Türk müzisyen ve besteci Cem Yıldız, Konya'da Anadolu'da Bugün'e özel açıklamalarda bulundu.
Bağlama başta olmak üzere geleneksel Türk enstrümanlarını; ambient, rock ve elektronik dokularla bir araya getirip Anadolu ezgilerini modern formlarla birleştirerek müzik yapan Yıldız, müzik yolculuğunda geldiği noktayı sürpriz olarak niteledi.
Hz. Mevlana'nın Vuslat Yıldönümü etkinlikleri kapsamında Konya'da bulunmanın farklı bir anlam taşıdığını belirten Yıldız, kentte üç kez sahne aldığını söyledi.
"Bu kadarını hayal etmiyordum"
Müzik yolculuğu ile ilgili olarak Yıldız, "Müzik yolculuğunda bugün geldiğim nokta beklediğim bir nokta değildi. Ben daha çok başlangıçtan bu zamana kadar tamamen enstrümanist olarak düşünmüştüm kendimi. Film müziği ve şimdi yaptığım elektronik deneysel performans sürpriz oldu benim için. Yani bu kadarını hayal etmiyordum. Tabii ki o da Erzincan-İstanbul yolculuğu ve genelde Anadolu müziğinin karışımı oldu. Yani doğu-batı sentezi oldu. Aslında doğal bir sonucu var ama başlangıç benim için öyle değildi. Şimdi gayet memnunum sonuçtan" diye konuştu.
"Mekanın kendisi de insanda bir etkileşim bırakıyor"
Tasavvuf ve Mevlana düşüncesinin müziğinin temelini oluşturduğunu belirten Yıldız, "Müziğimin spiritüel, ruhani tarafı elektronik müzik. Sert gibi görünse de aslında içinde yüksek ritimli olanlarda da düşük ritimli olanlarda da o ruhaniliği, derinliği görebilirsiniz. O da yaklaşık 5-6 sene önce ilk Konya'ya gelişimle başlayan bir süreç bir dönüşüm, etkileşim süreci ile başladı. 2 sene önce tekrar Konya'ya gelip Hiçhane'de sahneye çıkmıştım. Bu akşam buradaki ikinci performansım olacak. Tabii zaman ve mekandan bağımsız hislerimiz, duygularımız var ama mekânın kendisi de insanda bir etkileşim bırakıyor. Bu da bir dönüşüm yarattı bende. Bakalım bu gelişten sonra müzik nasıl etkilenecek? Ben de sürprizi bekliyorum" dedi.
"Konya'ya farklı duyguyla geliyorum"
Yıldız, Konya'da 'Şeb-i Arus haftasında' sahne almanın kendisinde farklı duygular uyandırdığı vurgulayarak şunları kaydetti:
"Öncelikle diğer çaldığım performanslardan çok farklı bir duyguyla geliyorum buraya. Ticari kaygılardan uzak, tamamen kendi kalbimden gelen müziği yapıyorum. Yani o duygu öyle bir şey zaten. Mevlana'nın kendisinin felsefesi ve burada olmak sanki o yaşıyor gibi, onun ruhu burada, bizi izliyor gibi düşüncesi ve buradaki insan topluluklarının aynı şeyi de aynı kalpte, aynı düşüncede olma fikri size o atmosferi yaşatıyor.
Yani ben gittiğim mekanlarda daha çok repertuarı üç aşağı beş yukarı tasarlarım. Burada sahneye çıkmadan önce ne olacağını tahmin edemedim açıkçası. Burada böyle kaygıları bırakıyorum. Sonuç sürpriz oluyor."
