Konya’daki barajlarda su seviyeleri her geçen gün düşerken, Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan yaşanan kuraklık ve iklim değişikliğine dikkat çekti. Arslan, Konya’nın eldeki veriler ışığında çölleşmeye doğru ilerlediğini belirterek, yüzey sularının hızla azaldığını söyledi.
Kentteki barajların doluluk oranlarının endişe verici seviyelere düştüğünü ifade eden Arslan, “Yağışlı dönem olarak kabul ettiğimiz aralık ayının ortasında olmamıza rağmen, Apa Barajı’nda yüzde 1, Bağbaşı Barajı’nda ise yaklaşık yüzde 10 doluluk oranı bulunuyor. Bu tablo, yüzey sularımızın giderek tükendiğini açıkça gösteriyor” dedi.
“Yağışlar Toprağı Bile Doyurmadı”
Kuraklık ve iklim değişikliğinin etkilerinin her geçen gün daha ağır hissedildiğini vurgulayan Arslan, son yağışların yetersiz kaldığını belirterek, “Geçtiğimiz günlerde yağmur yağdı ancak bu yağış, suya hasret kalan toprağı bile doyurmadı. Önce toprağın suya doyması gerekiyor. Toprak doyduktan sonra fazla su, dereler ve çaylar aracılığıyla barajlara ve göllere ulaşabilir” diye konuştu.
“Kurak Dönemde İçme Suyu Sorunu Yaşanabilir”
Barajlardaki düşük su seviyelerinin ilerleyen süreçte içme suyu sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Arslan, kurak döneme girilmesiyle birlikte kesintilerin gündeme gelebileceğini söyledi. Arslan, bu nedenle Konya Büyükşehir Belediyesi’nin şehir merkezinde yaklaşık 80 sondaj kuyusu açarak yer altı sularını şebekeye dahil ettiğini belirtti.
“Akşehir Gölü Kurudu, Beyşehir Küçülüyor”
Son 60 yılda yağışların yaklaşık yüzde 20 oranında azaldığını, sıcaklıkların ise kış aylarında 2-3, yaz aylarında 5 dereceye kadar arttığını dile getiren Arslan, “Akşehir Gölü tamamen kurudu. Konya’daki birçok küçük göl ve gölet yok oldu. Beyşehir Gölü’nde ise yaklaşık yüzde 15’lik bir küçülme söz konusu ve bu süreç devam edecek” dedi.
“Yer Altı Sularını Tehlikeli Şekilde Tüketiyoruz”
Yer altı sularının aşırı kullanıldığını vurgulayan Arslan, bölgede 30-35 bin ruhsatlı kuyuya karşılık 100 binin üzerinde ruhsatsız kuyu bulunduğuna dikkat çekti. Arslan, “Tahsis edilen miktarın 3-4 katı su kullanılıyor. Bu durum yer altı su seviyesinin hızla düşmesine neden oluyor ve çok yakın bir gelecekte yer altı sularını da tüketme riskiyle karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor” ifadelerini kullandı.
