SP'li vekilden dikkat çeken sözler: Paraları kimlere aktarıyorsunuz? Millet soracak!
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, hükümetin ekonomi politikalarına dair eleştirilerde bulundu.
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Merkez Bankası’nın faiz kararına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin ekonomi politikalarına dair eleştirilerde bulunan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Kaya, “TÜRK-İŞ sendikasının yoksulluk sınırı 43 bin 433 lira, en düşük memur maaşı 22 bin, asgari ücret 11.400, emekli maaşı 7.500 TL. Allah’tan korkmak lazım, kuldan utanmak lazım” dedi.
Kaya’nın açıklamaları şu şekilde:
“Bizim için bilinen ama Adalet ve Kalkınma Partisindeki milletvekili arkadaşlarımız için sürpriz olur mu bilmem, Merkez Bankası politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkardı. Hani nasın olduğu yerde bize laf söylemek düşmezdi, hani bu kardeşiniz iktidarda olduğu müddetçe göreceksiniz faizler yükselmeyecek, düşecekti, hani faizlerin düşmesiyle beraber enflasyon düşecekti, hani siz faizle mücadeleyi iktidar mücadelenizin merkezine koyacaktınız?
Daha 21 Nisan 2023 tarihinde yani 28 Mayıstan bir ay önce seçim atmosferi sırasında Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki: ‘İktidarda olduğumuz sürece faizi yükseltmeyeceğiz. Göreceksiniz bu kardeşiniz iktidarda olduğu müddetçe faiz yükselmeyecek, devamlı düşecek; göreceksiniz faiz düşünce enflasyon da düşecek.’ Peki, biz bu kardeşimizin neyine güvenelim?
Sadece bir ay sonra yeniden bu millet sana beş yıl süre verdi ve siz de seçim meydanlarında ‘Bu kardeşinize güvenin, faizi artırmayacağız’ dediğiniz zaman politika faizi yüzde 8,5’tu, ardından ilk hamlede yüzde 15’e çıkardınız, yetmedi yüzde 17,5’a çıkardınız, yetmedi yüzde 25’e çıkardınız, yetmedi yüzde 30’a çıkardınız, yetmedi bu ay yüzde 35’e çıkardınız ve Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun açıklamış olduğu bülteninde görebildiğimiz kadarıyla bu yukarıya doğru hızlı bir şekilde devam edecek.
Siz bu ülkenin kaynaklarını faize yatırarak mı nasla mücadele edeceksiniz, siz bu ülkenin kaynaklarını bir avuç rantiyeciye aktararak mı ekonomiyi düzelteceksiniz ve siz nassın olduğu yerde nassa muhalefet ederek hem nassa hem de insana ihanet etmeye devam mı edeceksiniz? Dolayısıyla biz sizin neyinize güvenelim, hangi verdiğiniz sözü, hangi verdiğiniz taahhüdü dikkate alıp uygun bir şekilde size kanıp hareket edelim?
Sayın Naci Ağbal Mart 2021’de Merkez Bankası Başkanıyken politika faizi yüzde 17’ydi, yüzde 19’a çıkardı diye cezalandırıldı. Kademeli olarak bütün ekonomik kurallar… Ortaya koymuş olduğunuz bir ekonomik model olmamasına rağmen faizi yüzde 8,5’a düşürdünüz ama ‘kredi teşvikleri’ adı altında, ‘kur korumalı mevduat programı’ adı altında ve yine özellikle kredi borcu olanların döviz borçlarını TL’ye döndürerek bir sermaye transferi yaptınız. Aslında, evet, siz bilinçli olarak bu faizleri düşürdünüz ama faizleri düşürürken bu millete hizmet etmek için değil, size yakın bir avuç iş adamına hizmet etmek için bu faizleri düşürdünüz.
Dolayısıyla, Mart 2021’den bugüne kadar ki bu iki yıl süreç içerisinde sizin kimin cebine ne kadar para aktardığınız elbette, Merkez Bankası kayıtlarında mevcut. Bugün şeffaflık ve denetime önem vermediğiniz için bu paraların hesabının sorulmayacağını zannediyor olabilirsiniz ama emin olun, bu devlet, bu kayıtları evet, belki bir süre erteler ama asla ihmal etmez. Kimlerle iş tuttuğunuz, arka kapılardan dolar satarak neler yaptığınız ve faizi yüzde 8,5’a düşürüp daha sonra süratli bir şekilde yüzde 35’e yükseltirken kimlerin cebine ne paralar aktardığınızın bu millet mutlaka hesabını soracak. Ve siz, bugün faize en fazla kaynak aktaran iktidar durumuna düştünüz.
Bakın, TÜRK-İŞ sendikasının yoksulluk sınırı 43 bin 433 lira, en düşük memur maaşı 22 bin, asgari ücret 11.400, emekli maaşı 7.500 TL. Allah’tan korkmak lazım, kuldan utanmak lazım. 43 bin TL yoksulluk sınırının olduğu bir yerde, memurunuz 22 bin lira, asgari ücretliniz 11 bin lira, emekliniz 7.500 lira alıyorsa sizin gece gözünüze bir damla uyku girmemesi gerekiyor ama görüyoruz ki siz sadece para politikalarıyla bir an önce sıcak parayı bu ülkeye getirmek için kapı kapı, ülke ülke dolaşıyorsunuz.
Evet, bu ülkenin savunma sanayisi, bağımsızlığı için çok önemlidir ama ondan daha da önemli olan bir ülkenin ekonomik bağımsızlığıdır. 1 Mart tezkeresi sırasında kendi milletvekillerinize dönerek ‘Bakın, bu 1 Mart tezkeresi çıkmazsa bir ay sonra maaş bulamayız, ne konuşuyorsunuz’ diye kendi milletvekillerinizi azarlıyordunuz. Bugün küresel ve bölgesel çatışmaların bu kadar yoğun olduğu bir yerde ekonomi son derece önemlidir, dolayısıyla millî beka meselemiz olan bu ekonomiyi artık masaya yatırmamız lazım. Din de vatan da bayrak da bunları örtmeyi değil, bunları konuşmayı gerektiriyor.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.