Konyalı uzmandan zehirlenme vakasının ardından önemli açıklamalar

1 Nisan günü Kocaeli’nin Körfez ilçesindeki bir işletmede döner yiyen 648 kişinin gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere başvurduğu belirtildi. İhbarların ardından işletme ürünlerinden numune alındı. Yapılan inceleme sonucunda ürünlerin Gıda Yönetmeliği’ne uygun olmadığı tespit edildi. İş yeri mühürlenirken gözaltına alınan işletme sahibi 2 şüpheli tutuklandı.

Yaşanan olayın ardından TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Hulusi Ada açıklamada bulundu.

Ada, açıklamasında şunları söyledi:

“Kocaeli’de 648 kişinin hastanelik olduğu gıda zehirlenmesi vakası, tavuk döner gibi doğrudan tüketiciye sunulan ürünlerin ne kadar büyük riskler taşıdığını bir kez daha gösterdi. Çapraz bulaşma, önceki günden kalan dönerin tekrar satılması, hijyen eksiklikleri ve eğitimsiz çalışanlar gibi faktörler bu tür olayların yaşanmasına neden olmaktadır.

Gerçekte kağıt üzerindekinden çok daha fazla rastlanılan ve maalesef otoritelere bildirilmeyen bu tür vakaların temel sebepleri arasında:

Çiğ Tavuk Dönerin Pişmiş Döner Üzerine Takılması: Salmonella ve diğer bakterilerin bulaşmasına yol açar. Dönerin iç kısmının tam olarak pişmemesi, bakterilerin hayatta kalmasını sağlar.

Önceki Gün Kalan Dönerin Yeniden Satılması: Yetersiz soğuk zincir koşullarında saklanan ürün, yüksek bakteri yüküne ulaşır.

Çalışan Sirkülasyonu ve Eğitimsizlik: Hijyen ve gıda güvenliği eğitimi almayan çalışanlar, riskleri daha da artırır. Ürünün kendisi yüzde 100 gıda güvenliği standartlarına uygun olsa bile çalışanlar eğitimsiz ise bulaşılardan dolayı (ellerin uygun şekilde yıkanmaması, para, kredi kartı ile temas edip ürüne dokunulması vs.) sağlıksız hale gelecektir.

Tavuk dönerin yanında servis edilen salata, marul, soğan, domates gibi çiğ sebzeler de ciddi bir gıda güvenliği riski oluşturabilir. Bu ürünler doğru şekilde yıkanmazsa, Salmonella, E. coli ve Listeria gibi tehlikeli bakteriler tüketiciye bulaşabilir(Sebzeler, ABD'de en fazla geri çağırılan gıda ürünleri arasındadır.)

Gıda Güvenliği Standartlarının Uygulanmaması: FSSC 22000, ISO 22000 gibi sistemlerin eksikliği, işletmelerde kontrolsüz süreçlere neden olmaktadır.

Denetimlerin ve Cezaların Yetersizliği: Mevcut denetimler sıkılaştırılmadıkça, bu tür olayların tekrarlanması kaçınılmazdır.

Bu tür vakaları azaltmak için alınabilecek bazı önlemler:

Gıda sektöründe çalışan herkes için hijyen ve gıda güvenliği eğitimi zorunlu olmalıdır. Gıda güvenliği ve kalite kültürünün bileşenleri sürekli iyileştirme çerçevesinde uygun şekilde yerine getirilmeli ( Liderlik, etkin iletişim, çalışan geri bildirimi vs.) ve aralıklarla gözden geçirilmelidir.

Gıda mühendisleri ve alanında uzman profesyonellerin istihdamı artırılmalıdır. Denetimler sıkılaştırılmalı, şeffaf şekilde kamuoyuyla paylaşılmalı ve caydırıcı cezalar uygulanmalıdır. Tüketiciler bilinçlenmeli, şüpheli durumları ALO 174 GIDA HATTI’na bildirmelidir.

Güvenilir sertifikalara sahip işletmeler tercih edilmelidir. İşletmelerde kamera izleme sistemleri zorunlu hale getirilerek hem caydırıcı olması sağlanmalı hem de olası ihlallerin tespitinde kanıt olarak kullanılmalıdır.

Gıda güvenliği standartları uygulamaları sektörde artırılmalı ve FSSC 22000, ISO 22000 gibi sistemler yaygınlaştırılmalıdır.

Çalışanların sosyal haklarına saygı gösterilmeli ve çalışanların memnuiyetini artıracak aksiyonlar izlenmelidir.

Gıda güvenliği hepimizin sorumluluğudur.”