Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bağlı Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir, merkezde kuraklıkla ilgili çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Buğday, arpa, yulaf ve mısır gibi farklı bitkilerde ıslah çalışmaları yaptıklarını anlatan Özdemir, kuraklığa dayanıklı geliştirdikleri buğday çeşitlerinin tescilinin yapıldığını aktardı.
Sosyal medya hesabından yerel-atalık buğdaylar ile ilgili açıklamada bulunan Müdür Fatih Özdemir, enstitüde bu konuya yönelik çok yönlü çalışmalar yapıldığını ifade etti.

Özdemir, “Türkiye’de yerel buğdayların toplanması ile ilgili en geniş çalışma tarafımızca yapılmış ve yayınlanmıştır. Bu çalışmada 3000 yerel buğday tespit edilmiş ve toplanmıştır. Bu toplanan buğdaylar karakterize edilmiş ve gen bankalarımıza kazandırılmıştır. Bu atalık buğdayların yaygınlaştırılması ile ilgili 3 proje tamamlanmıştır. Atalık buğdaylar ait oldukları bölgede yerel üreticilerle buluşturulmuş ve yaygınlaştırılmıştır. Birçok STK, Belediye ve kamu kurumu ile ata tohumu çalışmalarımız devam etmektedir. Atalık tohumların coğrafi işaret ve tescil İşlemleri içinde talep eden tüm kişi ve kurumlara tarafımızca yardımcı olunmaktadır. Atalık buğdayların özellikleri tespit edilmiş ve onlardaki özellikler modern buğdaylara klasik ıslah yolu ile yani doğadaki toz alıp verme yolu ile aktarılmaktadır. Atalık buğdaylar Siyez, Kavılca vb yerel, tescilli çeşitlerimiz Taner, Selçuklu vb bizim geliştirdiğimiz yeni modern buğdaylardır” dedi.

“KURAKLA MÜCADELEDE YENİ BUĞDAYLAR TERCİH EDİLMELİ”
Yerel buğdayların Türkiye’nin hemen her yerinde ekildiğini ifade eden Müdür Özdemir, bu alanların merkezden uzak sınırlı alanlarda olduğunu kaydetti.

Özdemir, “Yerel buğdaylar düşük verimleri, yatmaya hassas olmaları, bazı hastalık ve zararlılara hassas olmaları nedeniyle geniş alanlarda tercih edilmemektedirler. Dekara verimleri düşüktür 250-300 kilogram civarındadır, bu anlamda Türkiye buğday üretimi adına kurtarıcı olamazlar. Selçuklu gibi yeni buğdaylar ise dekara 1000-1100 kilogram verime ulaşabilirler. Kuraklığa toleransı yüksektir, sanayicinin istediği kaliteye sahiptirler. İklim değişikliği ve kurakla mücadele ve tarımsal üretimin-sürdürülebilirliğin devamı için geniş alanlarda yeni buğdaylar tercih edilmelidir. Çok değerli olan yerel-atalık buğdaylar ise ülkemizin genetik kaynağı ve zenginliğidir, mutlaka bir yerlerde üretilip genetik ilerleme devam ettirilmelidir. Ve biz bunların hepsini yapıyoruz. Detaylı bilgi isteyenler Enstitümüze veya Enstitümüz sosyal medya hesaplarına veya web sitesine ulaşabilirler” şeklinde konuştu.
