Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin Şengen vizesi başvurularını daha şeffaf, adil ve kapsayıcı bir şekilde değerlendirerek vize başvurularının haksız nedenlerle reddedilmemesini öngören ve Türkiye'nin hazırladığı karar tasarısını, Genel Kurul oylamasında kabul etti.
AK Parti Konya Milletvekili ve AKPM Türk Delegasyonu Üyesi Ziya Altunyaldız, Ekim ayında gerçekleştirilecek olan Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi 2022 yılı IV. Dönem Genel Kurulu’nda Schengen vize başvurularında yaşanan zorluklara ilişkin olarak hazırladığı raporun sunumunu yaptı.
Schengen Bilgi Sistemi’nde ve vize sürecinde reform niteliğinde düzenlemeleri öneren raporda, vize süreçlerinin daha şeffaf ve izlenebilir olması ile vize reddi durumunda hak sahiplerinin ret sebeplerini öğrenmesi, kısmi geri ödeme alması gibi hususlar da raporda kabul edilen öneriler arasında yer aldı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde oyçokluğuyla kabul edilen rapor 46 Avrupa Konseyi üye ülkesi için tavsiye kararı niteliği kazandı.
Altunyaldız, “Schengen Vizesi ile ilgili yaşanan sorunlar son dönemin belki de en karmaşık sorunlarının başında geliyor. Schengen vize başvuru istatistiklerini derlediğimizde karşımıza çok çarpıcı sonuçlar çıkıyor. Sorunun aslına bakarsanız verilerle de desteklenmesi bize şunu gösteriyor: ortada ciddi bir sorun var. Güncel verilere baktığımızda, ülkemizin 2014’ten bu yana en fazla Schengen vize başvurusu yapan ülkeler arasında yer aldığını görüyoruz. Son 8 yılda ülkemizde yaklaşık 6 milyon Schengen başvurusu yapıldığını görüyoruz. 2014 yılında yüzde 4 olan ülkemizden yapılan Schengen vize başvurularına verilen ret cevabının oranı zaman içerisinde yükselerek 2021 itibarıyla yüzde 16,9’a ulaşmış durumda. Diğer bir deyişle 4 katına ulaştı.
Veriler çarpıcı bir sonucu daha gösteriyor bize; son 8 yılda en fazla Schengen vize başvurusu yapan 5 ülke arasında söz konusu dönemde ret oranı en fazla artan ülke Türkiye. Örneğin ticari fuarlara katılmak isteyen ticaret erbabımız, fuar onayları, konaklamaları, ulaşımları vs. tüm bilgileri teyit edilmiş halde bile vize alamıyor. Sağlık sebeplerinden dolayı Schengen üyesi ülkelerde tedavi olmak isteyen vatandaşlarımız vize alamıyor. Okullarından kabul alan öğrencilerimizin vizeleri ya reddediliyor ya da çok geç cevap alınıyor. İşte bu durum aslına bakarsanız toplumun her kesiminden Schengen üyesi ülkelere seyahat etmek isteyen vatandaşlarımızı yakından ilgilendiriyor.” Dedi.
“VİZE SÜREÇLERİNİN ZORLUĞU AVRUPA İLE İŞ BİRLİĞİNİ SEKTEYE UĞRATIYOR”
Raporun hazırlık sürecinde konunun tüm paydaşlarıyla görüşme imkanı bulduğunu ifade eden Ziya Altunyaldız şöyle devam etti:
“Raporumda ortaya koyduğum gibi; özellikle ticari faaliyette bulunmak isteyen vatandaşlarımız, seyahatlerinin gerçekliğini, konaklamalarını, ulaşımlarını kanıtladıkları halde vize başvuru süreçlerinde sıkıntılar yaşadığı, vize reddiyle karşı karşıya kalıyor. Vatandaşlarımızın karşılaştığı sorunların başında vize başvuru süreçlerinin çok uzaması, başvuruda çok fazla belge talep edilmesi, başvuru ücretlerinin yüksekliği, başvurunun reddedilmesi durumunda sebeplerin açıklanması gibi sorunlar geliyor.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde hazırladığım ve önce Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komisyonunda daha sonra da Genel Kurul’da kabul edilen raporumda Avrupa Konseyi üye Devletleri arasında serbest dolaşım özgürlüğü ile hareket özgürlüğünün bir yaptırım olarak kullanılmasının kabul edilemezliğine ilişkin Avrupa Birliği Tavsiye Kararlarına atıf yapıyorum. Şunu net bir şekilde ifade etmemiz gerekir ki; ülkeler kendi ülkelerine girecek bireylere ilişkin karar verme yetkisine sahiptir ancak bu yetkilerini bir yaptırım olarak kullanmamalıdırlar. Bu noktada, ülkeler yalnızca Avrupa Birliği hukuk düzenine değil aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine olan bağlılıklarını da unutmamalıdır.
Raporumda Schengen Bilgi Sisteminin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi önerimi sunuyorum. Böylece Schengen Bilgi Sistemi’nde yer alan bilgilerin diğer uygulamalar ve veri tabanlarınca da kullanıma açılması kişilerin özel ve aile hayatına saygı hakkının ihlalinin önüne geçilmesi mümkün olacak. Bununla birlikte, vize başvuru süreçlerinin daha şeffaf ve izlenebilir olması, vize retlerinin yargı mekanizmasına konu edilmesinin önünün açılması, vize süreçlerinin ticari, kültüre, sosyal ve bilimsel iş birliğini engellemeyecek şekilde sürdürülmesi raporumda yer alan diğer hususlar arasında. Raporumun temel unsurlarının başında ülkelerde yeknesak bir uygulamanın ortaya çıkarılması ve denetim ile izleme mekanizmalarının hayata geçirilmesi geliyor.”