Konyaspor'un Polonyalı eldiveni Jakub Slowik ile çok özel röportaj: "Yeni sezon için inancımız büyük"

Röportaj: Fatih Şeker / Çeviri: Tarık Dikmen

Paul Bernardoni ile yolların ayrılmasının ardından devre arasında Konyaspor’a transfer olan Slowik ile Erciyes kampında bir araya geldik. 32 yaşındaki kaleci Konyaspor’a geliş süreci, Türkiye liginin kalitesi, ligde kalma sürecinde yaşadıkları, Deniz Ertaş’ın performansı ve yeni sezon hedefleri hakkında Anadolu’da Bugün’e çok önemli açıklamalar yaptı.

İşte Slowik ile yaptığımız keyifli röportaj.

GUILHERME İLE KONUŞTUM

Transfer sürecimdeki kararlarımın hepsi bireyime ait. Burada aileme uzak olmam da önemli bir etkendi. Polonya’daydı ailem ve aileme de yakın olmak istiyordum. Kariyerime aileme daha yakın bir yerde devam etmek istedim. Guilherme beni aradı ve iyi bir kaleciye ihtiyaçları olduğunu söyledi ve ben de geldim (Gülerek). Guilherme ile bazı konuları konuşmuştuk.

Süper Lig kalitesinin çok çetin olduğunu ve rekabet seviyesini çok yüksek olduğunu biliyordum. Guilherme’den lig ve takımla ilgili bilgiler aldıktan sonra Türkiye’ye gelmeye karar verdim.

İLK ÖNEREN PAWELEK OLDU

Elbette Pawelek’i tanıyorum. Tabii ki Türkiye ve Konya ile ilgili bilgiler aldım. Çok iyi bir kaleci olduğunu ve karakter bağlamında çok iyi bir insan. Aslında kulübü ve ülkeyi bana önerin kişi olduğunu söyleyebilirim. Konyaspor’dan gelen teklifi de gördükten sonra üstüme olan ilgiyi gördüm. Kulübün önemli bir parçası olabileceğime inandım.

JAPON LİGİ DE KALİTELİYDİ

4,5 sezon Japonya’da oynadım. Bence birçok insan Japon liginin kalitesini bilmiyor. Çok çetin ve rekabetçi bir lig. Türkiye’de de bireysel ve takım olarak çok kaliteli isimler var. Çok zor liglerden biri. Ancak futbolda hiçbir şey basit değildir. Bazen gerçekten zorlayıcı olabilir ama ilk düdükte herkes eşit ve skor da 0-0’dır. 90 dakika boyunca mücadele etmeli ve savaşmalısınız. Elinizden gelen her şeyi verebilirsiniz. Ancak bu şekilde başarılı olabilirsiniz.

FENERBAHÇE MAÇI ANAHTAR MAÇ OLDU

Son haftadaki maçımız hiç de kolay bir müsabaka değildi. Camiamız, taraftarımız ve bizler için zorlu bir durumdu. Galatasaray’a karşı oynadık ve rakibimiz şampiyonluk için büyük potansiyele sahipti. 90 dakikamız vardı tamamen odaklanmak ve konsantre olabilmek adına. Sezon sonu maçları daha ciddiyetle bakılması gerekiyor ancak sezon içindeki tüm maçlar çok önemli. Fenerbahçe maçı benim gözümden bizim açımızdan sezonu kurtarma ve anahtar maçtı.

İNANILMAZ ZOR BİR SEZONDU

Dürüst olarak söylemem gerekirse bir sezonu aslında bir maraton olduğunu söyleyemeyiz. Ancak futbolu 400 metre bir maraton olarak adlandıramayız. 34 maça çıkıyoruz ve hepsinin önemi neredeyse aynı. İnanılmaz zor bir sezon geçirdik. Bence tecrübemizi ve aklımızı sahaya yansıtmalıydık. Geçen sezon da bunun kanıtıydı. Futbol oynamaktan keyif alıyorduk ve bunu skora yansıtmak da bambaşka haz verici bir durumdu.

EN ÖNEMLİSİ TAKIM RUHU

Türkiye’de kaliteli forvetler var ve o isimler de ligin en yüksek gol sayılarını atıyorlar. Fakat futbol bir hayal oyunu değildir. Bunu bir kere göz önüne alalım. Takım içindeki birliktelik ve beraberlik en önemli faktör. Elbette bireysel kalitelerini asla yadsıyamam ancak takım oyunu ve kalitesini göz önünde bulundurmalıyız. Aslında kompakt olmayı, birlikte kalmayı ve en nihayetinde takım ruhunu yakalamayı başardığımız için bireysel kaliteli oyunculara karşı çok zorluk çekmedik ve sezonu da istediğimiz gibi bitirdiğimizi söyleyebilirim.

DENİZ’E DESTEK OLDUM

Deniz yetenekli bir kaleci ve kendisine destek oluyorum. Yaptığımız iş çok zor ve desteğe ihtiyaç var. İlk maçlarda kulübedeydim ve Deniz’i de izledim elbette birkaç müsabakada. Destek ve kendisini motive etmeye çalıştım sürekli. Sonuçta aynı takım içinde çalışan insanlarız ve en önemlisi takım ruhunu yakalayıp bunu neticeye yansıtabilmektir. Egemen’e de antrenmanlarda da yardım etmeye ve tecrübemi aktarmaya çalışıyorum. Genç kalecilerimiz önemli bir potansiyele sahip ve gelecekleri de parlak.

MERT’İN KURTARIŞI MUAZZAMDI

EURO 2024’te çok fazla müsabaka izlediğini söyleyemem ancak Mert’in kurtarışı gerçekten muazzamdı. Türkiye Milli Takımı açısından gerçekten bir sonraki tura atlamada çok önemli bir andı. Orada milisaniyelik bir hata çok şeylere sebep olabilirdi. Gerçekten harika bir kurtarışa imza attı.

EN BEĞENDİĞİM KALECİ MUSLERA

Türkiye’de en beğendiğim kaleci Jakub Slowik (gülerek) Elbette mizah bir yana Muslera’yı söyleyebilirim. Çok sürdürülebilir bir istikrar ve kalitede.

ALİ ÇAMDALI ÇOK ÖNEMLİ BİR FİGÜR

Ali Çamdalı’nın burada bir demirbaş olduğunu söyleyebilirim. Hoca olarak geldiğinde buradaki stabilitesi ve önemli bir figür olması takıma çok büyük bir katkı sağladı. Bir sezon boyunca 4 hoca değişikliğinin takıma etkisini biz apaçık görebiliyorduk. Burada önemli olan kazanma ve takım ruhu mentalitesini bir arada tutmak. Çünkü sadece oyuncular anlamında değil tüm ekip adına bize çok büyük etkisi oldu. Majör figür olmasının yanında burada oyuncuların bireysel kalitesi de neticeye etki eden unsurlardan oldu.

MURAT HOCANIN BANA POZİTİF ETKİSİ OLUYOR

Kaleci antrenörümüz Murat hoca ile çalışmaktan çok mutlu ve memnun olduğunu söyleyebilirim. Beni tavsiye etmesinden çok fazla bilgim yoktu. Benden iki hafta önce kulübe geldiği konusunda bilgim var. Onla olan çalışma ve antrenman sürecim, hocalık tecrübesinden gayet memnunum. Bu benim için çok önemli. Nasıl çalışıyorsam bunu aynı şekilde bir 90 dakikaya ve maça iyi yansıtabiliyorum. Burada Murat hocanın çok pozitif bir etkisi var.

BASİT HEDEFLERİMİZ YOK

Yeni sezon için basit hedeflerimiz olduğunu söylemeyeceğim. Her hafta, her ay bizim için büyük ehemmiyet taşıyor. Bu mantaliteyi, bu gayreti ve hırsı her maç sürdürmeyi başarabilmeliyiz. Her maç aslında hayatımızdaki bir domino taşı etkisi taşıyor. Hepsinin önemi giderek artıyor. İyi bir sezon geçirmek adına çalışıyoruz. Sezon sonunda burada iyi istatistikler ve çok iyi bir netice görmek adına inançlıyız.

TARAFTARIMIZA MİNNETTARIM

Taraftarımıza destekleri için çok minnettarım. Bizim için çok değerli olduklarını iletmek istiyorum. Burada sadece birkaç aylık bir sürecim olsa da her deplasman maçımızda bizi sonuna kadar destekliyordular. En zor dakikalarda, tam desteğe ihtiyacımız olduğu anlarda asla destekten kaçınmıyorlar. Oyuncu grubu açısından baktığımız zaman bizim için gerçekten Konya’nın ligdeki yerinin herkes için ne kadar önemli olduğunu çok güzel şekilde gösterdiler. Bizi çok iyi motive ediyorlar. Onlar takımımızın yadsınamaz bir parçası. Konyaspor’un 100 yılı aşkın bir tarihi var. Bunu her oyuncumuzun gururla formayı taşıdığını zikretmek istiyorum.

EN ÖNEMLİSİ AİLEMİN MUTLULUĞU

Her günümü, her anımı memnuniyetle geçirmeye çalışıyorum. Anı yaşamaktan keyif almak, basit şeylerden tatmin olabilmek önemli hususlar benim adım. Sağlığıma dikkat ederek işimi yapmayı sürdürmek, ailemi ve çocuklarımı güzel bir düzen içinde yer almalarını sağlamak hedefindeyim. Gelecek kariyerim adına ailemin mutluluğu en önemli unsur.

TÜRKİYE’YE AŞİNALIĞIM VARDI

Polonya’dan Japonya’ya gittiğimizde aslında çok fazla farklılıkla karşılaştım. Japonya gerçekten güzel bir ülke. İnsanların nezaketi ve yardımseverliği elbette üst seviyedeydi. Japonya’dan Türkiye’ye geldiğimizde de tamamen farklı bir kültür. Tecrübem vardı elbette. Türkiye’ye ilk kez gelmedim. Hırvat takımında oynadığım için kış sezonunda Antalya’da hazırlık süreçlerimiz oluyordu. Türkiye’ye bir aşinalığım vardı.

TÜRK TATLILARI ENFES

Çok özel bir diyet programım var. Bu da bazen zorlayıcı olabiliyor. Çünkü süt, şeker ve ekmek gibi gıdalardan kaçınıyorum. Söylemek istediğim tatlılar, çok severim. Türk tatlıları muazzam ve enfes.

Jakub Slowik:
"En büyük Konyaspor ???????? pic.twitter.com/jKzWAcgcws

— Anadolu'da Bugün Spor (@AndBugunSpor) July 14, 2024