Konya’nın genç ve deneyimli aşçılarından Nusret Enes Demir, 10 yılı aşkın süredir sürdürdüğü meslek yaşamını ve Mevlevi mutfağına olan özel ilgisini anlattı. Ailesinin desteğiyle aşçılık mesleğine adım atan Demir, hedefinin Konya mutfağını uluslararası alanda tanınır hale getirmek olduğunu söyledi.
Mesleğe başlama sürecini anlatan Demir, aşçılığın hayatındaki yerini şu sözlerle aktardı:
“10 yıldır aşçılık yapıyorum. Bu meslek benim için babamın yönlendirmesiyle başladı. Konya yemeklerini yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada tanıtmak istiyorum. Konya denince akla ilk gelen isim Hz. Mevlana’dır. Mevleviliğin merkezi olan bu şehir; Selçuklu ve Osmanlı mutfağının eşsiz lezzetlerine de ev sahipliği yapmaktadır. Ben de dükkanımı, dünyanın ilk aşçılarından biri kabul edilen Ateşbaz-ı Veli Türbesi’ne yakın bir noktada açarak Mevlevi mutfağı ve Konya’nın geleneksel tatlarını misafirlerime sunmak istiyorum.”
“MEVLEVİ MUTFAĞI BİR OKULDU”
Mevlevilikte mutfağın yalnızca yemek pişirilen bir yer olmadığını vurgulayan Demir, mutfağın eğitim ve maneviyatın merkezinde yer aldığını belirtti.
“Mevlevilikte mutfak ‘aşhane’ olarak adlandırılır. Ancak burası yalnızca yemek yapılan yer değil, taliplerin eğitimini aldığı bir okul niteliğindedir. Mevlana döneminde bu sorumluluk Ateşbaz-ı Veli'ye verilmişti. Sonraki dönemlerde de bu unvan, görevi devralan kişiler için kullanılmaya devam etti” dedi.
ATEŞBAZ-I VELi’NİN MANEVİ MİRASI
Mevlevi dergâhlarında aşçı ocağının “Ateşbaz-ı Velî ocağı” olarak anıldığını dile getiren Demir, bu geleneğin detaylarını şöyle anlattı:
“Özel günlerde yemek bu ocakta pişirilirdi. Gümüş renkli ‘Ateşbaz-ı Veli kazanı’ ayrı bir yerde muhafaza edilir, kullanım sonrası itina ile yıkanıp yerine konulurdu. Dergahlardaki meydana serilen beyaz post ‘ateşbaz postu’ olarak adlandırılır ve bu, Mevleviliğe ikrar vermek ve çileye girmek anlamı taşırdı.”
“BU MİRASI YAŞATMAYA KARARLIYIM”
Ateşbaz-ı Veli’nin Mevlevîlikteki manevi konumunun çok özel olduğunu vurgulayan Demir, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Kazan ve tencerelerin açılışında olduğu gibi, yemekten sonra okunan gülbanklarda da Ateşbaz-ı Veli anılır. Mevlevîlikte onun makamı her zaman büyük bir saygıyla anılmıştır. Ben de bu köklü mutfak kültürünü yaşatmaya kararlıyım. Hedefim, Konya gastronomisini uluslararası mutfak dünyasında hak ettiği yere taşımaktır.”