Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen 17. Bin Nefes Bir Ses Uluslararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler Festivali, 24 Mayıs'ta Konya Devlet Tiyatrosu önünden başladı. Bando takımının öncülüğünde, pandomim sanatçıları ve Nasreddin Hoca eşliğinde Zafer Çarşısı’ndan Alaaddin Tepesi’ne uzanan renkli yürüyüş, festivalin coşkulu açılışına sahne oldu. Açılışın ardından tiyatro dolu günler başladı. Festival, 1 Haziran’da Konya Devlet Tiyatrosu sahnesinde Gürcistanlı tiyatro sanatçılarının alkışlarla karşılanan performansıyla sona erdi. Ancak bu festival, Konya halkının hafızasında unutulmaz bir anı olarak yer etti.
Dünya Tiyatrosu Konya’dan Geçti: Festival Coşkusu Sona Erdi
Yerli ve yabancı tiyatro sanatçıları, ilk olarak Atatürk Anıtına yürüyerek Ulu Önder’e saygı duruşunda bulundu. Anıta çelenk bırakılmasının ardından, bando takımı eşliğinde İstiklal Marşı okundu. Marşın ardından sanatçılar, teknik ekipler ve tiyatro gönüllüleri, bando takımının öncülüğünde Mevlana Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.
Yürüyüş, özellikle şehir halkının dikkatini çekti. Bazı vatandaşlar yürüyüşü şaşkınlıkla izlerken, birçok genç yürüyüşe katılarak tiyatrocularla kaynaştı. Etkinliğe katılan yabancı uyruklu sanatçılarla Konya halkı arasında sıcak anlar yaşadı.
24 Mayıs Cumartesi günü Hollandalı Slapstıck Tiyatrosu’nun “Şerzo” adlı müzikal eseriyle tiyatro festivalinin perdesi açıldı. Oyundan önce festival açılışında konuşma yapan Konya Valisi İbrahim Akın ““Bugün, binlerce yıllık medeniyetlerin buluşma noktası Konya’mızda, 17’ncisi düzenlenen ‘Bin Nefes, Bir Ses’ Uluslararası Türkçe Tiyatro Yapan Ülkeler Festivali vesilesiyle bir aradayız. Sanatın evrensel diliyle kültürlerin kucaklaştığı bu anlamlı buluşmada sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu önemli festivale ev sahipliği yapan, sanatın zarafetini Konya’mızda yaşatan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğümüze, Konya Devlet Tiyatromuza ve katkı sağlayan tüm sanatçılarımıza teşekkür ediyorum. Verilen emeğin, sanatın birleştirici ve dönüştürücü gücünü tüm dünyaya yansıtmasını temenni ediyorum.” dedi.
Vali Akın; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle: ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.’ Bu itibarla biz sanatı yalnızca estetik bir ifade değil; toplumsal dönüşümün taşıyıcısı, düşünsel derinliğin temeli olarak görüyoruz. Bu anlayışla, Konya’mız Mevlâna’dan Yunus Emre’ye uzanan irfan zincirinin odağında yer alan; hikmeti, sözü ve güzeli yüzyıllardır yaşatan köklü bir medeniyetin evi olmaya devam etmektedir. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki; bizler kültüre ve sanata yatırım yaparken aslında insanımıza, gençliğimize ve geleceğimize yatırım yapıyoruz. Ülkemizde ve dünyada sanatla birlikte sevginin yeşereceğine, sevgi filizlenince de barış ve huzurun kök salacağına canı gönülden inanıyorum. Konya’mızda sahneye taşınan her oyun, milletlerarası dostluğun, kardeşliğin ve kültürel dayanışmanın güçlü bir temsili olacaktır inşallah.” İfadelerini kullandı.
Vali Akın, festivali düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğümüze, emeği geçen tüm sanatçılarımıza ve değerli katılımcılarımıza teşekkür ederek sözlerini sonlandırdı.
Festival boyunca oyunlara katılım o kadar yoğundu ki bazı seyirciler ayakta izledi.
Festival boyunca oyunlara ilgi büyüktü. Ancak bazı yapımlar, izleyicinin merakını daha da cezbetti. Şerzo, Drakula, Hamlet ve 12 Öfkeli gibi oyunlarda salonlar tamamen dolarken, seyirciler adeta içeriye sığmadı. Tiyatro tutkunları, yer bulamamalarına rağmen oyunları ayakta izlemekten vazgeçmedi. Bu sahneler, Konya halkının festivale olan coşkusunu ve sanat ilgisini gözler önüne serdi.
Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye: Festivalde Bir Kültür Köprüsü
Dünya Tiyatrosu Konya’dan Geçti: Festival Coşkusu Sona Erdi
Festival kapsamında toplam 19 oyun sahnelendi; bunlardan 5’i komşu ülkelerden gelen tiyatro topluluklarından, 14’ü ise Türkiye’nin Şehir Tiyatroları’na aitti.
Yabancı Oyunlara İlgi yüksekti
Hollanda’dan gelen Scherzo Hollanda Slapstick Tiyatrosu, festivalin en renkli yapımlarından birine imza attı. Mizahın evrensel diliyle izleyiciyi buluşturan oyun, kelimelere ihtiyaç duymadan güldürmeyi başardı. Fiziksel tiyatronun ve slapstick komedinin ustalıkla harmanlandığı gösteri, salonu kahkahaya boğdu.
Azerbaycan Tiyatrosu'nun sahneye koyduğu "Sığıntılar" adlı oyun ise derin temasıyla dikkat çekti. Göç, aidiyet ve insanlık dramı gibi evrensel meseleleri işleyen eser, duygusal anlatımıyla izleyicinin yüreğine dokundu.
Bulgaristan Tiyatrosu’nun sunduğu "Hansel ve Gretel", klasik masalı sahneye modern ve yaratıcı bir yorumla taşıdı. Çocuklar kadar yetişkinlerden de büyük ilgi gören oyun, etkileyici dekoru ve enerjik oyunculuklarıyla salonu büyüledi.
Gürcistan Tiyatrosu tarafından sahnelenen "Hamlet" ise festivalin en dikkat çeken yapımlarındandı. William Shakespeare’in ölümsüz eserine farklı bir yorum getiren Gürcü sanatçılar, sahneledikleri güçlü performansla uzun süre ayakta alkışlandı.
Konya halkı, dört farklı ülkeden gelen bu özel yapımlara yoğun ilgi gösterdi. Salonlar dolup taşarken, sanatseverler Türkçe sahnelenen bu oyunlarla hem kültürel çeşitliliğe tanıklık etti hem de tiyatronun birleştirici gücünü deneyimledi.
Festival, farklı coğrafyalardan gelen sanatçıları tek çatı altında buluştururken, Türkçenin evrensel bir sanat dili olarak sahnedeki gücünü de bir kez daha ortaya koydu.
Konya Sahneleri Şehir Tiyatrolarını Misafir Etti
Dünya Tiyatrosu Konya’dan Geçti: Festival Coşkusu Sona Erdi
Festival süresince Konya’daki sahneler, yerli yapımların güçlü anlatımıyla dolup taştı.
İzmir Devlet Tiyatrosu, müzikle harmanlanan duygusal anlatımıyla dikkat çeken “Rembetiko Efsanesi” adlı oyunla sahne aldı. Yunan kültüründen izler taşıyan yapım, izleyiciyi ezgilerle geçmişe taşıdı.
Ankara Devlet Tiyatrosu, iki önemli eserle festivale katıldı. Tarihi ve dini temaları güçlü bir şekilde işleyen “Kerbela” ile adaletin vicdanla sorgulandığı klasik eser “12 Öfkeli”, festivalin öne çıkan yapımlarındandı. Ayrıca minik tiyatroseverler için sahnelenen “Masalcı Değer Dede”, eğitici ve eğlenceli yönüyle büyük beğeni topladı.
Bursa ve İstanbul Devlet Tiyatrolarının ortak yapımı olan “Meddah ve Cellat”, geleneksel anlatım biçimini modern sahne diliyle birleştirerek dikkat çekti. İstanbul Devlet Tiyatrosu, çocukları hedefleyen görsel zenginliği yüksek “80 Günde Devr-i Alem” ve korku-mizah türünü harmanlayan “Dracula: Bir Dehşet Komedisi” ile izleyicilere iki farklı dünya sundu.
Drakula’ya Büyük İlgi: 2 Bin Kişilik Salon Yetersiz Kaldı
Festivalin en dikkat çeken yapımlarından biri olan İstanbul Devlet Tiyatroları ortak yapımı “Drakula: Bir Dehşet Komedisi”, Konya’da tiyatroseverlerin akınına uğradı. 2 bin kişilik salon, oyuna olan yoğun ilgi karşısında yetersiz kalırken, birçok seyirci salon dışında kaldı. Oyun öncesinde,
Drakula karakterine hayat veren ünlü oyuncu Tamer Karadağlı, Konya Valisi İbrahim Akın ile bir araya geldi. İkilinin buluşması objektiflere yansıdı. Vali Akın, gösterimi yerinden izleyerek bu özel yapımın heyecanına ortak oldu. Korku ve mizahı harmanlayan eser, güçlü oyuncu kadrosu ve sahne tasarımıyla izleyiciden tam not aldı.
Bursa Devlet Tiyatrosu, Shakespeare’in klasik eseri “Othello” ile sahnede güçlü bir dramatik etki yarattı.
Konya Büyükşehir Tiyatrosu ise yerel mizahın ön planda olduğu “Yoldan Çıka Oyun” ile ev sahibi olarak festivalin renkli yapımlarından birine imza attı.
Ankara Tiyatrosu, hem çocuklara yönelik “Güzel ve Çirkin” ile hem de evlilik ilişkilerini mizahi bir dille irdeleyen “İki Kişilik Hırgür” ile festivalde yer aldı.
İstanbul Tiyatrosunun sahnelediği “Ebedi Barış”, felsefi ve düşündürücü anlatımıyla dikkat çekerken;
Adana Tiyatrosu, klasik Türk müzikal komedisi “Şekerpare” ile izleyicilere nostaljik ve eğlenceli anlar yaşattı. Festival boyunca Konya’daki tiyatro salonları doldu, her oyun sonunda uzun süre alkışlar susmadı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen tiyatro ekipleri, Türkçe’nin ve sahne sanatlarının zenginliğini bir kez daha ortaya koydu.