Konya
Açık
2°
Aksaray
Kapalı
4°
Karaman
Parçalı az bulutlu
4°
Ara
Anadolu'da Bugün Konya Haberleri Özel Haber: Uzmanlar enflasyonla mücadelede yol haritasını açıkladı

Özel Haber: Uzmanlar enflasyonla mücadelede yol haritasını açıkladı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı yeni ekonomi programı enflasyonla mücadelede büyük rol üstlenecek.

Okunma Süresi: 5 dk

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı yeni ekonomi programı enflasyonla mücadelede büyük rol üstlenecek. Enflasyonla mücadelede yapılması gerekenleri söyleyen uzmanlar, yeni ekonomi programıyla beraber faiz oranlarında artış olabileceğini ifade etti.

Enflasyon rakamları ve Bakan Mehmet Şimşek’in açıkladığı ekonomi programı hakkında Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Alagöz ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal açıklamalarda bulundu.

enflasyon-mehmet-alagoz.jpg

“YERLİ ÜRETİCİYE KDV VE ÖTV MUAFİYETİ VERİLMELİ”

Enflasyon rakamlarının düşürülmesi için yapılması gereken hakkında bilgi veren Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Alagöz , “Enflasyon resmi rakam fakat piyasa rehabilitesine baktığımızda resmi rakamın üzerinde bir enflasyon ile karşı karşıyayız. TÜİK rakamıyla piyasa gerçekliği arasında belli bir fark var. Açıklanan resmi rakamın ekonomiye yansımaları bu rakamların çok daha üzerindedir. Birçok şey enflasyon rakamına göre belirleniyor. Enflasyon rakamını aşağı düşürmenin temelde tek bir yolu vardır. Üretim maliyetlerini, kontrol altında tutmak ve azaltmaktır. Üretim maliyeleri azaltılmadığı sürece tüketici fiyat endeksini yani enflasyonu aşağıya çekmek mümkün değildir. Eğer bir ülkede enflasyon durumu ortadan kaldırılmak isteniyorsa öncelikli olarak temel üretim mallarının maliyetlerinin kontrol altında tutulması gerekiyor. Temel üretim mallarının maliyetlerini kontrol atında tutabilmek için üreticinin yerli üretim yapması ve üretim esnasındaki kullandığı girdinin fiyatlarındaki fiyat artışına neden olan talebin azaltılması gerekiyor. Ayrıca yerli üreticiye KDV ve ÖTV muafiyeti verilmeli. Fakat bugünkü uygulamaya bakıldığında hem KDV hem ÖTV oranlarının farklı temellere dayandırılarak sürekli yüksek çıktığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

enflasyon3.jpg

“KAYNAKLAR DOĞRU ŞEKİLDE KULLANILMALI”

“Devletin yapmış olduğu 2023 yeniden değerlendirme oranı yüzde 122’dir. Enflasyonun yüzde 38 olduğu bir ülkede kamu yüzde 122 bir değerlendirme oranı koyarsa burada bir sorun var demektir” diyen Mehmet Alagöz şöyle devam etti: “Enflasyonun yüzde 38 olduğu ülkede değerlendirme oranının yüzde 138 olması gerekir. Enflasyon kontrol altına alınmak isteniyorsa birinci yapılacak şey, yerli üretici için maliyetini azaltacak önlemler alınmalı. İkinci olarak toplam talep açısından da tüketim çılgınlığına son verilmeli. İnsanlara sadece sahip oldukları gelirler nispetinde krediler açılmalı. Piyasadaki gereğinden fazla olan para azaltılarak enflasyon kontrol altına alınabilir. Hazine ve Maliye Bakanının açıkladığı ekonomi programında maliye disiplinin sağlanması için kamunun elindeki kaynakları doğru şekilde kullanması lazım. Kur korumalı mevduattan vazgeçilmeli. Eldeki kaynaklar daha rasyonel bir şekilde bölgesel bazda üretim alanlarına yayılmalı.”

enflasyon2.jpg

“DAHA SERT TEDBİRLER ALINMALI”

Parasal sıkılaştırmanın faiz oranlarını arttırarak gerçekleştirileceğini söyleyen Alagöz, “Politika faiz oranları ve kredi faiz oranları artmaya devam edecek. Yüksek faizden dolayı Türkiye’deki tüketici ve üretici eskiden kolay bir şekilde ulaştıkları paraya (krediye) artık ulaşamayacak. Ekonomide parasal bir sıkılaşmaya neden olacak. Üreticinin bir kısmı yatırım yapmaktan vazgeçebilir. Tüketici tarafından bakıldığında artık araba, konut, ihtiyaç ve tüketici kredisi kullanmanın maliyeti yükselecektir. Buda insanların daha az kredi kullanmaya başlamasını sağlayacaktır. Parasal sıkılaştırmadan kastedilen şey budur. Önümüzdeki dönem hem parasal sıkılaştırmadan hem de enflasyonun baz etkisinden dolayı enflasyon oranlarında düşme olabilir. Yılsonuna geldiğimizde enflasyon oranı yüzde 25 ile yüzde 30 arasında bir noktaya çekilebilir. Dövizin baskılanması demek döviz kurunun yukarıya doğru yükselmesini ve aşağıya doğru çok hızlı şekilde düşmesinin önlenmesi demektir. Piyasa şartları dışında Merkez Bankası’nın piyasaya müdahalesidir. Baskılanma dışarıdan borç bularak yapılabilir. Maliye Bakanı’nın açıkladığı program ile bu durumun sağlanması mümkün değildir. Eğer sağlanmak isteniyorsa daha sert tedbirler alınması gerekiyor” diye aktardı.

enflasyon-fatih-mehmet-ocal.jpeg

“HALKI İLGİLENDİREN YÜZDE 38’LİK KISIM DEĞİL DAHA YÜKSEK ORANLARDIR”

Hane halkı oranlarının dikkate alınması gerektiğini söyleyen Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal, “Yıllık enflasyon 38,21 aylık enflasyon da 3,92. TÜFE sepetinde 404 tane mal ve hizmet var. Yüzde 38’lik oran bu 404 tane mal ve hizmetin ortalamasını gösterir. Halkı ilgilendiren kısım yüzde 38’lik oran değil hane halkı dediğimiz yüzde 80 ve yüzde 90’lık daha yüksek oranlardır. Yapılması gereken hane halkı enflasyonunu baz alıp nasıl TÜFE’nin açıklanması için tüm Türkiye ayın 3’nü bekliyorsa aynı şekilde hane halkı enflasyon oranları da açıklanmalı. Maaşlar ve ücretler belirlenirken TÜFE’nin yanında hane halkı enflasyonun yani kişilerin en çok kulanmış olduğu temel mal ve hizmetlerin dikkate alınarak belirlenmesi lazım” şeklinde konuştu.

enflasyon2-001.jpg

“MALİYETLERDEKİ ARTIŞ FİYATLARDAN YÜKSEK OLAMAZ”

Açıklanan yüzde 38’lik enflasyonun kimseyi tatmin etmediğini söyleyen Fatih Mehmet Öcal, “Açıklanan enflasyon yıllık yüzde 40,42 aylık yüzde 6,50 civarındaydı. Hammadde ve ara mallardaki artış yurt içi yüzde 40,42 TÜFE ise yüzde 38. Üretilen hammadde ve ara mallardaki artış satılan mal ve hizmetlerin fiyatından daha yüksek durumda. Mal ve hizmetlerin yüzde 38’den fazla olması demek bundan sonraki aylarda bu fiyatların tekrardan artacağını gösteriyor. Çünkü maliyetlerdeki artış fiyatlardan daha yüksek olmaz. Bu da satıcıların belli başlı mal ve hizmetlerden bir kısmını fiyatlara yansıtmamış olduğunu ve bundan sonraki aylarda fiyatların artacağının sinyalini vermektedir” dedi.

PANDEMİ İLE DÜNYADA TİCARETE FORMAT ATILDI

Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal, “Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamış olduğu program teorik olarak mantıklıdır. Ekonomi bilim kriterlerine uygundur. Fakat günümüzde hem Türkiye şartları hem de dünya şartları ile ekonomi bilim kurallarına uymadığı görülmektedir. Pandemi ile dünyada ticarete format atıldı. Ekonomi pandemiden önce ve Rusya-Ukrayna Savaşından sonra tahıl maddelerinin önemini ortaya çıkarttı. Ekonominin gidişatı hem küresel anlamda hem de ülkemiz açısından büyük bir değişime uğradı. Türkiye’de ikinci el otomobil fiyatının sıfır fiyatından daha yüksek olması Türkiye’deki ekonomik politikaların çığırından çıktığını göstermektedir.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *