Geçmişten beri insanların değer verip takı haline getirerek bedenlerinde taşıdıkları mücevherler, değerli taşlar ve madenlerden yapılır. Bu taşlar ve madenler göze hitap eden parlak, estetik zevki tatmin eden maddelerdir.
Bu değerli taş ve mandenler arasında yer altıdan çıkarılan altın gümüş madenleri olduğu gibi İstiridye gibi bir canlıdan elde edilen inci de vardır. Diğer değerli madenleri ve taşları yeryüzünde veya altından bulup topyabilirken inciler ise bir canlının içerisinde toplanabiliyor. Çünkü inciler bir deniz canlısı olan İstiridyelerin bizzat ürünüdür.
Peki ya İstiridyeler nasıl oluyor da bizim için büyük değere sahip olan inciler üretebiliyorlar?
İNCİNİN OLUŞUMU
İncinin istiridye içerisinde oluşması aslında istiridyenin bir çeşit kendini koruma mekanizmasının sonucudur. Kabuklarının arasından içine giren bir kum tanesi ya da herhangi bir parçacık istiridye tarafından yabancı madde olarak algılanır. İstiridye kendini korumak için bu yabancı maddeyi “incinin annesi” adı verilen sert, katı, güçlü ve parlak yapıdaki sedef mineraliyle sarmaya başlar. Zaman geçtikçe daha çok sedef ile kaplanan bu yabancı madde en sonunda parlak ve sert bir taşa dönüşür. İşte bu taşa inci denir.
SEDEF NEDİR?
Sedef minerali normalde istiridye tarafından kabuğun iç katmanını korumak amacıyla üretilir ve aragonit adı verilen bir çeşit kalsiyum karbonat kristalinden oluşur. Sedef, inci oluşturmanın yanı sıra istiridye kabuğunun iç katmanına da rengini verir
Beslenmek ve solumak için açık bıraktıkları kabuklarından içeri giren yabancı maddelere karşı geliştirdikleri koruma yöntemi olan biyolojik bir sürecin ürünü ise sert ve parlak yapıdaki incidir.
İnci, sedef yapısında olup %92 kalsiyum karbonat içerir. Geri kalan yüzde ise amino asitler ve minerallerden oluşur. Sıcak ve ılıman bölge denizlerde yaşayan yumuşakçalarda rastlanır.