Anahtar Parti Konya İl Başkanı Abdullah Kaplan, PKK’nın silah bırakma sürecini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “AK Parti, MHP ve DEM Parti birlikte yürüyoruz” sözlerini değerlendirdi.
Kaplan, gelinen noktanın yalnızca siyasi değil, vicdani bir kırılma noktası olduğunu söyleyerek şu ifadelere yer verdi:
“Birilerinin hissesine bebek katili Öcalan düştü. Bizim hissemize tabuta sığmayan binlerce kahraman… Siz çocuklarımızı vura vura yaşlanmış teröristlerle yan yana yürümeyi kendinize yakıştırdınız, biz 34 bin lira maaşıyla ‘burs vereceğim’ diyen şehit evladımızla yürümeye razıyız.
Koca devleti, kovaların içine koydukları 30 tane silaha kurban ettiler. 30 tane silahı yakıp yeniden inlerine girdiler. Teslim de olmadılar. Terörist kadın bile 'anayasal güvence ve meclis' çözümü beklediğini ağzından kaçırdı. Oradaki her sembolün Zerdüştlükten alındığını da mı bilmiyorsunuz?
Sandığın başında sizi milletimizle bekleyen biziz. Yüzlerce mikrofonla cani Öcalan'ı da alın gelin veya canlı yayın yapın veya mektup da yazdırın. Komisyon kurdurdunuz, anayasa konuşturdunuz, Kurucu Önder dediniz, yetmedi. Müebbet almışları bağışladınız, biraz daha içeride var. İçeride kalanlardan varsa çıkarın, birlikte gelin.
132 Kürt kızının tecavüzcüsünü Kürtlerin temsilcisi yaptınız. PKK’yı yerli-milli gösterip bu millete kabul ettirmek istiyorsunuz. Öcalan size düştü, Kürt kardeşlerimiz bize. Kur’an’a, Hz. Peygamber’e ve İslam tarihindeki yüce kişilere karşı her türlü hakareti yapmış terörist başını ümmet olarak sayıyor ve Kürde değdiriyorsunuz.
Artık yeter. Bu ülkenin devletini, milletini, tarihini ve geleceğini, birilerinin siyasi heveslerine kurban etmeye razı değiliz. Bu topraklarda ihaneti seyretmeyeceğiz. Bugün buradan; Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticilerine, AK Parti’nin geçmiş seçimlerde millete verdiği sözlerin tam tersini uygulayan kurmaylarına, Milliyetçi Hareket Partisi'nin ülküsü uğruna gece gündüz çalışan, hiçbir kişisel menfaat gözetmeden “vatan sağ olsun” diyen samimi ülkücülerine sesleniyoruz:
Hiçbir ülkücü MHP’ye mahkûm değildir. Hiçbir muhafazakâr, hiçbir dindar AK Parti’ye mecbur değildir. Hiçbir cumhuriyetçi, CHP’den başka adresi yok sanmasın. Biz hiçbir siyasi partiye mahkûm değiliz. Biz devletimize mahkûmuz. Biz vatanımıza mahkûmuz. Biz çocuklarımızın istikbaline, bu ülkenin geleceğine mahkûmuz. Şimdi yeniden o hakikati hatırlama zamanıdır: Sözünü tutmayanlardan değil, emaneti hakkıyla taşıyanlardan yana olma zamanıdır.”