Konya Haber: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konya İl Başkanı Bekir Yaman, düzenlenen basın toplantısında hükümetin ekonomi politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Konya İl Başkanı Yaman şunları kaydetti:
“Geçen yıl ton başına 1.450 TL olarak açıklanan şeker pancarı alım fiyatı bu sezon yüzde 27,9 artırılarak 1.855 TL'ye yükseltildi. Oysa çiftçilerimizin beklentisi artan girdi maliyetlerinden sonra ton başına 2.200 TL idi. Açıklanan bu alım fiyatıyla çiftçimiz bir hayale uğrarken, gelecek endişesi taşıyarak, giderek tarımdan kopacaktır. Açıklanan şeker pancarı alım fiyatıyla her zaman yerli ve milli üretimden bahseden iktidar kendi kendisiyle çelişerek, çiftçimizi yalnız bırakırken kaderine terk etmiştir. Kaldı ki şehrimizde en çok yetiştirilen şeker pancarı üreticisi hiç memnun değildir. Ekonominin en temel ve yerli tarımın en büyük unsurlarından olan şeker pancarı milli bir meseledir. Gelişmiş ülkelerde şeker pancarından üretilen şeker desteklenmektedir. Bunun yanında diğer ürünlere göre dört kat daha fazla katma değer sağlayan ve istihdam sorununa da önemli oranda çözüm olabilecek olan Şeker Pancarı ülkemize yılda 3 milyar dolar katma kazandırıyor. Böylesine önemli bir konu olan şeker pancarı üreticilerine sahip çıkılarak, çiftçilerimiz desteklenmelidir. Aksi takdirde, sahipsiz bırakılan üreticinin, üretimden uzaklaşması, gelecek nesillere pahalılık, imkânsızlık, kıtlık, açlık ve sefalet olarak dönecektir. Diğer taraftan ekmeğe yapılan 1 lira zamla ekmek 7 liraya yükselmiştir. Her geçen ülkemizdeki yaşanan zamlardan dolayı geçinemeyen vatandaşlarımız, artık evine ekmek alma da bile oldukça zorlanacaktır. Ekmeğe zam yapmak yerine, ekmek üreten fırıncıların artan maliyetler karşısında desteklenmesi ve sahip çıkılması gerekirken, zam yapılması bir çözüm değildir. Sosyal devlet anlayışı gereği fırıncı esnafımıza devlet gereken desteği vererek, vatandaşımızın ekmeği ucuz tüketmesini sağlamalıdır. Ekmek üretiminde kullanılan una da belli bir oranda indirim yapılmalıdır. Bir an önce ekmeğe yapılan zamdan vazgeçilir.
Üniversitelerde eğitim başlamasıyla birlikte, öğrencilerde birçok sorunla baş etme mücadelesi veriyor. Yurt sorunu, ulaşım sorunu, kira sorunu ve en son olarak yemek ücretlerinin artışıyla birlikte öğrencilerimizin geçinememe endişesi giderek artıyor. Basında çıkan haberlere göre şehrimize birçok ilden gelen öğrenciler, devletin verdiği burs ve kredi ücretlerinin yetmediğini dile getiriyorlar. Birçok büyükşehirdeki üniversitelerde yemek ücretlerine yüzde 50 oranında zam yapılması da öğrencileri zorlayacaktır. Öğrenciler yemek ücretlerinin de yükselmesiyle beslenme sorunu yaşayacaktır. Öğrencilerimizin geçim derdinden çok geleceğini düşünmeye vakit ayıracak bir yapıyı acilen iktidar sağlamalıdır. Çünkü öğrencilerimiz yarınlarımızın emanetçisi ve mimarları olacaktır. Umarım iktidar en kısa zamanda yaptığı hataların farkına vararak, ülkemizin sorunlarını çözer.
Seçimden önce ülkemizde devlet kurumlarında işi alımlarda mülakatın kaldırılmasını Sayın Cumhurbaşkanı tarafından söz verilerek, vaat edilmesine rağmen, hala mülakat devam ediyor. İktidar mülakatı kaldırmayarak, kendi yandaşlarını işe alarak büyük bir haksızlığa neden oluyor. Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu seçimden önce mülakatın kaldıracağı sözünü vermişti. İktidar bunun üzerine mülakatın kaldıracağını söyleyerek yalanına bir yalan daha ekleyerek, vatandaşımızın umudunu kırmıştır. Halkın umudunu olan partimiz CHP, her zaman mülakatın kaldırılması yönündeki mücadelesini sürdürecektir.
Artan enflasyonla ve yapılan zamlarla maaşları her geçen gün eriyen ve geçinemeyen emeklilerimizin maaşlarının iyileştirilmesini istiyor. Partimizin de içinde yer aldığı muhalefet partileri olarak TBMM’ sine verdiğimiz emekli maaşlarının iyileştirilmesiyle ilgili düzenlemenin, AK Parti ve MHP tarafından ret edilmesi iktidarın emekliye ne kadar değer verdiğinin bir ispatıdır. İtibardan vaz geçmeyen iktidar, emeklilerimizi geçinebileceği bir maaş vermelidir. Emeklimizi sadaka değil, hakkını istiyor. CHP olarak, emeklilerimizin hak ettiği maaşları alması için elimizden gelen mücadeleye devam edeceğiz. İktidardan beklentimiz ise, bir an önce emeklilerimizin geçinebileceği bir maaşa artışını yapması ve emeklilerimizin yüzünü güldürmesidir. Kasım ayında emekliye 5000 TL verilecek ancak çalışan emeklilere verilmeyecektir. Bu da yanlıştır. Çalışan ve çalışmayan emeklilerimize 5000 TL verilmelidir.
Öğretmenlerin en büyük sorunlarından birisi geçim sıkıntısıdır. Maaşların yetersizliği ve ek ders ücretlerinin çok düşük olmasıyla öğretmenler, kira dahil birçok ihtiyaçlarını karşılamakta oldukça zorlanıyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu eşit işe eşit ücret anlayışına terstir. Öğretmen odalarında iş barışı bozulmuş durumdadır. Liyakatsiz yönetici ataması iş barışının bozulmasını neden oluyor. Kırtasiye ürünlerinin pahalı olması velileri zorluyor. Bunun yanında anasınıflarında yemeği kaldırması da velileri kara kara düşündürüyor. Ülkemizdeki üniversitelerin çok olması ve bu üniversitelerden fazla öğretmen mezun edilmesi ayrı bir sorundur. Ayrıca mezun olan öğretmenlerin atamalarının yapılmayarak, bunun yerine ücretli öğretmenlerle öğretmen açığının kapatılması yanlıştır. Atama bekleyen öğretmenlere büyük bir haksızlık yapılıyor. Devlet eğitimi herkese eşit ve parasız vermek zorundadır. Oysa iktidar özel okulları yaygınlaştırarak piyasalaştırıyor. Ülkemizde 1 milyona yakın yabancı öğrencinin olması ve bu yabancı öğrencilerin öğretmenleri zorlaması da ayrı bir eğitim sorunudur. Umarım en kısa sürede iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde yaşanan sorunlarla ile öğretmenlerin yaşadığı sorunları çözerek, öğretmenlerimizin taleplerini yerine getirir. Gelinen süreçte halkımız ekonominin iyi gitmediği, devam eden zamlarla birlikte hayat pahalılığından geçinemediği gibi mutsuzdur. İktidar bir an önce ülkemizin sorunlarını çözerek, vatandaşlarımızı huzura ve mutluluğa kavuşturur. Bunu yapmakta iktidarın görevi ve sorumluluğudur.”