Hz. Mevlana’nın ilk kadın müridesi: Fahrünnisa Hatun
Fahrünnisa Hatun, Hz. Mevlana zamanında Konya'da yaşamış bir hanım velidir. Ne zaman doğduğu ve ne zaman vefat ettiğine dair kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmuyor
Esas adı Nizam Hatun olan Fahrünnisa Hanım, Hz. Mevlâna’nın kadın müritlerindendir. Eflâkî onun hakkında şu bilgileri verir: “Mevlâna Hazretleri'nin zamanında, Konya şehrinde velî ve kâmil bir kadın vardı. Ona umumiyetle Fahrünnisa (kadınların övüncü) derlerdi. Dindar ve çok sadık bir hanımdı. Dünyanın uluları ve gönül sahibi arifler bunun mutekidi idiler. Onun görünen kerametleri haddi aşmıştı. O daima Mevlâna Hazretleri'nin sohbetlerinde bulunurdu. Mevlâna da çok defa onu görmeye giderdi.”
‘ZAMANININ RABİASI’ DENİLMEKTEYDİ
Tüm dünyayı etkisi altına alan fikirleriyle, müstesna bir şahsiyet olan Hz. Mevlana ile birlikte pek çok gönül insanı, mana eri ve irfan mimarları bu topraklarda filizlenmiştir. Hikmet pınarlarından, aşk deryasından şehrin beslendiği Hz. Mevlana, Şems-i Tebriz’i, Sadreddin- i Konevi, Ateşbaz- ı Veli ve pek çok velinin yanı sıra Fahrünnisa Hatun gibi müstesna kadın veliler de vardır. Fahrünnisa Hatun, Selçuklu dönemi Konya'sında yaşamış Allah dostlarından biridir. Asıl adı 'Nizam Hatun' olan kadın velinin, Hz. Mevlana'nın ilk kadın müridi olduğu Ahmet Eflaki'nin 'Ariflerin Menkıbeleri' eserinde zikredilir. Veli ve kâmil bir kadın olan Fahrünnisa Hatun için zamanının Rabiası denmektedir. Hz. Mevlana'nın ziyaret ettiği sayılı kişilerdendir.
“YUKARIYA BAK, MAKSADIN HÂSIL OLMUŞTUR”
Fahrünnisa’nın muhipleri, "Muhakkak hacca gitmek lazımdır" diye onu teşvik etmişlerdi. Kendi içinde de böyle şiddetli bir arzu uyanmıştı. Fahrünnisa, “Hazret-i Mevlana'ya bir danışayım. Çünkü onun icazet ve işareti olmadan benim hareket etmeme imkân yoktur. O ne buyurursa onu yapayım” demiş ve kalkıp Mevlana'nın ziyaretine gelmişti. Daha kendisi bu arzusundan bahsetmeden Mevlana Hazretleri, “Çok iyi bir niyettir ve mübarek bir yolculuktur. Belki biz de sizinle birlikte oluruz” buyurdu. Fahrünnisa baş koydu ve hiçbir şey söylemedi. Dostlar onların arasındaki geçenlerin ve durumun ne olduğuna şaşıp kaldılar. O gece Fahrünnisa Hazretleri Mevla'nın evinde kaldılar, sohbet ettiler. Gece yarısından sonra Hüdavendigar Hazretleri, medresenin camına çıkıp teveccüh namazıyla meşgul oldu. Namazdan sonra bağırıp çağırdı ve heyecanlar gösterdi. Damın penceresinden Fahrünnisa’nın yukarı gelmesini işaret etti. Fahrünnisa medresenin camına çıkınca Mevlana; “Yukarıya bak, maksadın hâsıl olmuştur” buyurdu. Fahrünnisa, Kâbe-i Muazzam'ın Mevlana'nın üzerine döndüğünü bizzat gözleriyle gördü. Fahrünnisa bir çığlık kopardı, içini garip bir hal ve şaşkınlık kapladı. Bir zaman sonra aklı başına gelince baş koyup o istekten vazgeçti.
FAHRÜNNİSA HAZRETLERİ’NİN MEZARI
Tahminlere göre Fahrünnisa Hatun, eski garaj civarında şimdiki Çaybaşı Mahallesi’nde kendi adıyla anılan bir sokakta mütevazi bir evde yaşadı ve burada vefat etti. Evinin yanında hanımlarla sohbet ettiği ve gelen misafirleri konuk ettiği bir zaviyesi olduğu tahmin edilmektedir. Mezarının üstü önceleri bir türbe ile örtülü iken sonradan türbe yıkılmıştır. Türbenin yanında 1324 tarihli Karamanoğulları’na ait Fahrünnisa Hatun adına yaptırılmış bir de mescit bulunmaktadır. 1925 yılında kerpiç duvarlı kırma çatı olarak yeniden yapılan mescit çeşitli onarımlarla günümüze kadar gelmiştir. Mescit derununda Fahrünnisa Hatun'un sandukası ve erken Osmanlı dönemine ait mezar taşları bulunmaktadır. İbrahim Hakkı Konyalı, mescidin ve zaviyenin Fenise Hatun tarafından yapıldığını, Fahrünnisa’nın ise yaptıranın lakabı olduğunu ifade eder. Konyalı ayrıca, Fatih devrinde ayakta olan zaviyenin zengin vakıfları bulunduğunu kaydeder. Mescidin solunda aynı ismi taşıyan bir de çeşme bulunmaktadır. Çeşme 2 Temmuz 1927 tarihlidir. Kitabesinden çeşmenin yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır. AB Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.