Şehit Gazi Sendikası Konya İl Başkanı Ahmet Gelmez, 15 Temmuz darbe girişiminin 9.yıldönümü nedeniyle açıklamada bulundu.
Gelmez’in açıklaması şöyle:
“Milletlerin tarihinde bazı günler vardır ki sadece takvim yapraklarında değil, gönüllerde de kazılıdır. 15 Temmuz 2016, işte böyle bir gündür. Bu tarih, Cumhuriyet tarihimizin en karanlık gecelerinden biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda en aydınlık sabahına uyanışın da adıdır.
15 Temmuz gecesi, sadece bir darbe girişimi değil; Cumhuriyetimizin temel değerlerine, demokrasimize, egemenliğimize ve millet iradesine karşı planlanmış sistematik bir işgal teşebbüsüdür. Bu saldırının hedefinde yalnızca belirli yöneticiler ya da kurumlar değil; 1923’te temelleri atılmış tam bağımsız ve halk iradesine dayalı Türkiye Cumhuriyeti vardı. Bu anlamda, bu ihanetin karşısına dikilen her birey, sadece bugünü değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" sözünü de savunuyordu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir milletin esarete karşı ayağa kalkabileceğini Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da tüm dünyaya göstermişti. 15 Temmuz gecesi, onun açtığı o istiklal yolunun izinde yürüyen milyonlar, tankların altına yatarak, kurşunlara göğüs gererek, bir kez daha o ruhu yaşattılar. Çünkü mesele parti meselesi değil, vatan meselesiydi.
O gece sokaklara çıkanlar, hangi görüşten olursa olsun bir noktada birleşti: "Bu ülke bizim, bu bayrak bizim, bu irade bizim." İşte bu birlik ruhudur Türkiye’yi sarsılmaz kılan. Kendi halkına silah doğrultanların karşısına, elinde sadece bayrağıyla dikilen o insanlar, bu milletin geleceğine nasıl sahip çıkacağının en büyük kanıtıdır.
15 Temmuz, sadece bir zafer değil, aynı zamanda bir uyarıdır. Devletin her kurumunda, özellikle de eğitimde, adalette ve güvenlikte liyakat ve sadakat ilkelerinden sapıldığında, nasıl sinsi yapıların palazlanabileceğini gösteren acı bir tecrübedir. Atatürk’ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözünü unutan toplumlar, dogmaların, sahte kurtarıcıların pençesine düşer. Biz bu bedeli çok ağır ödedik.
251 şehidimizin kanı, bize bir sorumluluk yükledi. O da şudur: Vatanımıza, devletimize, demokrasimize sahip çıkmak, Atatürk'ün emanetini gelecek nesillere onurluca devretmek.
15 Temmuz’u bir güne sığdırmak mümkün değil. Bu bir bilinç, bir hafıza ve bir irade meselesidir. Unutmak ihanettir; hatırlamak ise vefadır. Bizler, her 15 Temmuz’da sadece bir anma değil, bir yenilenme yaşamalıyız. Çünkü bu milletin mayasında korku değil, iman vardır; teslimiyet değil, direniş vardır.
Ne mutlu vatanı için canını feda edenlere… Ne mutlu Cumhuriyetine sahip çıkanlara… Ne mutlu "Ben Türk'üm" diyene.”