzeysel, kimi zaman uzaktan kimi zaman da onlarla iç içe oldum. Ama hep bir şekilde mutfaktaydım. Evinizi babanız ve anneniz idare eder. Siz en iyi gözlemi onlar üzerinde yaparsınız. Anneniz çalışmıyorsa babınızın verdiği parayla mutfağı idare eder. Sizin sevdiğimizi yemekleri babanıza sorarak onaylatır. İdarecilik budur. Akşama ne yapayım demez, “akşama köfte yapayım” ı babayı köfte yemeye beynine yolladığı ilk sinyalle adapte etmiştir zaten.
Eşine sormuyor sadece çocuklarının sevdiği yemeği biliyor ya eşine tasdik ettiriyor. Ev ahengini, idareciliği annemiz başarıyla yapıyor.
Komşuluk da önemlidir. Komşular birbirlerini idare ederken laf söz taşımadan dedikodu yapmadan muhakkak yapılır da can yakmadan ev yıkmadan olursa iyi olur demeden geçemeyeceğim. Mahalleli de birbirlerini böyle idare ederler. İmecelik birlikte yapılan işler yardımlaşma komşuluk ilişkilerini güçlendiren olgular olmasına rağmen günümüz koşullarında komşuluk geçerliliğini kaybetmek üzere olduğunu hatırlatırım. Bir de işyerlerinin yöneticiliği vardır. Bunlar çeşit çeşittir. Yönetici tutarsızdır, nerede ne yapacağını bilmezsiniz. Nasıl davranacağını kestirene kadar baya bir zaman geçmesi lazımdır. Bu insanlar hırlar gürler ama kötü olmadığı sürece idare edilebilirler.
Bir de işinde sesiz ama sakin yapıda kişiler vardır. Nerede ne diyeceğini kestiremediğiniz mükemmeliyetçilik had safhadadır. Eğer sizde mükemmel olmaya çalışırsanız ve iş disiplini dediğimiz kavram sizde varsa hiç sorun yaşamazsınız. Bir de kamu kurumlarında çok az ama bu yeteneğiyle çok başarılara imza atmış, personel fikirlerini önemseyen her zaman onlarla birlikte projeler geliştiren yöneticiler vardır. Kapısı hiç kapalı değildir. Ama hiçbir personel o kapıdan içeri girmez ve girmeyi gerektirecek bir durum yoktur. Ayrıca girdiğini düşünün personeline misafir gibi hürmet edilir ve kristal bardaktan çay içer personel. Suratı asık girse gözlerinden ferle çıkar. O idareci her cuma akşama doğru öğleden sonra personellerine 10 dakika uğrayarak hal hatır eder. sohbet eder. Yani personelinin servisine gidip onları ziyaret etmek, onlardan bir şey almaz. Aksine çok yücelir personelinin gözünde.
Yani anlayacağınız idare etmek, idarecilik bir meziyettir. Yetenektir ve kişilerin sonradan öğrenmeyle yapamayacağı işler arasındadır. Büyük bir kurumun yöneticisini düşünün, Hepsine tek tek günaydın diyemez ama gördüğünde karşısındaki kişi ona saygı gösterip düğmesini ilikliyorsa ve günaydın diyorsa yapması gereken budur. Yöneticinin bu kişiyle selamlaşması ve adını bilmiyorsa bile işler nasıl gidiyor demesi karşısındaki için çok önemlidir. .Kişinin motivasyonunu sağladığı gibi kuruma olan sahiplenmesini artırır. İş yeri yöneticiliğindeki en önemli özelliklerden birisi de işine sahiplenmeyen geçimsiz ya da dışlanmış personellerin kazanılması olmalıdır. Muhakkak her insanın iyi bir yanı vardır. Önemli olan onu bulmaktır.
Düşünün! Çalıştığınız işyerinde sabah selamlaşarak aslında kendimizi motive etmiş oluyoruz. Gülümseyerek günaydınlaşarak beynimize ilk güzel sinyalleri yollayarak gün boyu mutlu olabiliriz. Olumsuz giden kötü şeyler olabilir bunlar olağandır. En az zararla kişileri kırıp dökmeden tamir etmek yöneticinin meziyetidir. Kişi sabah personeline günaydın demezse çalışanlarıyla araya uçurum (mesafe demiyorum )koyarsa başarılı olduğunu zanneder ve çok yanılır. Ve başarısız olabilir ve çok yorulur. Unutmayalım bilgi sevgi paylaşıldıkça büyür. Emekli olduğunda tek personel onunla karşılaşmak istemez selam vermemek için kafasını başka yöne çeviri. İyilikle sevgiyle ve saygıyla çok şey yapılabilir. İşin mutfağındaki kişi çok önemlidir. Bu kişinin sorunu olabilir; dinlemek bile kişiyi rahatlatır ve işine daha mutlu olur. Bir şey yapamasan bile onu önemsediğini gerçek duygularınla hissettir. İyi yönetici personele her dediğin yapan kişi değildir Adaletli olan, siyasi kayırmacılık yapmayan olağan üstü merhametli hak hukukla davranan, üretici motive edici takım çalışması yapabilen özgüvenli ve akıllı adamlar olmalıdır.
Etik ilkelerini yazmak etik sözleşmesini imzalatmak çokta önemli değildir. Kişinin merhameti aldığı parayı hak etme gibi kavramları gelişmişse bunu zaten yapacaktır.Kamu mallarını o milletvekilinin harcadığı gibi har vurup harman savurmayacaktır.İşte etik ve değerlere bir bakın bu kavramları kanun yapan kişilere , bakın meclise gönderdiğimiz vekillerin davranışlarına arsızlıklarına bakın binlerce insanın cebinden vergisinden çıkacak olan bu parayı nasılda har vurup harman savuruyorlar. Kavga dövüş yapanlar meclisi nasılda talan ediyorlar acaba evlerindeki tek eşyaya kıyamazken bizim paralarımızı bu kadar kolay mı heba ediliyor demeden geçemeyeceğim. Suç bizde hala gözümüzdeki sis perdesini aralayamadık. Önce doğru düzgün adam olmayı öğrenecek bu vekiller. Adam meclisin mikrofonunu kıracak zarar verecek meclisin bütçesi var bizim paralarımızı harcayacak. Yok böyle bir şey hesap verecek.Bir devlet dairesi nasıl çalışıyorsa sorumluluğu varsa bu kurum ondan daha üstün çalışacak daha itmam gösterecek. Kavgasız günlere diyorum .