Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay, 'Terörsüz Türkiye' süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"BU ACILARI 40 YIL DAHA YAŞAMAYALIM"
Milletin 40 yıl boyunca ağır bedeller ödediğini vurgulayan Akçay şunları söyledi:
"Bizim "Terörsüz Türkiye" başlığıyla ifade ettiğimiz süreç millî ve tarihî bir hedef olarak menzile doğru ilerlemektedir. Tüm millet olarak kırk yıl boyunca çok ağır bedeller ödedik. On binlerce canımızı, şehitlerimizi toprağa verdik, analar ağladı, yas tuttu, ocaklar söndü, şehirlerimizde bombalar patladı, köylerimiz boşaldı.
Dağlarımıza, yaylalarımıza, bereketli ovalarımıza terörün gölgesi çöktü, yüz binlerce insanımız evini barkını gözyaşlarıyla ardında bırakmak zorunda kaldı. Yetti artık diyoruz, bu acıları bir kırk yıl daha yaşamayalım diyoruz. Ülkemizde yaşanan bütün acılar hepimizin hanesine yazıldı. Acıları unutmayalım ama yarıştırmayalım da."
“DÜĞÜMÜ ÇÖZEN BİR HAREKETİZ”
Yıllarca gidilemeyen yaylalarda ulusal ve uluslararası organizasyonlar düzenlendiğini söyleyen MHP'li Akçay şunları kaydetti:
"Gidilemeyen yaylalarımız, kurulamayan sofralarımız, camına ışık yansımayan beldelerimiz bugün festivallere, şampiyonalara, ulusal ve uluslararası buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Bu dönüşüm kendiliğinden olmadı; devlet aklının, millet iradesinin ve kararlı bir siyasi duruşun eseridir. Terörsüz Türkiye, güçlü, güvenli ve huzurlu Türkiye'dir, muasır ve müreffeh Türkiye'nin müjdesidir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin liderliğinde ilkeli, sorumlu, sorun çözen, çözüm üreten bir siyasi akılla bu yola çıktık. 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' diyen bir davanın mensuplarıyız. Kendi geleceğini ülkesinin geleceğine bağlamış, başkalarının gündemine savrulmamış, düğümü gören ve çözen bir hareketiz. Yeni bir nizam kurma kudretinin stratejik aklı bilge liderimiz Devlet Bahçeli'de tecessüm etmiştir. Onun her çağrısı; tarih şuuruyla, jeopolitik gerçeklikle ve isabetli öngörülerle yoğrulmuş bir stratejinin tezahürüdür. 22 Ekim 2024'te, bu çağrı stratejik bir çerçeveye kavuştu. Bu kavram yalnızca terörün bitmesini değil; huzuru, güvenliği, barışı, kardeşliği ve demokratik gelişmeyi aynı potada birleştiren kapsayıcı bir vizyonu ifade etmektedir."
"KOMİSYONUN GİZLİ GÜNDEMİ YOK"
5 Ağustos 2025'te Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına başladığını anımsatan Akçay, "Tutanakları herkese açık olan bu süreç; aracısız, aralıksız, bagajsız, pazarlıksız ve gizli gündemsiz ilerlemektedir. Pazarlık yok, arka kapı yok; var olan tek şey milletin meşru talebi, devletin şeffaf iradesi ve hukukun üstünlüğüdür. Bu süreci doğru anlamak için etrafımızdaki yangını görmek zorundayız. Son otuz beş yılda çevremizde 15 büyük savaş, iç savaşlar, vekâlet çatışmaları yaşandı. Kaynakların hızla tükendiği, iklim ve afet risklerinin büyüdüğü bir dünyada yaşıyoruz. İçeride ne kadar güçlü olursak dışarıdaki zorluklara da o denli mukavemet ederiz. Terörsüz Türkiye yalnız iç barışımızı değil, mavi vatandan Kıbrıs'a, Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Orta Asya'dan Afrika'ya uzanan stratejik derinliğimizin de teminatıdır."
"KARDEŞLERİMİZİN YÜREĞİ DE FERAHLAYACAK"
'Terörsüz Türkiye'nin yalnızca bir iç güvenlik meselesi olmadığını belirten Akçay şu görüşleri paylaştı:
"İçeride güçlendikçe Suriye ve Irak'ın bütünlüğüne katkımız artacak, gönlü, aklı, kıblesi bizden kopmayan kardeşlerimizin yüreği de ferahlayacaktır.
Bu vesileyle bir gerçeğin altını çizerek ifade etmek istiyorum; şehitlerimizin aziz ruhlarını, şehit ailelerimizi, gazilerimizi incitecek tek bir adım atılmamıştır, atılmayacaktır. Bu duruş şiddetten arınmış, meşru siyaset, hukuka sadakat, ortak fayda ve şeffaf süreç ilkeleriyle kalıcı olacaktır. Sorumluluğumuz büyüktür ve ortaktır. Şiddetin prangası kırıldıkça yatırım, üretim ve umut büyüyecek, ortak paydamız genişledikçe farklılıklarımız zenginliğe dönüşecektir, demokrasimiz daha da gelişecek, birlik ve beraberliğimiz, kardeşliğimiz daha da pekişecektir.
Şunu da önemle vurgulamak istiyorum ki birlik aynılaşmak değildir, birlik farklılıklarımızı koruyarak aynı hedefe omuz vermektir. Hepimizin farklı hikâyeleri olabilir ancak ortak hikâyelerimiz çok daha fazladır. Çocuklarımız için kurmak istediğimiz güçlü, güvenli ve huzurlu Türkiye'nin omurgası işte bu kardeşlik ve dayanışma ruhudur ve duygularıdır."
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE BİR SLOGAN DEĞİLDİR"
"Terörsüz Türkiye bir slogan değildir, bir hamaset değildir, ortak vicdanın hareketidir" diyen Akçay sözlerini şöyle noktaladı:
"Biz bu sürecin takipçisi, savunucusu ve uygulayıcısı olacağız. Biz büyüdükçe, iç cephemiz kuvvetlendikçe boş sözlerle, kaosla, nifakla geçinenlerin uykuları kaçıyor. 'Terör bitsin' dedikçe çılgına dönüyorlar çünkü ellerinde terör istismarından başka bir siyasetleri kalmadı ve provokatörlere de asla fırsat vermeyeceğiz.
Biz büyük bir aileyiz, biz Türkiye'yiz. Biz bu yola baş koyduk; ya devlet başa ya kuzgun leşe diyoruz. Bu ruhun feyziyle birlik ve kardeşliğimizi tahkim ediyor, bu cepheyi ebedî kılıyoruz. Güzel vatanımızın güzel insanlarıyla işi kolay kılacağız. Bu milletin evlatları birbirinin kahrını yutmazsa başkalarının zehrini yutmak zorunda kalırız, biz bu zehri asla yutmayacağız. Bu yolun sonunda kazanan, 86 milyon aziz milletimiz olacaktır; kazanan, sınır boylarından şehir meydanlarına kadar kardeşliğin sesi olacaktır; kazanan, aydınlık yarınlarımızın teminatı evlatlarımız olacaktır."