Fetihlerin Manevi Fatihi: Alî Gav Sultan
On birinci asırda yaşamış gâzi ve mücâhid şeyhlerden Ali Gav Sultan’ın hayatını sizler için derledik
‘Gâv’ Farsça’da öküz demektir. Anlatılan menkıbeye göre, Selçuklu ordusu Konya’yı kuşatır, fakat bir türlü şehri alamaz. Ordudan bir asker veya Ali Gav Tekkesi’nde yatan bir derviş, bir gün öküz postuna bürünerek, şehrin sığırları ile birlikte içeri girer ve gece karanlığında kale kapılarını açarak şehrin Türk askerlerince fethedilmesini sağlar. Bu kahraman, Ali Gav Sultan’dır. Ali Gav, zaviyenin banisi, zaviyenin şeyhi veya müderrisidir.
FETİHLERİN MÂNEVÎ FÂTİHİ
Türkler, on birinci asrın başlarından itibaren Anadolu’ya yoğun bir şekilde akın başlatmışlardı. Bu akınlar, Malazgirt Zaferi’nin ön hazırlıklarıydı. Selçuklular, İslam’ı yaymak için Afşin Bey’in idaresinde Anadolu’yu hallaç pamuğu gibi atıyordu. Bu cihat hareketi esnasında Afşin Bey’in kuvvetleri arasında dikkati çeken bir kişi vardı, Derviş Ali. Bu zat, Afşin Bey kumandası altındaki kuvvetlerin manevi komutanı ve fetihlerin mânevî fâtihidir. Hiçbir anını boşa geçirmek istemez, her nefesini, Allah-u Teala’nın dinini yaymak için sarf ederdi. Gâzileri devamlı cihâd etmeye ve İslamiyet'i yaymaya teşvik ederdi. Fırsat buldukça da İslâmiyet'in emir ve yasaklarını öğretmekle meşgul olurdu.
SIĞIR SÜRÜLERİNİN ARASINDA ÖKÜZ POSTUNA BÜRÜNMÜŞ ŞEYH ALİ DE VARDI
1068 yılında Konya kuşatma altına alındı. Günlerce süren muhasaraya rağmen şehir, bir türlü düşürülemedi. Ordu komutanı şehri kuşatan duvarları savaş yoluyla aşamayacağını anlayınca, harp meclisini toplayarak ne yapılması gerektiğini sordu. Şeyh Ali kısa bir murakabeye, düşünceye daldıktan sonra, “Ordumuz kuşatmayı kaldırıyormuş gibi geri çekilsin ve gizlenelim, sonra gizlice kaleye girmenin çaresini araştırırız” dedi. Selçuklu kuvvetleri dağınık bir şekilde çekilmeye başladılar. Selçukluların çevreden tamamıyla uzaklaştıklarını gören ve günlerce süren muhasaraya rağmen teslim olmadan kuşatmayı atlatmanın sevincine kapılan şehir halkı, birkaç gün sonra normal yaşantılarına başladı. Kapılar açıldı. Çarşı ve pazarda faaliyetler normal seyrine döndü. Bir gece şehre dönmeye başlayan sığır sürülerinin arasına bir öküz postuna bürünmüş bulunan Şeyh Ali de karıştı ve böylece kimseye belli etmeden şehre girmeye muvaffak oldu. Herkesin yorgunluktan derin uykuya daldığı bir saatte yavaşça gidip, şehri kuşatan duvarların kapısını açtı ve o gece yakınlara kadar gelerek bekleşen askerlere kararlaştırdıkları işareti verdi. Şeyh Ali’nin her türlü tehlikeyi göze alarak açmayı başardığı kapıdan şehre akan askerler, nöbetçileri de tesirsiz hâle getirdikten sonra şehre hâkim olmakta gecikmediler.
KONYA’DAKİ EN ESKİ ZAVİYELERİDENDİR
Ali Gav Zaviyesi, bugünkü Kız Lisesi’nin arkasında bulunan zaviyedir. Zaviyenin içerisinde gömülü olan zat Ali Gav Sultan, dışında açık türbede yatan da Ali Kemter Baba’dır. Zaviye, Konya’daki en eski zaviyelerinden birisidir. Fatih zamanında Derviş Hasan adında birisi burada şeyhlik yapmıştır. Zaviyenin bulunduğu mahalle uzun zaman Ali Gav Mahallesi, bazı kayıtlarda da “Mahalle-i Post-pûş” olarak anılmıştır. Vaktiyle zaviyenin pek çok da vakfı bulunduğu bilinmektedir. Vefatı ile ilgili olarak kaynaklarda bilgi bulunmayan Ali Gav Sultan Hazretleri, Konya'da, Akıncı mahallesi, Tokatlı sokağındaki zaviyesinde medfundur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.