Bir kaç zamandır ülke gündemimizde Sedat PE- KER ve iddiaları var. Son yayınladığı videoda ise
Mehmet AĞAR, Yıldırım DEMİRÖ- REN ve kahve konusu ile alakalı iddialar yer aldı.
Öncelikle Mehmet AGAR'a ait olduğunu söylediği Muğla’da bulunan akaryakıt istasyonu ile alakalı iddiaya değinmek gerek. İddialar doğru veya yalan onu araştırmak bizim görevimiz değil ama iddiaya bakıldığında bir petrol istasyonunun büyük tonajlı gemilere satış yapacak iki adet iskelesi olduğundan bahisle kaçak mazot satıldığı iddiasında bulunmuştu. Hatta iddialarına isim vererek devam eden Peker, Muğla Emniyet müdürünün de konuyu bildiğini ve seyirci kaldığını iddia etmişti.
Şimdi buradaki enteresanlık şu; toplum vicdanını rahatsız eden bu gelişmelere karşı neden en ufak soruşturma yapılmıyor? “Devlet bir şahsın beyanlarıyla hareket etmez” deniyor fakat madem öyle aynı şahsın farklı beyanları için neden ÖZIŞIK kardeşlere operasyon yapıp gözaltı yapıldı?
Sevgili okurlar devletimize karşı aleyhe yapılan iddialara hemen itibar etmek doğru değil araştırmak lazım sonuca varmak lazım... Fakat araştırmayı da reddedip konunun kapanmasını sağlayan bir iradeye nasıl güvenecek yurttaşlar? Bu olayların üzerine gitmeyip sessiz kalınca bu olayların gerçek olduğu düşüncesi ve Peker’e inanan kitlenin artış gösterdiğini siyasilerimiz göremiyor mu acaba? Yoksa birkaç hafta önce yazdığım gibi devekuşu edasıyla kafayı toprak altına gömmeye devam mı edecekler?
Gelelim Demirören iddiasına. İddia odur ki Demirören, Ziraat Bankasından kredi kullanıyor. Fakat bu kredi ödenmiyor. Yahu Allah aşkına bu iddia yalan ise Demirören Grubunun bir ödeme belgesi yayınlaması çok mu zor? Eğer bu iddialar yalan ise ve Sedat PEKER’in yalan söylediğini bu tür evraklarla iki kez yalanlasalar bir daha kimse Sedat PEKER’e itibar etmez zaten. Neden bu sessizlik?
İnsanların vergileri ile faaliyetine devam eden bir devlet bankasının kaynakları binlerine peşkeş çekilmediyse neden bir yalanlama gelmiyor? Hadi yalanlama da gelmesin; bu konunun araştırılması hakkında AKP-MHP oyları ile araştırılma reddediliyor. Bu nasıl iş? Bu nasıl hesap? Bu araştırma önerisinin reddedilmesinin izahını kim nasıl yapabilir?
Yazıma son verirken kahve olayına değinerek bitirmek istiyorum. Sedat PEKER son olarak AKP’nin miting ve organizasyonlarında dağıtılan kahvelerin kendi şirketine ait olduğunu ve bunları bir bedel almadan AKP'ye verdiğini beyan etti. Aslında ben bu konuya çok takılmadım, parayla vermiş bedava vermiş bizi ilgilendirmez. Ama AKP ile ilgili mitingler yapıp oy isteyen Peker, parti için bedava kahveler veren Peker, Türk Hakanı ödülü verilirken milletvekillerince alkışlanan Peker o zamanlar dost muydu? Şimdi neden suç örgütü lideri oldu? O zaman da suç örgütü lideri ise nasıl olur da suç örgütü lideri, iktidar partisiyle omuz omuza çalışabiliyordu. Benim aklım ermedi aklı eren birileri anlatsa da bizde gerçekleri öğrenebilsek. Haftaya görüşmek üzere, sağlıcakla kalınız...