Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Harp Okulu mezuniyet töreninde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bu topraklardaki bin yıllık tarihimiz içinde yeni bir başlangıcı ifade eden cumhuriyetimizi sadece konserlere, sadece görsel şölenlere boğmak doğru bir yaklaşım değildir. Asıl mesele anma etkinliklerini aynı zamanda cumhuriyetin temsil ettiği değerleri anlama, bu vesileyle milletçe büyük bir coşkuyla geleceğe yürümektir. Bu önemli yıldönümlerini milletimizin maziden atiye uzanan yolculuğunun kilometre taşlarından biri haline getirebilmektir. Cumhurla cumhuriyeti buluşturan ve kaynaştıran bir yönetim olarak 2023 senesini hak ettiği şekilde idrak etmenin gayretindeyiz. Acısı tatlısı, doğrusu yanlışıyla bir asrı tamamlarken geçmişin kapsamlı bir muhasebesini yapmamız gerekiyor. Buradan çıkaracağımız dersler ışığında da gelecek asırdaki yol haritamızı şekillendirmemiz önem arz ediyor. Cumhuriyetimizin ikinci asrına çok daha güçlü girmemiz ancak bu şekilde mümkün olacaktır.
Milletimizi karşılaştığı onca badireye ve ihanete rağmen asırlardır ayakta tutan vasfı, birliğine, beraberliğine ve kardeşliğine sahip çıkmasıdır. Toplu vuran yürekleri hiçbir topun, tankın, silahın sindiremeyeceğini son olarak 15 Temmuz'da hep beraber bir kez daha gördük. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıldönümünü vesile kılmak suretiyle 85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmayı gerçekleştirelim istiyoruz. Her konuda aynı düşünmesek, aynı görüşleri paylaşmasak dahi, aynı yöne bakmayı başarabilmeliyiz. Kökenimiz, hayat tarzımız, ideolojilerimiz farklı olsa da Türkiye olarak özellikle ortak paydada buluşabilmeliyiz. Ayrılıklarımız derinleştirmek yerine müştereklerimizi çoğaltabilmeliyiz. Dün gece milletimizin takdirine sunduğumuz 100'üncü yıl marşımız, bu yönde atılmış adımlardan biriydi. İnşallah önümüzdeki haftalarda bunlara yenilerini ekleyeceğiz. Dünkü programlarımızın ardından bugün de sizlerin heyecanına ortak oluyoruz.
Deniz Harp Okulumuzdan mezun olan 454 Türk ve 12 misafir öğrencimizin her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Engin birikimleriyle mezunlarımızın yetiştirilmesine katkı veren tüm hocalarımızı ve komutanlarımızı kutluyorum. Vatana, millete, devlete ve insanlığa böylesine hayırlı evlatlar yetiştiren kıymetli ailelerimize şükranlarımı sunuyorum.
Bizim gözümüzde birer kültür elçimiz olan misafir öğrencilerimize başarılar diliyorum. Deniz Harp Okulumuz bu sene 250'nci kuruluş yıl dönümünü kutluyor. 1773 yılında Kaptan-ı Derya Gazi Hasan Paşa tarafından kurulan okulumuz, tam 2 buçuk asırdır yetiştirdiği bahriyelilerle donanmamızın gurur kaynağı olmayı sürdürüyor. Deniz Harp Okulumuzun bugünlere gelmesinde emeği geçen herkesi minnetle yad ediyorum. Milli Savunma Üniversitemizin bünyesinde eğitim ve müfredat bakımından yenilenen, daha modern ve sivil yapıya kavuşan okulumuzun başarı grafiği sürekli yükselmektedir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrasında hayata geçirdiğimiz reformlar burada da hamdolsun meyvesini vermiştir. Çağın gerektirdiği her türlü teorik ve pratik eğitimi alan bahriyelilerimiz, başta şehadet kültürümüzü olmak üzere bizi biz yapan kadim değerlerimizi özümseyerek göreve hazırlanmaktadır.
Üniversite yönetimlerinin bir müfredatı, günümüzün ihtiyaçlarına ve şartlarına göre devamlı geliştirdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Geçmişte hem demokrasimize hem de ordumuzun imajına ve disiplinine zarar veren sıkıntılı durumlarla karşılaşmıştık. Bunların bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri aldık, alıyoruz ve alacağız.
Türkiye'nin ne 27 Mayıs ne 12 Eylül ne 28 Şubat ne de 15 Temmuz benzeri vakalara tahammülü yoktur. Vatana hizmet, görevini en iyi şekilde yapmakla olur. Bu anlayışın kök salmasıyla birlikte devlet kurumlarının artık başarılarıyla gündeme geldiğini görüyoruz. ordumuz, vatanımızın güvenliğini sağlayarak, emniyetimiz, vatandaşımızın huzur ve esenliğini temin ederek, istihbaratımız, ülkemize karşı yürütülen yıkıcı faaliyetleri engelleyerek, Dışişlerimiz, Türkiye'nin hak ve çıkarlarını cesaretle savunarak, yargımız, bağımsız ve tarafsız bir şekilde adalet dağıtarak, hasılı devletin temel kurumları artık sadece işini yapıyor, belli odaklara ya da yapılara değil, 85 milyonun tamamına hizmet ediyor. Milletimiz de bu tablo karşısında kurumlarımıza daha fazla sahip çıkmakta, özellikle kahraman ordumuzun adeta üzerine titremektedir. Ordumuz ile halkımızın arasını açmayı hedefleyen 15 Temmuz ihaneti, bu açıdan da başarısız olmuştur. İnşallah bundan sonra da sinsi niyetleri boşa düşürmeye devam edeceğiz.
Türkiye savaşlar ve gerilimlerle dolu bir coğrafyada istikrar abidesi olarak yıldızı parlayan bir ülkedir. Dünyanın en stratejik 2 su yolu olan İstanbul ve Çanakkale boğazlarına sahibiz. Rusya-Ukrayna arasında patlak veren çatışmalarla birlikte tüm insanlığın gözü adeta Karadeniz'e çevrildi. Akdeniz, küresel ticarette oynadığı kritik rolün yanı sıra barındırdığı enerji kaynaklarıyla öne çıkıyor. Bir asır önce büyük güçlerin rekabet alanı olan bölgemiz, bugün de aynı mücadelelere sahne oluyor. Kaosun ve belirsizliğin arttığı bir denklemde Türkiye, askeri, diplomatik, ekonomik ve siyasi hamleleriyle kendinden söz ettirmektedir.
Savunma sanayii alanında attığımız adımlar milletimize güven aşılarken hasımlarımızın yüreklerine korku salmıştır. Artık milli savunmamız, savunma sanayiimiz, özellikle bundan 20 yıl önce yüzde 20 itibarıyla yerliyken, bugün yüzde 80 yerli hale gelmiştir.
Silahlı silahsız insansız hava araçlarındaki üstünlüğümüzü zaten herkes kabul ediyor. Savaş gemisi teknolojisinde de kendi gemisini tasarlayan, geliştiren, inşa ve idame edebilen 10 ülkeden biriyiz. Nisan ayında hizmete aldığımız donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu ile bu alanda yeni bir lige yükseldik. Bayraktar TB3 SİHA, KIZILELMA ve HÜRJET hafif taarruz uçağımızın iniş kalkış yapabileceği bir SİHA gemisine sahip olduk.