Spotify, podcast dünyasında son dönemde yaşanan değişim ve sarsıntıların merkezinde yer alıyor. Şirket, %17'lik büyük bir işten çıkarma ve sevilen iki programın iptali ile gündeme geldi, bu da podcasting endüstrisinde bir durağanlık izlenimi yaratmış durumda. Ancak, Spotify'ın milyar dolarlık hamlesi, sektöre nefes aldırdığı bir gerçek.
Ancak, bu dalgalanma sadece Spotify'ı değil, genel olarak girişim destekli dijital medya şirketlerini de etkilemiş durumda. "Maksimum büyüme" zihniyeti, bir zamanlar parlayan yıldızları halka arz utancına dönüştürdü. Podcast yayıncıları, artık Spotify'a güvenemez hale geldi ve diğer medya çalışanları da G/O Media ve Vice gibi başarısız medya holdinglerine güvenmekte zorlanıyor.
Son birkaç yılda, bu zorluklara karşı duran işçi-mülkiyet işbirliği modellerini benimseyen medya kuruluşları ortaya çıkmaya başladı. Defector, Aftermath ve 404 Media gibi inisiyatifler, kötü yönetilen medya şirketlerinden defalarca işten çıkarılan gazeteciler tarafından kuruluyor ve büyüyen bir eğilimi temsil ediyor.
Spotify'ın yaşadığı kayıplar, büyümenin sürdürülebilirlikten önce gelmediğini gösteriyor, bu durum ise podcast endüstrisini yeni bir değerlendirme ile karşı karşıya bırakıyor. Maximum Fun gibi podcast stüdyoları, işçi-mülkiyet modeline geçiş yaparak büyük şirketlere olan güveni kaybetmiş podcast yayıncılarını bir araya getirmeye çalışıyor.
Bu süreçte, Eric Silver, "Spotify, sadece podcast yayınlamaktan ibaret değil ve onlar gibi davrananlar, seçimleri tek başlarına yapmıyor gibi görünseler de" diyor. "Podcasting hala çok canlı ve dinamik bir alan." Podcasting endüstrisinin geleceği, büyük şirketlere olan güvenin sorgulanmaya devam ettiği bir dönemde, bu alternatif modeller ve işbirlikleri sayesinde şekillenmeye devam edecek gibi görünüyor.