Halının altı doldu mu?
Hayatın karmaşası içerisinde, en çok ihmal ettiğimiz şey genelde kendimizle ve psikolojik ihtiyaçlarımızla ilgili oluyor. Bedenimize özen göstermediğimizde bağışıklığımızın düşmesi sonucu ilk fırsatta hasta olmamız gibi, kendimize özen göstermediğimiz zaman da, psikolojik bağışıklığımız zayıflıyor ve karşımıza çıkan zorluklarda en zayıf yerimizden sorunlar yaşıyoruz.
İşte böyle sıkıntılı zamanlarımızda psikolojik bağışıklığımıza kocaman bir yük getirmiş oluyor ve o güne kadar halının altına süpürdüğümüz sorunlarımızın gün yüzüne çıkmasına neden oluyor.
Günümüz insanının yapması gereken birçok görevi var ve bu görevleri yetiştirmek için hızlı daha hızlı olmak zorunda. Eğer insan bu hızın farkına varmazsa, bir robot gibi olmaya başlıyor, otomatikleşmiş ve duygularını görmezden gelen. Hızlanan insan, içinde ona bazı konular hakkında ipucu veren duygularını göremez hale geliyor. Çok hızlı giden bir arabanın içinden manzaranın zorlukla izlenmesi gibi. Belki kendime hiç değer vermiyorum, çevremdeki insanlara fedakarlık yaparken hep kendimi ihmal ediyorum, insanları kırmamak için istemediğim şeylere bile hayır diyemiyorum, yorulduğum zaman dinlenmeye bile fırsat bulamıyorum.
İşte bugüne kadar hızlı giderken hayatın bize alarm verdiği şeyleri fark edemedik ve içimizdeki savunma mekanizması da bu şeyleri hep halının altına süpürdü. Ve işte o an anladık ki halıların altı dolmuş, taşmış bile. En çok neyi ihmal ettiysek, oradan zorluklar yaşadık.
Herkesi memnun etmeye çalışırken kendimizi ihmal etmişsek değersizlik duygusu, sevdiğimiz yada sevildiğimiz insanı anlamak için zaman ayırmamış isek ilişki sorunları, bu geçici dünyanın amaçlarını aşırı abartmış isek kaygı sorunlarımız ortaya çıktı.
Yaşadığımız her olumsuz olayda , eğer doğru yaklaşırsak bizi geliştiren bir tarafı olacaktır. İçinde bulunduğumuz bu sürece de böyle yaklaşmanızı öneririm, araba hızlı giderken en çok hangi manzarayı kaçırdın, neyi ihmal ettin? Sorunlar halının altından taşmadan sen halının altını temizle.
Sağlıcakla kalın, hoşçakalın.