MÜSİAD Konya Şube Başkanı M. Hilmi Kağnıcı, 2022 yılı Konya sanayisini değerlendirdi. Sanayide her sektörde ciddi bir memnuniyetin hâkim olduğunu aktaran Başkan Kağnıcı, "Üyelerimizle de yapmış olduğumuz istişarelerle herkesin halinden memnun olduğunu görüyoruz. Sadece sanayi olarak bakmıyoruz; hizmet, inşaat sektöründe üretici olan herkes halinden memnun. Güzel bir yıl geçirdiklerini ifade ediyorlar" dedi.
Rusya- Ukrayna Savaşı'ndan enerji krizlerine, artan maliyetlerden Konya ekonomisine pek çok konuda açıklamalarda bulunan Kağnıcı, "Rusya- Ukrayna Savaşı, Konya'nın avantajına döndü. Birçok firmanın Rusya'da yeni pazar payları açıldı. Emtia fiyatlarının yükselmesi alım gücünün düşmesine sebep oldu fakat bu sorun dönem dönem bazı takviyelerle giderildi. Konya'da küçük ve orta ölçekli işletmelerin daha yoğun olduğu bir yapı bulunuyor. Konya'da bu tarz firmalarda değişen konjonktüre göre daha çabuk pozisyon alabiliyorlar. Küçük ve orta ölçekli olmanın da böyle bir avantajı var. Konya olarak bir marka çıkaramıyoruz, dünyada ismi geçen bir markamız yok diye hayıflanıyoruz ama değişen konjonktüre çabuk aksiyon alabiliyoruz. Konya bu konuda çabuk aksiyon aldı ve firmalar hızlı bir şekilde ihracatını artırmaya yönelik faaliyetler yaptı. Ve bundan olumlu faydalandılar" şeklinde konuştu.
"AVRUPA'DAKİ RESESYON KONYA'YA YANSIR"
Konya'nın ihracatta hedef pazarını genişletmesi gerekirken 2022 yılında hedef pazarını genişletmeyi başaramadığını ifade eden Kağnıcı, "Hâlen Avrupa ve Ortadoğu bizim için çok ön planda. Buralarda yaşanacak bir resesyon Konya sanayisini de direkt etkileyecektir. Konyalı firmalar hızlı bir şekilde pazar araştırmalarını yapıp başka pazarlara doğru yönelmeye başlayacaktır" dedi. 2023 ile alakalı dünyadan çok da hoş olmayan sinyallerin geldiğini aktaran Kağnıcı, enerji krizinin giderek derinleştiği ve Avrupa Birliği’nin (AB) elektrik piyasasına müdahaleye hazırlandığı Avrupa’da 2023’te resesyon beklentilerinin olduğunu bildirdi. Kağnıcı, "Avrupa’nın enerji krizinin sadece 2022 kışı değil, 2023 ve ötesinde de devam etmesi bekleniyor. En büyük pazar payımızın olduğu Avrupa'da resesyon beklentileri var. Eğer Avrupa'da ciddi bir resesyon olur ise bunun mutlaka yansıması şehrimizde görülecektir. Çünkü Konya da dünyaya entegre olmuş bir şehir. İhracat bizim lokomotifimiz. İhracatın yavaşlaması ihracatı da alttan destekleyen birçok sektörü ve firmayı yavaşlatacaktır" dedi.
"MODELİ OLUŞTURALIM, ŞEHİR BİZİM ARKAMIZDAN GELSİN"
MÜSİAD Konya olarak hedeflerini anlatan Kağnıcı, dış ticareti artırmak için 2023 senesinde de çalışmalara devam edeceklerini söyledi. Yakın zamanda MÜSİAD Konya olarak Libya ve Güney Amerika'ya seyahat planladıklarını aktaran Kağnıcı, "Önemli bir pazar olarak gördüğümüz Libya'ya bir seyahat planlıyoruz. Bunun yanında özellikle Güney Amerika bizim ilgi alanımıza giren ve alternatif bir pazar olarak gördüğümüz bir yer. MÜSİAD Konya olarak hedefimiz Karbon Nötr bir Konya. 2042'de karbon salınımı sıfır olan bir Konya'yı hedefliyoruz. Bunun için model oluşturmaya çalışıyoruz. Bu bizim MÜSİAD Konya olarak tek başımıza yapabileceğimiz bir şey değil. Biz modeli oluşturalım, şehir bizim arkamızdan gelsin. Eksiğimiz varsa düzeltsin, biz de kendimizi test etmiş olalım. Bunu yaparken de bir model ve farkındalık oluşturalım" şeklinde konuştu.
"SENDİKACILIĞI TÜM TÜRKİYE'YE GÖSTERECEĞİZ"
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit de eğitimcilerin 2022 yılından mutlu ayrılmadığını ifade etti. Memur maaşlarına ilişkin beklentilerini dile getiren Yiğit, "2023 yılında öğretmenlerimizin derslere ekonomik kaygılarla girmemesini istiyoruz. Öğretmenlerin maddi olarak iyi bir gelire sahip olması gerekiyor. Vergi dilimlerinde iyileştirme sağlandı fakat yeterli değil. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 'ben yaptım, oldu' sevdasından vazgeçmesi gerekiyor. Bakanlığın sahaya kulak vermesi, ona göre hareket etmesi lazım. Bunu yapabildiği takdirde birçok şey daha iyi hale gelecektir. 2015 yılında öğretmenlerin maaşı 3 asgari ücretliye eşitti. Şu anda öğretmen maaşlarında asgari ücretin 3 katını talep ediyoruz. Bu fiyatın aşağısında verilecek olan herhangi bir ücreti kabul etmiyoruz" diye konuştu. 2023'te Eğitim-İş Sendikası'nın yetkili sendika olma hedeflerinden bahseden Yiğit, şu ifadelere yer verdi: “Yetkiyi aldıktan sonra da siyasetin güdümüne girmeden sendikacılığın nasıl yapılacağını tüm Türkiye'ye göstereceğiz. Tek hedefimiz bu. Şu anda Türkiye'de 3. büyük sendikayız. Yetkiyi almak ve masaya oturmak için 1. sendika olmamız gerekiyor.”
"ÖNCELİK TARIMSAL KALKINMAYI GERÇEKLEŞTİRMEK"
Ziraat Yüksek Mühendisi Celil Çalış ise üretim planlamasına dikkati çekti. Türkiye’de dışa bağımlılıktan kurtulmak adına önemli adımların atıldığını dile getiren Çalış, “Önümüzdeki yüzyıla Türkiye'yi hazırlayacaksak, ‘Lider Ülke Türkiye’ sloganını hayata geçireceksek daha farklı adımların atılması gerekiyor” dedi. İktisadi ve ekonomik bağımsızlığın kazanılabilmesi için kendi kendine yetebilen ve bölgesinde ticaret yapabilen bir konuma gelmek gerektiğinin altını çizen Çalış, Türkiye Yüzyılı’na ekonomik sorun olmayan insanlarla hazırlanılması gerektiğini belirterek şu ifadelere yer verdi: “1923 yılında İzmir İktisat Kongresi’nde Atatürk'ün söylemiş olduğu gibi milli ekonominin temeli ziraattır. Yani tarımsal kalkınmayı başaramayan, tarımsal kalkınmada sorumluluklarını yerine getiremeyen Türkiye'nin ekonomik olarak kalkınabileceğine inanmıyorum. Öncelikle tarımsal kalkınmayı gerçekleştirmemiz gerekiyor, bunun da tek bir temeli var: üretim planlaması. Türkiye'nin iklim özellikleri, yağış rejimi ve su varlığına göre hangi ürün hangi bölgede daha iyi, daha kolay, daha az masrafla yetişiyorsa planlamayı ona göre yapacağız. Trakya'da ayçiçeğini, Konya'da buğdayı-kuru fasulyeyi, şeker pancarını, Çukurova'da mısırı, Doğu Anadolu'da yem bitkilerini destekleyecek olursak otomatik olarak ürünler planlanmış olur. İhtiyaç duyduğumuz ürünleri ihtiyaç duyduğumuz alanlarda üretip olayı çözebiliriz. Çiftçi de zaten üretmek istiyor ama planlama yok. Bizim yapmamız gereken acil bir şekilde üretim planlaması yapmak.”
Görsel Kaynak: AB Haber Merkezi
