Besin değeri yüksek olan sülünlerin biyolojik mücadelede kullanılabilmesiyle ilgili yapılan araştırmalar, üniversitenin bu alandaki öncülüğünü pekiştiriyor.

1993 yılında kurulan ve Türkiye'deki ilk sülün yetiştiriciliği ünitesine sahip olan Selçuk Üniversitesi, bu alanda birçok bilimsel çalışmaya ev sahipliği yapıyor. Veteriner Fakültesi Zootekni Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, “Dünyada 49 farklı sülün türü var, ancak bu türlerin çoğunun nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Üniversitemizde ise özellikle yumurta verimi yüksek olan Kafkas sülünleri yetiştirilmektedir,” diyerek sülünlerin korunmasına yönelik yapılan çalışmaların önemine dikkat çekti.

Yaban hayvanı özelliklerini koruyan Kafkas sülünlerinin korunmasını hedefleyen üniversite, aynı zamanda sülünlerin biyolojik mücadelede kullanılabilmesi için çalışmalar yürütüyor. Prof. Dr. Kırıkçı, “Çiftliğimizde yetiştirdiğimiz damızlık sülünlerden elde ettiğimiz yumurtalardan civciv çıkartıyoruz ve bir dişi sülünden yılda ortalama 60 yavru alabiliyoruz. Ayrıca bu alanda öğrencilerimize pratik deneyim kazandırıyoruz” dedi.

Prof. Dr. Kırıkçı, sülünlerin biyolojik mücadelede kullanılabileceğini de belirtti. Karadeniz Bölgesi'ndeki fındıklarda zarara yol açan kahverengi kokarca böceği üzerinde yaptıkları ön çalışmalarda, sülünlerin bu böcekleri iştahla tükettiğini gördüklerini açıkladı. Bu durum, ilaç kullanılmadan sülünlerin bu zararlı böcekle mücadelede etkin bir şekilde kullanılabileceğini gösterdi.

Ayrıca, Türkiye'de sülün üretimi konusunda birçok bilimsel çalışmaya imza atan Prof. Dr. Kırıkçı'nın danışmanlığında Amasya Üniversitesi Suluova Meslek Yüksekokulu’na da bir sülün çiftliği kuruldu. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, bu projeyi hayata geçirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirterek, amaçlarının bilimsel araştırmalar yapmak ve Türkiye’de sülün yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasına katkı sağlamak olduğunu ifade etti.