Tüm dünyayı tesiri altına alan COVID süreci ülkemizi de ziyadesiyle etkiledi. Ekonomik olarak derin yaralara sebep olan Pandemi sürecinde hemen hemen tüm sektörler ve tüm çalışanlar olumsuz etkilenmiş ve sonucunda telafisi zaman alacak yaralar açılmıştır.
Biraz sürecin en başından özetle hatırlayacak olursak tüm dünya vatandaşlarının hastalığın zirve yaptığı evrelerde hastane koridorlarında yatak bulamayan hastalar, medikal malzeme bulunamayan zamanlar, maske bulunamayan süreçler unutulması zor…
Ben ülkemizin pandemi sürecini yönetme biçimini sağlık sektörü anlamında başarılı buluyorum. Tüm dünya medikal malzemeye ulaşmak noktasında sorunlar yaşarken ülkemizin hiçbir yurttaşı hastane koridorlarında beklememiştir. Hiçbir hastamız solunum cihazı sorunu yaşamamıştır. Hızlı bir şekilde Şehir hastanelerinin de sürece dahil edilmesi ile Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde bile sağlık sistemi çökme noktasına gelmesine rağmen ülkemizde ne bir ürün ne de bir ekipman sorunu yaşanmadan hastalara hizmet verilmiştir.
Hükümet eleştirilebilir, hizmetler sorgulanabilir fakat takdire şayan hizmetler asla göz ardı edilmemelidir. Ülkemizi 3-5 milyon nüfusu olan Avrupa ülkeleri ile kıyaslamak çok büyük gaflettir.
Bazı ülkeler az nüfusları ile bu süreçte bocalarken 84 milyon nüfuslu ülkemizde süreç gerçekten nizami şekilde yönetilmeye çalışılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı’nın bakanlıklara seçtiği isimlere dikkat edildiğinde bakanlar genelde sektörün içinden gelen ve işi bilen insanlardan seçildiğinde bu durumu eleştirenler olmuştu. Ben bu eleştiriyi haksız buluyorum. Sayın Fahrettin KOCA’nın bakan olmasının yanı sıra sektörden gelen bir insan olması sürecin doğru yönetilmesinde çok etkili olduğunu düşünüyorum. “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek” gerek… Sayın bakan gece gündüz uyumadı sürekli halkı bilgilendirdi. İlk etapta vaka sayılarının bildirilmesi hususunda farklı algoritmalar gözeterek bildirilen açıklamaları hepimiz eleştirsek de şeffaf davranılarak vatandaş sürekli bilgilendirildi.
Bir muhabirin tahrik içerikli üslubuna karşı bile “özür dilerim kızım” diye cevap verecek kadar tevazu dolu bir insan olan sayın Koca’yı gerçekten tebrik etmek ve kıymetini bilmek gerek.
Dünyada aşı savaşları yaşanırken ülkemiz aşıya ulaşım konusunda çok ciddi adımlar atmıştır. Bir kez Çin milli tatili ve bir kez de Biontech sevkiyat sapması dışında ülkemiz aşı problemi çekmediği gibi 25 yaşa kadar indirilen aşılama durumu başarıyı ortaya sermektedir. Yerli ve milli aşı konusunda gönüllü deneyleri yapıldığı günümüzde ve SINOVAC ile yapılan lisans iş birliği, aşı konusunda yakın zamanda dışa bağımlılığın tamamen yok olacağı umudundayım. Son olarak her ne kadar bilimsel dayanakları tam olarak bilemiyor olsam da toplumda sürekli yeni varyant açıklamalarının gelmesini de aşı savaşlarının malzemesi olarak görüyorum. Ülkemiz ve dünyanın artık covid belasını geride bırakmaya başladığını düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ekonomik olarak zor zamanlar geçti, geçmeye de bir müddet daha devam edecek gibi görünüyor. Fakat sağlık anlamında ve Sağlık Bakanı’nın emekleri konusunda toplum olarak ayakta alkışlamamız gerektiğini unutmamalıyız.
Her zaman söylediğim gibi eleştiri, bir ülkeyi geliştiren, kaliteyi artıran bir olgudur. Fakat körü körüne ve haksız eleştiri, yanlış ellerde vücut bulduğunda toplum vicdanını da rahatsız etmektedir. Ekonomi anlamında sorunlar yaşadık süreci bu anlamda çok yara alarak yaşadık. Fakat sağlık sektörü konusunda geçtiğimiz süreçteki ülkemizin karnesi kesinlikle yüksek puanlarla doludur.
2021 yılının getirdiği talihsiz olayları bir daha yaşamamak umuduyla; sağlıcakla kalınız.