Sudaki oksijen ve hidrojen elementlerini yerli imkanlarla geliştirdikleri teknoloji ile ayrıştırıp elektrik üretmeyi başaran HydroBorPEM mühendisleri, TEKNOFEST Ankara kapsamında ilk kez düzenlenen girişim yarışmasında 150 bin liralık en iyi girişim ödülüne layık görüldü.
Festivalde bu yıl eğitimden tarıma, ulaştırmadan uzaya girişimcilik alanında ilk kez düzenlenen yarışmalarda en iyi girişim ödülleri sahiplerini buldu. Ödül alan takımlardan biri de Ulaşım ve Mobilite Teknolojilerinde en iyi girişim ödülüne layık görülen HydroBorPEM Fuel Cell Technologies mühendisleri oldu. Genç mühendis Erhan Demircioğlu ve Mustafa Seçer, ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldı.
YTÜ Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren şirketin Kurucu Ortağı Erhan Demircioğlu, bir "elektrolizör" geliştirdiklerini söyledi.
Elektrolizörün hidrojen üretimi için önemli bir materyal olduğunu dile getiren Demircioğlu, bu materyalin suyu, elektrik enerjisiyle hidrojen ve oksijen elementlerine ayrıştırdığını bildirdi.
Demircioğlu, dünyada özellikle iklim krizinin baş göstermesiyle yeşil hidrojene talebin arttığını, bu yüzden bu hidrojeni üretebilecek sistemlerin önemli hale geldiğini kaydetti. Dünyada elektrolizör üretiminin yaklaşık 5 firma üzerinden sağlandığını anlatan Demircioğlu, söz konusu pazarın 150 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu ifade etti.
Demircioğlu, Türkiye'nin bu teknolojileri ithal ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"2019'dan bu yana hidrojen teknolojileri üretiyoruz. Ana gayemiz bu teknolojileri Türkiye'de yerli olarak üretmek. Bu kapsamda da ilk yerlileştirdiğimiz ürün hidrojen yakıt hücrelerinin ana kalbi olan membran, yakıt hücreleri ve hidrojen bataryalarının üretimiydi. Sonrasında Türkiye'deki ihtiyaçlar, dünyada yeşil hidrojene olan ihtiyaçlar bizi aslında elektrolizör üretme noktasında da teşvik etti. Bu kapsamda da yapmış olduğumuz AR-GE çalışmalarıyla Türkiye'nin ilk yerli elektrolizör membranını ve Türkiye'nin ilk yerli elektrolizörünü ürettik."
Elektrolizörde kullanılan ana malzemelerin bor ve Türkiye'den elde edilen madenler olduğunu ifade eden Demircioğlu, bu durumun maliyetler ve üretimin kesintiye uğramaması açısından büyük avantaj sağladığını bildirdi.
Demircioğlu, Kovid-19 salgını döneminde ürettikleri membranları Almanya'ya ihraç ettiklerini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
"30 metrekare bir membran ihracatı yaptık. Ülkemize bir döviz girdisi sağladık. Metrekaresini 1500 dolardan fiyatlandırıyoruz. Muadilleri 3 bin dolar civarında bir fiyattan satılıyor. En önemli avantajı biz ucuza satmamıza rağmen çok daha verimli bir sistem üretmiş durumdayız. Membranlarımız yaklaşık 120 bin saat çalışma ömrüne, 14 yıl gibi bir kullanım ömrüne ve yüzde 70 verime sahip."
Sistemin birçok teknolojiye göre verimli bir elektrik üretim yöntemi olduğuna dikkati çeken Demircioğlu, Almanya, ABD gibi birçok ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi.
"Türkiye markasını, bütün dünya duyurmak istiyoruz"
Dünyada Kovid-19 salgınından sonra membran üretiminde sıkıntıların yaşandığını anlatan Demircioğlu, yerli üretici olmaları dolayısıyla üretim konusunda sıkıntı çekmediklerini, bu yüzden ürünlerinin talep gördüğünü dile getirdi.
Demircioğlu, hedeflerinin uluslararası bir firma boyutuna gelmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye markasını, bütün dünya duyurmak ve ülkemizde olabildiğince çok döviz girdisi sağlamak istiyoruz. Şu an iklim krizi baş gösteriyor. Dünya karbon nötr, karbon negatif enerji üretimine geçmeye çalışıyor. Karbonsuzlaşma bir zorunluluk haline geldi. Hidrojen de temiz enerji üretim teknolojisi olduğu için ön plana çıkıyor. Biz de buna öncülük ediyoruz. Sistemlerimiz güneş ve rüzgar gibi elektrik kaynaklarını kullanarak sudan hidrojen üretiyor. Bu hidrojeni de elektriğe çeviriyor. Çevreye sadece su buharı veriyor. Herhangi bir karbon salınımına sebebiyet vermediği için en temiz, en çevreci sistem. Sistemden geri çıkan suyu içebiliyorsunuz. Normal gündelik ihtiyaçlarınızda da kullanabiliyorsunuz."