CHP İl Başkanı Bektaş: Belediyelere yapılan engelleme keyfidir

CHP Konya İl Başkanı Barış Bektaş, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin bağış hesaplarının bloke edilmesi ile ilgili gazetemize röportaj verdi. Bektaş, CHP’li belediyelerin yaptıkları birçok girişim iktidar tarafından engellendiğini dile getirdi.

CHP’li belediyelerin bağış hesaplarının durdurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir hukukçu olarak bu yasaklanmanın keyfi alındığını görmek bizim için çok açıktır. Maalesef, yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge kaybolduğu için Türkiye’de yürütme denetlenemez durumda. Keyfi işlemler yapabiliyorlar. Burada Türk Anayasası önünde eşitlik ilkesi gereği yereldeki belediyeler arasında halen hangi partiden kazandığıyla ilgili bir ayrımcılık yapıldığını görüyoruz. Meclis kararı, valilik izni gibi teknik detaylar bir dilekçeyle sonradan da verilebilecek dilekçelerle olur. Bu detaylar bahane edilerek, AKP hükümeti, CHP’li belediyelere ciddi manada eşitlik ilkesine aykırı uygulama gerçekleşiyor. Zor zamanlarda geçtiğimiz bu günlerde gayet şeffaf, alınan bağışları ve harcanan yerleri yayınlayacak tarzda yerel yönetimler tarafından yapılacak bu uygulama, iktidar tarafından takdir edip olumlu karşılaması bir yana, engel olduğunu görüyoruz. Buradaki niyet düzgün olup amaç vatandaşa yardım ulaştırmaktır. Vatandaşa en kolay yardımı yapacak belediyelerin bu yardımlarını engellemekte, hiçbir iyi niyet, hiçbir kolaylık, hiçbir kamu yararı gözükmemektedir. Engelleme kararı tamamen keyfidir.

Belediyelerin yardım yapmasını doğru buluyor musunuz?  

Burada amaç vatandaşa ulaşmak. Madem ki vatandaşa ulaşacağız, bunun en kolay yolu örneğin Konyalı belediyeler aracılığıyla ulaşmaktır. Konya’daki belediye de kendi yaptığı yardım kampanyasını durdurup, Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan kampanyaya destek vermeye çağırdı. Konya’da nerelerin, hangi vatandaşlara ne gerekli? Bunu en iyi belediyeler bilir. Şimdiki yardım kampanyasında paralar merkezde toplanıyor. Geçmiş uygulamalar insanlarda güvensizlik uyandırıyor. Benim tanıdığım birçok kişi, bağış yapmaya adeta zorlanıyor. Bunun yanında doktorlara, öğretmenlere, memurlara bağış için adeta talimat yağdırıyorlar. Bağış işi zorlamayla olmaz.

Hükümet tarafından daha önce de toplanan bağışlarla ilgili kamuoyunda birçok haber çıktı. Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan ‘Biz bize yeteriz Türkiyem’ bağış kampanyasında da paraların amacına yönelik kullanılacağı konusunda düşünceleriniz nelerdir?

Toplanan paraların nerelere gittiğiyle alakalı kafalarda soru işaretleri kalıyor. Daha önce İşsizlik Fonu’nun toplanıp nereye gittiğiyle ilgili hesap vermeyen bir hükümet var. Bu fonu karayoluna harcandığı söyleniyor. Van depreminde toplanan paraların da yol yapım harcaması için kullanıldığı söyleniyor. Bu paraların yol yapımına gittiğin gösteren resmi belgeler yoktur. Onlarca vakada AKP hükümeti sınıfta kalmıştır. CHP Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, bu paraların nerelere gittiğini ve ortadan yok olduğunu ispatlamıştır. 300 milyon liranın 30 milyon civarı harcanıp, kalanını belli olmayan yerlere aktarıldığı ortaya çıktı. Burada da Konya’dan, Kars’tan Edirne’den Türkiye’nin dört bir yanından toplanan parayı hükümet ne yapacak. Bu sefer bu paralar nasıl dağıtılacak. Valilikler aracılığıyla mı belediyeler aracılığıyla mı? Bu kampanyaları valiliklerin de yapması doğru bir karar olurdu. Şu anda ülkenin kaynaklarının nereye gittiği belli değil. Özelleştirmelerden sonra artık ortada devletin kamu otoritesinin olmadığını görüyoruz. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in halka sesleniş konuşmasında yandaş müteahhitleri destekleyen, kolonya dağıtan bir paket açıklamadı.

Hükümet tarafından başlatılan bağış kampanyasını nasıl buluyorsunuz?

Bunun üstene bu dağıtımları İçişleri bakanlığının müfettişleri aracılığıyla paranın dağıtımı takip edilerek yapılacak belediyelerin yardım yapmaları engelleniyor. Burada insanların aklına; fakir insanlara AKP siyasi organizasyonlarla kendi dışında kimsenin ulaşmamasını istiyor. İkinci bir akla gelen ise, böyle bir paranın iştah kabarttığıdır. Başka kanallara bağış gitmesi engellenerek, onun hazineye aktarılarak batmakta olan bir geminin son deliklerini kapatmak için kullanılacak. Ciddi manada halen çalışmayan birçok işletme var. KOBİ’ler büyük sıkıntıda. Bu işyerlerinden SGK primleri tahsil edilmeye devam ediliyor. Burada ABD’deki gibi bin dolar nakit dağıtımı yapılmasını da istemiyoruz. En azından işten çıkarılmaların önüne geçilmesi gerekiyor. İşten çıkarılmaların önüne geçilmesi için SGK primleri bir iki ay devlet tarafından karşılanması gerekiyordu. Önceden toplanmış vergilerin her yıl yüzde 25’ini kasasına koyması gerekiyordu.18 yıldır ödenen vergiler biriktirilmediği gibi geçmiş hükümetlerin de birikimleri harcanmış. Tüm bunların yanında 450 milyar dolar dış borç var ve ortada bir şey yok. Çok acil durumlarda devlet vatandaşın arkasında durmadığı gibi bunun da maliyetini vatandaşa yüklemek isteyen bir anlayış. Bu nedenle biz bu uygulamalara şiddetle karşı çıkıyoruz. Vatandaşımızın bu konuda uyanık olmasını CHP’li belediyelere karşı alınan bu önlemlerin vicdanı, hukuki, ahlaki hiçbir yönünün olmadığı, tamamen kanuna ve hukuka aykırı son derece keyfi ve kötü niyetli alınmış kararlar olduğunu düşünüyoruz.

CHP’li belediyeler yeterince bağış toplayabilir miydi?

Belediyelerin genel bütçelerin İller Bankası tarafından kırpıldığını görüyoruz. Belediyenin yardım yapma konusunda çok büyük imkânları yok. Bu imkânı kendisine güvenen vatandaşlarıyla yapmaya çalışıyor. Merkezi idarenin toplayacağı bağıştan 5 kat daha fazla bağış toplayacaklarına da inanıyorduk. Çünkü bu belediyelere bağış yapacak kişiler, merkezi idareye bağış yapmakta tereddüt ediyorlar.