Ankara-Çankırı kara yolunda meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Konyalı özel harekat kursiyeri polis memuru Aybars Musa Ergin’in birkaç ay önce kaydedilen videosunda dile getirdiği sözler, sevenlerini ve tüm Türkiye’yi derinden üzdü.
Kazanın, Çankırı-Ankara Kara yolunun 3. kilometresinde meydana geldiği öğrenildi. Muhammet Fatih Gültekin (26) idaresindeki hafif ticari araç, aynı yönde ilerleyen bir tıra arkadan çarptı. Kazada araçta bulunan Çankırı Şehit Seyit Saraç Polis Özel Harekat Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde kursiyer olan polis memurları Muhammet Fatih Gültekin, Cevdet Mutlusoy, Mehmet Celil Sever, İsmail Safa Gülel (27) ve Aybars Musa Ergin (22) yaralandı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen İsmail Safa Gülel ve Aybars Musa Ergin kurtarılamadı.
Kazada hayatını kaybeden iki kursiyer için Çankırı’da resmi tören düzenlendi. Törenin ardından İsmail Safa Gülel’in cenazesi Sakarya’ya, Aybars Musa Ergin’in naaşı ise memleketi Konya’nın Karapınar ilçesine gönderildi.
22 yaşındaki Aybars Musa Ergin için dün Sultan Selim Camii’nde cenaze namazı kılındı. Ergin, gözyaşları arasında Çetmi Mezarlığı’nda toprağa verildi.
ÇOCUKLUK HAYALİ ÖZEL HAREKAT POLİSİ OLMAKTI
Konya Karapınar doğumlu Aybars Musa Ergin’in çocukluk hayalinin Özel Harekat Polisi olmak olduğu öğrenildi. Üniversite eğitimine Hacettepe Üniversitesi’nde başlayan Ergin, polis olma hayali ağır basınca okulunu yarıda bırakıp polislik sınavına girdi ve kazandı. Polis okulunu başarıyla tamamlayan genç memur, ardından Özel Harekat kursuna katıldı. Mezuniyetine sadece birkaç ay kala geçirdiği kazada hayatını kaybetti.
"DOĞU’DA 100 ÇOCUK ÜŞÜMESİN"
Aybars Musa Ergin’in arkadaşlarıyla birlikte kısa süre önce kaydettiği bir video ise sosyal medyada hızla yayıldı. Söz konusu videoda Aybars, geleceğe dair vasiyetini şu sözlerle dile getiriyor:
"Benim vasiyetim: Gidin doğuda 100 çocuk giydirin. Mont ve bot alınsın. Ayağı üşüyenler üşümesin. Bir de herkesin göreceği bir yere adıma bir şey yaptırın."
Arkadaşının "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" sözlerine karşılık Ergin’in bu cümleleri kurması, izleyenleri derinden etkiledi.
