Asgari ücrete ara zam yapılması için yoğun mesai başladı. Bu noktada Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Konya’daki sendika temsilcileri asgari ücretin açlık sınırında belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti
Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren asgari ücrete ilişkin ilk toplantı dün gerçekleşti. Toplantı yaklaşık 1 saat sürerken TÜRK-İş heyeti Başkanı Solak, bayramdan önce asgari ücretin belirlenmesi için çalışmaları hızlandıracaklarını vurguladı. Asgari ücretin belirlenmesindeki kritik noktalara değinen sendikaların Konya il temsilcileri enflasyonla mücadele ve açlık sınırı gibi iki önemli konunun değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptılar.

“AÇLIK SINIRI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI”
Asgari ücret belirlenirken belli başlı bazı hususların dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Hizmet-İş Sendikası Konya 2 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Keçeci, “Önceki dönem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Bilgin asgari ücretin 500 Dolar olacağını söylemişti. Bu ara zamda 500 Dolar civarında bir zam yapılacağını pek tahmin etmiyorum. Bizim için esas olan 4 kişilik bir ailenin geçinebileceği bir ücretin olmasıdır. Son verilere göre, yoksulluk sınırının 30 bin liraya geldiği bir durumda asgari ücretin yüksek olmasını elbette herkes ister ama bunun getirisi de enflasyon olarak maalesef hepimize dönüyor. Burada asıl olan enflasyonla mücadele edilmesidir. Sadece asgari ücretle çalışanları etkilemeyecek, neredeyse 85 milyon tüm insanımızı etkileyecek bir miktar söylemektense en azından açlık sınırı gibi veriler göz önüne alınarak bir miktar söylemek daha doğru olacaktır” dedi.

“TÜRKİYE’NİN ASGARİ ÜCRET TOPLUMUNDAN KURTARILMASI GEREKİYOR”
Türkiye’de asgari ücret dahil tüm ücretlerin TÜİK verilerine göre belirlenemeyeceğini ifade eden DİSK- Genel-İş Sendikası Konya Şube Başkanı Mustafa Tamer, “En düşük ücreti ifade eden asgari ücret yoksulluk seviyesinde belirlenmelidir. En düşük emekli maaşı da asgari ücret seviyesine çekilmelidir. Asgari adalet, ürettiğimiz değerlerin paylaşımından asgari ücret seviyesine çekilmelidir. Adalet, ürettiğimiz değerlerin paylaşımından başlamalıdır. Adil bir gelir bölümünün sağlanmasının yolu da bellidir. Asgari ücret dahil tüm ücretler grev hakkını da içeren özgür bir toplu pazarlık süreciyle belirlenmelidir. Aslında asgari ücret konuşulurken ortalama bir ücret belirleniyor. Türkiye’nin asgari ücret toplumundan kurtarılması gerekiyor. Bunun yolu da sendikalaşmanın önünü açılmaktan, önündeki engellerin kaldırılmasından geçiyor” şeklinde konuştu.

“BARINMAYI VE BESLENMEYİ KARŞILAMIYOR”
“Asgari ücreti değerlendirirken alım gücünün yükseltilmesi, işçinin ailesiyle beraber geçinebileceği bir ücret belirlenmesi gerekiyor” diyen Mustafa Tamer şöyle devam etti: “Asgari ücreti artırırken Dolar’a göre endekslemek doğru olmaz. Asgari ücreti belirlerken ortalama beş kişilik bir ailenin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Asgari ücret açlık sınırının altında. 2023 Mart ayında açlık sınırı 9 bin 752 lirayken, yoksulluk sınırı da 33 bin 754 liraya dayandı. Yani araştırmacılar sağlıklı ve dengeli bir beslenme maliyeti olarak yoksulluk sınırını ortaya koymuş. Bu anlamda net bir rakam vermek doğru olmaz. Şu anki asgari ücret barınmayı ve beslenmeyi karşılamıyor. Yani piyasaya yetişemiyor. Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Bugün kira bedellerine, fiyat artışlarına baktığımızda Konya’da 10 bin liradan aşağıya oturulabilecek ev bulmak çok zor. Bugün asgari ücret 12 bin lira olsa kira 10 bin lira. Yani asgari ücretle çalışan bir kişi bu parayla nasıl geçinecek?”

“ASGARİ ÜCRET 12 BİN LİRA CİVARINDA OLMALI”
Asgari ücret belirlenirken enflasyonun dikkate alınması gerektiğini belirten Türk-İş Konya Şube Başkanı Abdülkadir Tamak, “Türk- İş’in açıkladığı rakamlara göre sadece bir kişinin maliyeti 10 bin 300 küsur civarında. Asgari ücret ne olursa olsun hayat pahalılığı devam ettiği müddetçe hiçbir anlam ifade etmez. Asgari ücretin birkaç çeşit hesaplanma yöntemi var. Birincisi, ilk 6 aylık enflasyon ne olmuş? İkincisi, bunun üzerine refah payı ne koyulacak? Üçüncüsü ise, açlık sınırı, yokluk sınırı ne kadar? Bunlara baktığımızda asgari ücretin 12 bin lira civarında olması gerekiyor. Asgari ücret yükseldiği zaman işverenler sıkıntıya girer, işçi çıkarılır diyorlar. Ben bunu doğru bulmuyorum. Mesela asgari ücret çok fazla yükseldiği için mi enflasyon yükseldi? Biz yükselen enflasyona yetişmeye çalışıyoruz. 2021 yılı Ekim- Kasım- Aralık ayında ne oldu da Dolar 8 liradan 18 liraya çıktı? Ne oldu de enflasyon birden bire yüzde 80’e çıktı. Asgari ücret belirlenirken işverenler işçiyi göz önünde bulundurmalıdır” diye aktardı.

“HAYAT PAHALILIĞI DURDURULSUN”
Hayat pahalılığının durdurulması gerektiğine dikkat çeken Abdülkadir Tamak, “ Hayat pahalılığı neyden kaynaklanıyorsa onun çözümünün bulunması gerekiyor. 2021 yılında çalışanların milli gelirden aldıkları pay yüzde 35- yüzde 38’ken şu anda çalışanların milli gelirden aldığı pay yüzde 23’tür. Bu rakamlar alım gücünün ne kadar düştüğünü gözler önüne seriyor. Asgari ücreti çok yükseltmekten ziyade alım gücünü artırmak gerekiyor. Diyelim ki Temmuz ayında asgari ücreti yükseltmeyip üzerine bir de asgari ücreti düşürelim. Peki, enflasyon düşecek mi? Hayat pahalılığı duracak mı? Eskiden senede bir kere asgari ücret belirleniyordu. İki yıldır senede iki kere asgari ücret belirleniyor. Çünkü enflasyona yetişmeye çalışıyoruz. Biz asgari ücreti artırdığımız için enflasyon bizim arkamızdan gelmiyor. Ücretler yükseldiği için enflasyon artıyor” diyerek sözlerini tamamladı.