Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Hazreti Mevlâna Celaleddin Rûmî’nin 752. vuslat yıl dönümü dolayısıyla Konya’da düzenlenen Şeb-i Arûs etkinliklerinde yaptığı konuşmada, insanın fıtratındaki huzur arayışına dikkat çekti.
İnsanın bütün çabasının huzura kavuşmak için olduğunu belirten Arpaguş, “Hazreti Mevlâna, ‘Eğer Canan’ı arıyorsan cansın, bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin’ buyurarak insanın neyi arıyorsa aslında ona dönüştüğünü ifade eder. Bizler huzurun peşindeyiz ve huzuru aradığımız nispette insanlığımızı buluruz” dedi.
Huzurun takva üzere yaşamak ve salih kullarla birlikte bulunmakla mümkün olduğunu vurgulayan Arpaguş, “Hangi dönemde olursak olalım, hangi sorumluluklarla karşılaşırsak karşılaşalım; zikir, ibadet ve salihlerle beraberlik bize yön verir, yolumuzu açar. Kulluk bilincini ve hakikat duygusunu korumak zorundayız” ifadelerini kullandı.
İnsanın sosyal bir varlık olduğuna dikkat çeken Arpaguş, Peygamber Efendimiz’in, “Mümin, kendisiyle ülfet edilendir; ülfet etmeyen ve kendisiyle ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur” hadis-i şerifini hatırlatarak, “İnsan, yanında bulunduğu kimselerin hâliyle hâllenir. Kişi dostunun dini üzeredir. Bu nedenle yakın çevremiz, dostlarımız ve muhataplarımız hâlimizi belirler” diye konuştu.
Hazreti Mevlâna’nın gönülden gönüle giden yolu güzel ahlak ve iyilik olarak işaret ettiğini belirten Arpaguş, Mesnevi’nin insanın asli fıtratını ve hakikat yolculuğunu hatırlatan önemli bir rehber olduğunu söyledi. “Mesnevi, insanı tevhid bilincine ulaştıran derin bir irfan kaynağıdır” dedi.
Konuşmasının sonunda huzurun kalbin Allah’a bağlanmasıyla ortaya çıktığını vurgulayan Arpaguş, “Kur’an-ı Kerim’de buyurulduğu üzere, kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur. Zikir ve sohbetle gelen bu huzur, kalbe sekînet verir; korkuyu rahata dönüştürür. İman, Allah ile aramızdaki mesafeyi azaltan hususi bir tecrübedir” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.