Kıraç topraklara dayanıklılığı ve birçok alanda değerlendirilebilmesiyle öne çıkan aspir, üreticilerden yoğun talep görüyor. Yemeklik yağından hayvan yemine, biyolojik atığından safran alternatifi çiçeklerine kadar pek çok alanda kullanılan bitki, kıraç topraklarda üreticiler için cazip bir seçenek haline geldi. Aspir, Türkiye'de Havza Bazlı Destekleme Modeli ile desteklenen bitkisel ürünler arasında yer alıyor.
Aspir Derneği Başkanı ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Akınerdem, aspir bitkisinin kuraklık, iklim değişikliği ve yer altı sularının azalması gibi etkenlerle giderek daha değerli hale geldiğini belirtti. Akınerdem, "Yer altı ve üstü su kaynaklarımız azalıyor, bu yüzden ürün deseninde çeşitlendirmeye gitmeliyiz. Aspir yağı hem kaliteli hem de uygun fiyatlı bir seçenek olarak tüketiciyle buluşuyor. Kısa vadede aspir yağı üretiminde 200 bin tonu, aspir tohumu üretiminde ise 1 milyon tonu aşacak potansiyele sahibiz" dedi.
"ASPİR PAZARDA SORUN YAŞAMIYOR"
Sertifikalı tohum ve yağ üreticisi Derman Eser, aspir bitkisinin pazar sorunu yaşamadığını ve giderek artan taleple birlikte üretim kapasitelerini yükselttiklerini belirtti. 2008’de 15-20 ton üretimle başladıklarını ifade eden Eser, “Bugün 300 ton civarında sertifikalı tohumluk aspir üretimimiz var. Ürün o kadar talep görüyor ki bulunamaz hale geldi. Ayrıca aspir üretimi, buğday veya arpa için kullanılan ekipmanlarla yapılabildiğinden çiftçiye ilave maliyet getirmiyor” diye ekledi.
Aspir üretiminde düşük tohum maliyetlerine dikkat çeken Eser, dekara yaklaşık 5 kilogram tohum kullanıldığını ve tarla bakımı için ekonomik çözümler bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin her yerinden toplanan aspir, özellikle sözleşmeli tarım modeli ile destekleniyor.