Konya Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü'ne bağlı Su Altı Grup Amirliği'nde görev yapan Kurbağa Adamlar, her türlü zorlu göreve daima hazır olmak için eğitimlerine aralıksız devam ediyor. Bazen sazlık alanlarda ceset ve suç aleti arayan, bazen de meydana gelebilecek felaketlerde sudan canlı çıkarma operasyonları için çalışan ekip, gece gündüz mesai yapıyor.
Kış aylarında buz tutan göllerde eğitimlerine devam eden Kurbağa Adamlar, havaların ısınmasıyla birlikte çalışmalarına hız verdi. Konya, Aksaray, Nevşehir ve Afyonkarahisar illerinden sorumlu olan ekip, Konya il merkezine yakın Altınapa Barajı ve Beyşehir Gölü'nde yoğun bir şekilde eğitimlerini sürdürüyor. Eğitim senaryosu gereği Beyşehir Gölü'ndeki sazlık alanda ceset ve suç aleti araması yapan ekip, Altınapa Barajı'nda ise dalgıç eğitimi gerçekleştirdi. Çalışmalarda hem su üstünde hem de su altında dronlardan destek alınıyor. Kurbağa Adamlar, yılda ortalama 60 saat su içerisinde eğitim yaparak olası felaketlerde hayat kurtarmak için 7 gün 24 saat görev başında bulunuyor.
"Boğulma Vakalarının Önüne Geçmek İçin Çalışıyoruz"
Havaların ısınmasıyla birlikte boğulma vakalarının arttığına dikkat çeken Konya Emniyet Müdürlüğü Koruma Şube Müdürlüğü Su Altı Grup Amiri Komiser Hakan Özdemir, "Özellikle göl, gölet, akarsu ve kanallarda boğulma tehlikesi yaşanabiliyor. Türkiye'de her yıl birçok vatandaşımız boğularak hayatını kaybediyor. Konya İl Emniyet Müdürlüğü olarak İl Emniyet Müdürümüz Maksut Yüksek'in talimatları doğrultusunda boğulma vakalarının önüne geçmek için sahillerde ve meydanlarda stantlar kurarak vatandaşlara bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz" dedi.
"Birkaç Beğeni İçin Hayatlar Tehlikeye Atılmamalı"
Boğulma tehlikesine karşı alınması gereken önlemleri anlatan Komiser Özdemir, "Fırtınalı ve dalgalı havalarda suya girilmemeli. Çocuklar ve yetişkinler için can yeleği, can simidi gibi yüzdürme yardımcıları kullanılmalı. Ancak bunlara da tam güvenilmemeli, çünkü su akıntıları sürükleyebilir. Çocuklar, yüzme bilseler dahi, su içerisinde yalnız bırakılmamalı. Şaka amaçlı kimse suya itilmemeli. Küçük bir rahatsızlık hissedildiğinde bile hemen sudan çıkılmalı. Ayrıca vatandaşlarımız, tehlikeli bölgelerde, falezlerde ve şelale çevresinde fotoğraf çekerken dikkatli olmalı, birkaç beğeni uğruna hayatlarını tehlikeye atmamalılar" ifadelerini kullandı.
"İlk Yapılması Gereken 112’yi Aramak"
Boğulma vakalarında yapılması gerekenlere de değinen Komiser Özdemir, "Boğulma tehlikesi yaşayan kişiye müdahale ederken iyi bir yüzücü olunsa bile can simidi, can yeleği veya ip gibi cisimler kullanılarak güvenli şekilde yaklaşılmalı. En önemli ve ilk yapılması gereken şey 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aramaktır. Boğulma riski geçiren kişi sudan çıkarıldıktan sonra, ağızda takma diş, protez veya yabancı cisimler varsa bunlar çıkarılmalıdır" dedi.
"Boğulmalarda Panik En Büyük Tehlike"
Rip akıntısına da dikkat çeken Özdemir, "Boğulmaların en büyük nedeni paniktir. Panik kontrol kaybına yol açar ve boğulmayı kaçınılmaz hale getirir. Rip akıntısına kapılan kişiler, yüzmeyi çok iyi bilseler bile yorularak karaya ulaşamayıp hayatını kaybedebiliyor. Bu tür akıntıya kapıldığınızda sakin olunmalı. Akıntı sizi suyun dibine değil, sahilden açığa sürükler. Karaya doğru mücadele etmeyin, akıntının sizi götürmesine izin verin. Sonrasında sahile paralel şekilde sağa veya sola yüzerek akıntıdan kurtulabilirsiniz. Ayrıca sığ su bayılması da çok tehlikelidir. Özellikle zıpkınla balık avlarken veya serbest dalış yaparken nefes tutma süresi uzatıldığında su yüzeyine çıkarken bayılma yaşanabilir. Bu yüzden gerekli ekipmanlar ve gözetmenler olmadan dalış yapılmamalıdır" diye konuştu.
