Covid-19 sonrası dünyada; sosyal, kültürel ekonomik ve siyasi değişimlerin olacağını yazılarımızda her daim vurgulamaya çalışıyoruz!. Peki, ifade edilen değişim nasıl olacaktır?!. Birinci ve ikinci dünya savaşı akabinde gelen değişimleri hatırlatmak isterim!. Bu savaşlarda ne kadar insanı kaybettiğimizi ve tarumar olan şehirleri de bir kenara not edelim!. Daha gerilere gidecek olursak, Rönesans ve Fransız İhtilalı ile gelen yıkım ve değişimleri de unutmamak gerekir!. Değişim, normal ve şartlar gereği mi, yoksa savaşlardan mı sonra mı gelmelidir?!.
İnsanoğlu yaşadığı ve dünya da dönmeye devam ettikçe, değişim kaçınılmazdır!. Durağan her şey kirlenir!. Değişmeyen tek şey değişimdir! Peki, değişim nasıl olacaktır?! Değişime kim veya kimler, liderlik veya öncülük edecektir?!. Değişim akabinde gelen yeni durum, dünya insanlığının hayrına mı olacaktır?! Ya da yeni bir dijital kölelik düzeni mi kurulacaktır?! Yoksa değişimi tetikleyen küresel güçler, tarihte olduğu gibi her daim karlı mı çıkacaktır! Sorulması ve cevap bulunması gereken soruların bunlar olduğunu düşünüyorum!.
Covid-19 sonrası dünyada yaşanacak olan; sosyal, kültürel ve ekonomik değişimleri işin ehli uzman ve stratejistlere bırakalım!. Bu konudaki yorum ve gelişmeler hakkında izahatta bunacaklardır!. Bir iletişimci ve gazeteci olarak, dünyanın parlayan yıldız ve marka ülkesi, küresel güç olma yolunda ilerleyen Türkiye’de ki siyasi değişimin erken bir genel seçim ile kazasız ve belasız bir şekilde nasıl olması gerektiği ya da değişimin parametrelerini okumaya, anlamaya, yorumlamaya ve kaleme almaya çalışıyoruz!.
Cov,d-19 ile, hükümetlerin almış olduğu sosyal ve ekonomik kararlar, insanları zor durumda bırakmaktadır! Tabii ki böyle bir gelişme de kitlelerin bir kıvılcım ile sokaklara dökülmesine sebebiyet vermektedir! Ya da şöyle soralım!. Kitleleri, kim veya kimler sokaklara dökmektedir?! Hedefleri nedir?! Kitlelerin sokak hareket kalkışması, hükümetleri nasıl ve ne kadar zor durumda bırakmaktadır?! Hükümetler daha ağır müeyyide almak zorunda kalabilir mi?! Aldıkları takdirde neler yaşanabilir?! Alınmadığı durumlarda neler olacaktır?! Böyle bir gelişme ülke ve vatandaşın çıkarına mı olacaktır?! Ya da bu işleri tertip eden küresel ve emperyalist güçlerin mi?!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, pandemi vakalarının ülkemizde, Nisan ayında zirve yapması ve Bilim Kurulunun tavsiye ve önerileri çerçevesinde, Ramazan ayının son günleri ve Ramazan Bayramı ile birlikte, 17 günlük tam kapanma kararını açıklamıştır!.
Tam kapanma kararının açıklanması akabinde, küçük esnaf ve özellikle de ücretsiz izne gönderilen ya da işinden ayrılan kitlelerin durumu da sorgulanmaya başlamıştır!. Ülkemizde her bir vatandaşın sabit gelirinin olmadığını da unutmayalım!. Büyük bir kitlenin sadece günlük yaşamakta olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim!.
Ülkemizde, günlük kazanan ve günlük yaşayan büyük bir kitle bulunmaktadır!. Tam kapanma ile, günlük kazandığı ile kimseye muhtaç olmadan hayatını idame ettiren, kimseye de bir zararı olmayan, yeri geldiğinde günlük kazandığı ekmeğini bölüşen, paylaşan ve infak eden küçük esnaf ne yapacaktır?! Şehrimizdeki Esnaf Odalarına, kayıtlı atmış bin civarında küçük esnaf ve dört kişilik ailesi ile totalde 240 bin insanımızın olduğunu da hatırlatmak isterim!.
Peki, tam kapanma kararının açıklaması ile, bazı sektör ve işletmelerin açık kalması, vatandaşlar arasında, Devletin Adalet ve Eşitlik ilkesi ile çelişmekte midir?! Böyle bir karar da vatandaş kime küsecektir?! Devletine mi yoksa kararların arkasında ki siyasi irade hükümete mi?!.
Peki, bürokratik oligarşiden kurtulalım derken, merkez ve taşrada, geçiş, ara ve koalisyon dönemlerinden daha kötü bir şekilde vatandaşın işlerini, yasa ve kanunlar çerçevesinde yapmamak için elinden geleni yapan ve hatta vatandaşa eziyet eden devlet memuru, siyasi iktidar ve hükümete iyilik mi yapmaktadır!. Siyasi irade ve hükümete yakın belediyelerdeki vatandaşa yapılan eziyet ve bugün git yarın gel durumlarını kaleme almak dahi istemem!.
Tam kapanma kararının açıklanması akabinde, açık olan işletme çalışanlarının görev kağıdı alması gerektiği fakat E-Devlet sisteminin tamamen çökmesi ya da sisteme erişimin olmamasını ne şekilde ve nasıl izah etmeliyiz?! Peki, hem büyük devlet ve küresel güç olacağız derken, seksen dört milyonun aynı anda erişebileceği bir sunucu ve internet altyapısı neden kurulmaz?!.
Peki, tam kapanma kararının açıklanması sonrası, sahada yaşanan bazı gelişmelere neler demeli?! Birileri sanki siyasi iktidar ve hükümete zımnen tuzak kurmuşa benziyor! Ya da bilinçli olarak yapılan bir operasyon gibi! Yoksa Devlet Aklı kontrolünde, erken bir genel seçimle birlikte yeni dönemin iktidarı olması muhtemel siyasi partiye, kitleler konsolide mi edilmektedir?!. Bilemiyorum!.
Peki, işinde ve aşında ki vatandaşın takip etmesi mümkün olmayan, son günlerde meydana gelen baş döndürücü haberler, gelişmeler, olaylar ve açıklamalara neler demeli ve nasıl okumalıyız?! Bir el ya da güç, sanki siyasi değişim sürecinin daha hızlı bir şekilde yürümesi ve gerçekleşmesini talep eder gibi!. Ne diyorsunuz?!
Yazımızın başına tekrar dönelim, Covid-19 sonrası, dünyada ki, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi değişimlerin olacağını vurgulamıştık!. Peki, ülkemizde ki siyasi değişim nasıl olacaktır?! Devlet Aklı denetiminde gerçekleşen mezkur tüm haberler, gelişmeler, olaylar ve olgular, değişim için sadece erken ya da gününde yapılacak genel seçim ile, şartları olgunlaştırılmış, 2023 Büyük ve Güçlü Türkiye’si için Kurucu İrade ve Kuvay-i Milliye ruhu kadroların hazırlanmakta olduğunun işaret fişekleri, şeklinde düşünüyorum!.