Konya
Kapalı
5°
Aksaray
Kapalı
8°
Karaman
Parçalı az bulutlu
4°
Ara
Anadolu'da Bugün Konya Haberleri Yazarlıkta 45. Yılı

Yazarlıkta 45. Yılı

Konya Aydınlar Ocağı, Hüzeyme Yeşim Koçak’ın 45. Yazı yılına vefa günü düzenledi. “Yazarlığının 45. Yılında Yazı Edebiyat ve Hayat Hikâyesi” konulu konferansta yazı hayatından kesitler sundu.

Okunma Süresi: 3 dk

Konya Aydınlar Ocağı, Hüzeyme Yeşim Koçak’ın 45. Yazı yılına vefa günü düzenledi. “Yazarlığının 45. Yılında Yazı Edebiyat ve Hayat Hikâyesi” konulu konferansta yazı hayatından kesitler sunan Koçak, Tunçbilek’de başlayan hayat yolculuğunun edebiyat dünyasına evrilme noktalarını ve serüvenin anlattı.5.jpg

Babası İsa Ruhi Bolay ve amcası felsefeci Süleyman Hayri Bolay’ın yazı hayatına katkıları olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Koçak “1977’de Faruk Bey’le hayatımı birleştirip Konya’ya geldim ve bazı yazı denemelere giriştim. Hamle, Konya Postası gibi değişik görüşlü gazetelerde yazdım. Toplum sorunları, kadın ve dil meselesi üzerine kafa yormaya başladım” dedi.

Gazetelerde çalışma dönemlerinden bahseden Koçak “İlk dönemde, Önce “Kadınca”, sonra “Bizim Düşündüklerimiz” başlığı altında köşe yazıları yazdım. En rahat çalıştığım yer Konya Postası oldu. Sahibi Sayın Durmuş Alagöz’ü eleştiren bir yazım bile yayınlandı. Demek ki basın özgürlüğü vardı. Bu hoşgörülü ortam için kendisine teşekkür ediyorum” diye konuştu. Gözyaşı ve başka dergilerde de yazılarının yayınlandığını, 1980’den sonra ise eski yazma hevesi, heyecanının kalmadığını anlatan Koçak “Adeta kelimeler benden uzaklaşmaya başladı. Ne aradığımı tam bilmiyordum. Belki taşlar yerine oturmamıştı, çok gençtim; yazmayı bıraktım. Sonra ruhuma tatlı esintiler getiren maneviyata yöneldim. Şimdi geriye baktığımda bunun bir birikim, demlenme devresi olduğunu görüyorum” diye devam etti.

2000’lere doğru Türk Edebiyatı Dergisi’nin açtığı Ömer Seyfettin Hikâye Yarışmasına gönderdiği “Hayriyenin Düğünü” isimli hikâyesiyle İlk ödülü aldığını ve 2000’li yıllarda biraz daha cüretkâr olup başından geçmiş olayları, gelişimini ve hissiyatını bildiği şeyleri yazdığını; kaleme aldığı evden kaçan bir muhabbet kuşunun serencamını olan Yürekteki Kuş’la ikinci özendirme ödülünü elde ettiğini söyleyen Koçak Bırakın Güzel Konuşsun adlı eserinin ilk deneme kitabı, Beyan Yayınlarının açtığı “İlk Romanlar Yarışması’ndan” üçüncülük derecesi alan Çoban Aşkın Çocuğuydu’nun ise ilk romanı olduğunu anlattı.

40’lı yaşlarındayken Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Köseoğlu’nun kendisini Romancı Mustafa Miyasoğlu’na yönlendirmesiyle yeni ufuklar edindiğini kaydeden Koçak, “O zamana kadar yazabildiğim toplam 14-15 hikâyeyi ona gönderdik, okuyup değerlendirdi ve eksiklerimi söyledi. Edebiyat eksenli, kısa bir müddet yazıştık. Bu iletişim bana çok önemli bir zaman kazandırdı. Tezcanlı, biraz da asabi mizaçlı bir zattı. İstediği bir yazıyı geciktirdiğim ve mazeret bildirdiğim bir gün, “Sizin okumama yazmama lüksünüz yoktur Hüzeyme Hanım” diye çıkışmıştı” diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *