Konya Devlet Tiyatrosu perdelerini açtı! İşte yeni oyunlar

Konya Devlet Tiyatrosu (KDT), 2024-2025 sezonuna ‘Hevesi Kursağında Kalanlar Kulübü’ adlı müzikli oyunla merhaba dedi. 300 kişilik kapasiteye sahip Konya Devlet Tiyatrosu'nda bu sezon boyunca sahnelenecek 6 oyunu sizler için hazırladık

HEVESİ KURSAĞIMDA

Hayatlarından ve işlerinden memnun olmayan bir grup insan monoton yaşamlarından vazgeçip hayallerinin peşinden koşmaya karar verirler. Yeni mesleklerle beraber hayatlarının değişeceğini düşünen bu insanlar “Hevesi Kursağında Kalanlar Kulübü”ne başvurur. Hava durumu spikerinden bir diyetisyen, toprak ağasından bir milletvekili ve daha niceleri… Bu yolculukta karşılaşılan hayal kırıklıkları ve yaşanan garip tesadüfler, biraz trajik ve çok fazla komik durum ortaya çıkaracaktır. Heveslerin kursaklarda kaldığı, bol müzikli, bol danslı ve bir o kadar da eğlenceli olaylar zinciri artık seyircilerle buluşmaya hazır!

MURTAZA

1940’lı yıllardayız. Dünya savaşta… Adana’da savaş sonrası göç almaya başlayan bir gecekondu mahallesi, Yunanistan’ın Alasonya kasabasından gelen Bekçi Murtaza ve ailesine ev sahipliği yapıyor. Murtaza, bu tarihsel arka planda büyük kentler, sınıflar, küçük dünyalar, avarelikler, politika, aşk, hırs, onur, riya, ihanet, fabrikalar, işçiler gibi çarpıcı temaları tiyatronun evrensel diliyle sahnelere taşıyor.

SHIRLEY VALENTINE

Evlenmiş, iki çocuk yetiştirmiş Shirley Bradshow, hayatın gündelik akışına ve belirlenmiş kalıplarına kendini bırakarak kadın kimliğinden uzaklaşmıştır. Yaşamda kendi istediği hiçbir şeyi yapamadığını fark eden Shirley; kendini keşfetmek, kendisiyle yüzleşmek ve yeniden kendi olabilmek için, kocası Joe’nun tüm karşı çıkmalarına rağmen, en yakın arkadaşı Jane ile İtalya seyahatine çıkar. Görünürde İtalya’ya yapılan bu yolculuk aslında kendi içine yaptığı “Shirley Valentine“ olma çabasından başka bir şey değildir...

UZATMALI OYUN

George ve Alexandra on yıllık evliliklerini bitirdikten sonra, bir restoranda karşılaşırlar. Masum gibi görünen bu tesadüf, çiftin içinde yarım kalmış aşk duygularını yeniden tetikler. Geçmişi ve şimdiyi sorgulayıp geleceğe dair bir umut arayışına girerler; kâh gülerek kâh acı bir dokunuşla… Peki hala Gerorge ve Alexandra için bir umut var mı? Bitmiş bir evlilik, yarım kalmış aşk yeniden alevlenecek mi? Kahkahaların gözyaşına karıştığı bir oyun; tıpkı hayatın kendisi gibi…

TRENDEKİ KIZ

Hayatınızın bir günü kayıp olsaydı ve o gün cinayetle suçlansaydınız ne yapardınız? Alkol bağımlılığı ve boşanma travmasını atlatmaya çalışan Rachel Watson kendini tam olarak böyle bir durumun içinde bulur. Bu karmaşadan kurtulabilmek için çabaladıkça daha büyük bir kaosun içine çekilir. Rachel katilin kim olduğunu bulabilmek için önce kendini bulmalıdır…

ENGEL

Arkadaşlığın ve hayal gücünün her türlü engeli aşabileceğini vurgulayan oyun, bir animasyon dünyasına açılır ve parkta inatçı ve haylaz topun peşine düşen çocukların neşeli oyunlarıyla başlar. Dedesi ile parkta gezintiye çıkan yürüme engelli Gül, tekerlekli sandalyesinde onlara katılamadığı için üzgündür. Bu üzüntüyü fark eden Can onu aralarına almak için çaba sarf ederken, Gül arkadaşlığın verdiği cesaret ile bir hayal dünyasında bulur kendini. Balıklarla yüzer, kuşlarla uçar, lunaparkta oynar… Bu dünya bedensel engelin akılla, arkadaşlık ve cesaretle aşılabildiği bir dünyadır. Aslında engelin, kendi zihninde oluşturduğu engeller olduğunu fark eder. Her başarı, mutluluk, umut önce hayal ederek başlar; kendini fark ederek, kendine güvenerek…Hayal dünyasından tekrar gerçeğe döndüğünde Gül, artık daha mutlu, umutlu ve arkadaşlarıyla tekerlekli sandalyesinde dans edebiliyordur.