Kadınlar, ciddi hastalıklarda bile güçlü durmaya çalışırken; erkeklerin, basit bir soğuk algınlığında yatak döşeğe düşmeleri sıkça eleştiriliyor.
PSİKOLOJİK VE SOSYO-KÜLTÜREL FAKTÖRLER ETKİLİ
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, kadınlar ve erkeklerin hastalıklara farklı tepkiler vermesinin yalnızca biyolojik sebeplerle açıklanamayacağını ifade ediyor. Bu farklılıkların toplumsal beklentiler, cinsiyetlere yüklenen roller ve psikolojik süreçlerle şekillendiğine dikkat çekiyor. Toplumda erkeklerden güçlü ve dayanıklı olmaları beklenirken, hastalık sürecinde daha kırılgan görünmeleri psikolojik ve sosyal dinamiklerle açıklanabilir.
KADINLAR DAYANIKLILIĞA TEŞVİK EDİLİYOR
Araştırmalar, kadınların daha karmaşık bir bağışıklık sistemine sahip olduklarını ve hastalıklara karşı farklı yanıtlar verebildiklerini gösteriyor. Ancak toplumsal normlar gereği, kadınlar çocukluktan itibaren dayanıklı olmaya teşvik ediliyor. Erkekler ise, duygusal ifadelerde daha kısıtlı bir alana sahip olmaları nedeniyle hastalık süreçlerinde daha fazla destek arayabiliyor.
ERKEKLERDE DUYGULARIN BASTIRILMASI
Erkekler, çocukluktan itibaren duygularını bastırmaya yönlendirilirken, hastalık gibi kontrol dışı durumlarla karşılaştıklarında bu beklentileri sürdüremiyorlar. Uzmanlar, erkeklerin hastalık sırasında şikayetlerini daha fazla dile getirmelerinin, hem biyolojik duyarlılıkla hem de içsel olarak destek arayışıyla ilişkili olduğunu belirtiyor.
KADINLARIN KENDİNİ İHMAL ETMESİ PSİKOLOJİK SORUNLARA YOL AÇABİLİR
Kadınların, toplumsal olarak bakım verici rolleri üstlenmeye daha yatkın olmaları nedeniyle kendi sağlıklarını ihmal edebildiklerini söyleyen Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, bu durumun ilerleyen yıllarda psikolojik sorunlara yol açabileceğini ifade ediyor. Kadınların başkalarının iyiliği için kendi sağlıklarını geriye atmalarının, kendini ihmal etme davranışlarıyla ilişkili olabileceği ve bu durumun uzun vadede çeşitli psikolojik rahatsızlıklara yol açabileceği belirtiliyor.
TOPLUMSAL ROLLER KADINLARIN DAYANIKLILIĞINI ETKİLİYOR
Kadınların hastalıklarına rağmen günlük sorumluluklarını sürdürme eğiliminde olmaları, psikolojik dayanıklılıklarından ziyade toplumsal rollerinin bir sonucu olabilir. Uzmanlar, kişilerin sağlık problemleri yaşarken her şeyin aynı düzende devam etmesinin normal olmadığını belirtiyor ve bu durumun kadınların sağlıklarını ihmal etmelerine yol açabileceğini vurguluyor.
SONUÇ: SAĞLIK SÜREÇLERİNDE TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ FARKINDALIĞI
Kadınlar ve erkekler arasındaki hastalık süreci farklılıkları yalnızca biyolojik temellere dayanmaz. Psikolojik ve kültürel faktörler de bu farklılıkları etkileyen önemli unsurlardır. Uzmanlar, bireylerin sağlık süreçlerinde toplumsal cinsiyet rollerinin farkında olunmasının, her bireyin ihtiyacına yönelik daha destekleyici yaklaşımlar geliştirilmesinin önem taşıdığını belirtiyor.
