Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Ramazanın son günü Karadeniz gazının Filyos'tan karaya çıkartılacağını duyurdu. Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal Karadeniz gazıyla birlikte Türkiye’nin dışa bağımlılıktan kurtulacağını söylerken, ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacağını vurguladı.
Güçlü Türkiye’nin önemli adımlarından biri olan Karadeniz gazı için gün sayılıyor. Bakan Fatih Dönmez yaptığı açıklamada doğalgazın artık evlerde kullanılmaya başlayacağının sinyalini verdi. Karadeniz gazının hayal bile edilemeyen ancak gerçek hale gelen bir konu olduğunu vurgulayan Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Mehmet Öcal, “Ekonomide doğalgaz, üretimin her aşamasında kullanılmaktadır. O nedenle Türkiye ekonomisi daha güçlü hale geliyor. Karadeniz gazının ısınma gibi ihtiyaçlarda kullanılacak olması ise aile bütçesine önemli katkı sunacak. Maliyetleri düşürecek, doğalgaz faturalarını azaltacak.” dedi.

“EKONOMİYE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK”
Karadeniz gazının ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Fatih Mehmet Öcal, “Ülkemizin kendi doğalgazını çıkarması, olmaz denilen, hayal bile edilemeyen bir konuydu. Ancak artık sayılı günler kaldı. Yüzde 90’ın üzerinde bir doğalgazı ithal etmek zorundaydık. Rusya- Ukrayna Savaşında hiç ciddi bir durum yokken Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması durumunda Almanya bile yüzde 70 civarında Rusya’ya bağlı olduğu için Alman ekonomisi çok büyük bir kriz yaşadı. Almanya’da ısınmak için evde kullanılan doğalgazın bile ısı ayarları düşürüldü. Belli saatlerde evlere doğalgaz verildi. Yani paramız olsa bile almak isteyip de alamayacağımız bir durumdu. Ama Türkiye artık böyle bir durum yaşamayacak” şeklinde konuştu.

“YAKINDA YENİ MÜJDELER DUYACAĞIZ”
Öcal, Türkiye’nin bulduğu doğalgazla birlikte ülkenin dışa bağımlı olmaktan kurtulduğunu söyledi. Öcal sözlerine şöyle devam etti: ”Artık onun da devamı gelecek ve devamı geldikten sonra da hem ucuza kullanacağız hem de Almanya gibi paramız olsa bile alamayacağımız durumlar karşısında kendimizi her taraftan daha güçlü hissedeceğiz. Çünkü üç tarafımız denizlerle, dört tarafımız düşmanlarla dolu. Bilhassa bu duruma geldik. Son 3-4 yıldan beri Türkiye’nin ekonomi modeli ihracata, üretime ve büyümeye dayalıdır. Artık kendi ayaklarımızın üzerinde durmaya başladık. Kendi savunma sanayimizde gösterdiğimiz başarı da ülke ekonomisine güç katacak. Derdi millet olan, vatan olan, ülke olan çok büyük çoğunluğun moralini yükseltecek ve bu da bize istikrarlı büyüme olarak yansıyacak. Ülkemizde petrol de var. Zamanı geldiğinde petrolle ilgili müjdeleri de duyacağız.”

“TÜRKİYE HEM KİLİTLEYEN HEM DE KİLİDİ AÇAN BİR ÜLKE”
Türkiye’nin güçlü bir ülke haline geldiğini vurgulayan Öcal şöyle konuştu: “Amerika kendine sorun çıkaran, Amerikan ihtiyaçlarına zarar getiren her ülkeye karşı bir tavır takınıyordu. Bu noktada o ülkenin hangi hassas konuları varsa orayı kaşıyarak, oradan kendine hareket alanı elde ediyordu. Bunu Irak’ta, Suriye’de, Latin Amerika ülkelerinde gördük, yaşadık. Türkiye’miz iki kıtayı birbirine bağlayan, jeopolitik öneme sahip bir ülkedir. Sadece coğrafi güce sahip bir ülke değil, dünya ticaretini de hem kilitleyebilen hem de kilidi açabilecek bir ülkedir. Özellikle son 5-6 yıldan beri kendi kararlarımızı özgürce verebildiğimiz için hem savunma sanayinde hem de doğalgaz ve petrol arama şeklinde gösterdiğimiz çaba ülke ekonomisinin büyüyeceğini, güçleneceğini gözler önüne seriyor. Güçlü bir Türkiye’yi de ne Amerika ister ne de demokrasinin beşiği dediğimiz Avrupa ülkeleri ister. Bu ülkelerin temel menfaatleri, ‘ne olan ne de ölen’ bir Türkiye’dir.”

“GÜÇLÜ ÜLKE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinin istediklerini yaptırabilecekleri bir ülke istediklerini belirten Öcal sözlerine şöyle devam etti: “Eğer Türkiye böyle bir ülke olsaydı Amerika’nın gözünde bizden iyisi yoktu. Donald Trump bir keresinde Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin sırtını sıvazlayıp en sevdiğim diktatör demişti. Böyle olsaydık ne ülkemizde insan hakları sorun olurdu, ne demokrasi sorun olurdu. Kendi ayaklarımızın üzerinde durduğumuz ve Avrupa Birliği ülkelerinin ve Amerika’nın çıkarına gelmediğimiz için sorun ülke olduk. Biz güçlü ülke olmaya devam edeceğiz. Doğalgazı kullanmaya başladıktan sonra başka ülkelere de ihracat yapar duruma geleceğiz. Bununla birlikte oradan gelecek kaynakların da ülkemiz çıkarları için kullanılması durumunda sadece savaş alanında değil orta düzey ya da yüksek düzey teknoloji alanlarında da atılım yapacağız.”

“TÜRKİYE EKONOMİSİNİN OMURGASI SAĞLAM”
Dünyanın gözünün Türkiye’de yapılacak 14 Mayıs seçimlerinde olduğunu kaydeden Öcal, “14 Mayıs’ta yapılacak seçimleri bizden ziyade Avrupa Birliği ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri takip ediyor. Türkiye artık kendi kararlarını kendi alabildiği için 14 Mayıs seçimleri dünyanın en önemli seçimi haline geldi. Yani dünyanın gözü şu anki yönetimin devrilmesi ve istediklerini yaptırabilecekleri birilerinin başına geçmesinin üzerindedir. Türkiye pandemi dönemi, Rusya- Ukrayna Savaşı gibi dünyada yaşanan olumsuz durumları başarılı bir şekilde atlattı. Yani, Türkiye ekonomisinin omurgası sağlam. Bu kadar derde, tasaya rağmen başarı gösterdik. Tersi olursa yapılan doğalgaz, petrol araştırmaları, İHA’lar, SİHA’lar, TİHA’lar, bor fabrikası gibi ülkenin sahip olduğu tüm madenlerin anahtarı yabancı üstlere verilecek. Esas sıkıntı oradan başlayacak. İnşallah bunlar olmaz” diyerek sözlerini noktaladı.