Konya Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen Selçuklu Salı Sohbetleri'nde, araştırmacı yazar ve yönetmen İbrahim Dıvarcı, İspanya'daki Türk-İslâm eserleri üzerine yürüttükleri araştırmaları paylaştı. Programda, Ocak Başkanı Dr. Mustafa Güçlü de Endülüs tarihini ayrıntılarıyla anlattı.
İl Halk Kütüphanesi Salonu'ndaki etkinlik, ilk olarak Öksüz Ozan’ın Avrupa kıtasındaki ilk Müslüman devlet olan Endülüs ve Bosna-Hersek üzerine yazdığı duygu yüklü şiirle başladı. Şiirin ardından, İbrahim Dıvarcı'nın fotoğraf sunumu eşliğinde Endülüs bölgesindeki Türk-İslâm eserleri hakkında verdiği bilgiler dikkat çekti.
Dıvarcı, Endülüs bölgesindeki kadınlar için inşa edilen görkemli yapılar ve su yapılarındaki sanatı vurguladı. "Kadınlara hediye edilmiş abidevi eserlere rastlamak mümkün. Kurtuba’daki Medine’tül Zehra gibi şehirler ve saraylar inşa edilmiştir," diyen Dıvarcı, Endülüs’ün su yapıları sanatında zirveye çıktığını belirtti. Ayrıca, dünyanın birçok yerindeki mabetlerde ziyaret kısıtlamalarına dikkat çekti.
Dıvarcı, İspanya'daki müzelerde Türk eserlerine dair eksik araştırmalara da dikkat çekti. "Madrid'de bir müzede Selçuklu eserleri bulunuyor, ancak Türkiye’den bu eserleri sorgulayan olmamış. Avrupa'da Türk kültürünü ve tarihini temsil eden eserlere karşı daha duyarlı olmalıyız," dedi.
Ayrıca, 2007 yılından bu yana Aydınlar Ocağı ev sahipliğinde yürütülen çalışmaları ve gelecekteki belgesel projelerini de tanıttı. "Endülüs'ü konu alan belgeselimiz 2025 yılında tamamlanacak," diye ekledi.
Dr. Mustafa Güçlü ise, İspanya yarımadasının Müslümanlar tarafından nasıl fethedildiğini detaylandırdı. Endülüs isminin kökeni ve fetih süreci hakkında bilgi verirken, Tarık bin Ziyad’ın Vizigot Krallığı’na karşı kazandığı zaferi anlattı. Güçlü, Endülüs’ün yükselme ve çöküş dönemlerine dair önemli bilgileri katılımcılara aktardı. 1031’de Emevi hanedanının son bulması ve beyikler döneminin başlamasıyla birlikte hıristiyanların şehirleri bir bir ele geçirdiğini ifade etti.
Güçlü, "Endülüs’ün en parlak dönemi 2. Abdurrahman zamanında yaşandı. Daha sonra, 3. Abdurrahman’ın kendini Halife ilan etmesiyle İslam dünyasında iki halifeli dönem yaşandı. Fatımilerin Mısır’ı ele geçirmesiyle üçlü halife dönemi başladı," şeklinde konuştu.
Etkinlik, katılımcıların tarih ve kültür hakkında derinlemesine bilgi edinmelerine olanak tanıdı ve Türk tarihinin yeniden yazılması gerektiğine dair güçlü bir vurgu yaptı.