Tarımda üretim kadar süreklilik de hayati önem taşıyor. Bir tarla ekildikten sonra uzun süre yeniden ekilmezse, toprakta gözle görülmeyen ama etkisi büyük olan bozulmalar başlıyor. İlk bakışta dinleniyor gibi görünen toprak, zamanla canlılığını yitiriyor. Bitki örtüsünden mahrum kalan yüzey, rüzgar ve yağmurla kolayca aşınıyor. Bu da toprağın en verimli katmanlarının kaybına yol açıyor.
Boş kalan tarlalarda organik madde üretimi durduğu için, toprakta yaşayan faydalı mikroorganizmalar da azalıyor. Bu canlılar, bitki gelişimi için gerekli olan besin döngüsünü sağlayan temel aktörler. Onların yokluğu, toprağın verimini doğrudan etkiliyor. Ayrıca, ekim yapılmayan alanlar yabancı otların ve zararlıların kontrolsüz şekilde yayılmasına zemin hazırlıyor. Bu durum, hem çevredeki ekili alanlara tehdit oluşturuyor hem de gelecekteki ekimlerde daha fazla mücadele gerektiriyor.
Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Ayşenur Demirtaş, bu konuda yaptığı değerlendirmede, “Toprağı bir yıl kadar dinlendirmek bazı bölgelerde faydalı olabilir. Ancak iki yılı aşan boşluklarda toprak yapısı bozulmaya başlar. Su tutma kapasitesi düşer, besin dengesi kaybolur ve sonraki ekimlerde ürün kalitesi ciddi şekilde geriler,” diyerek çiftçileri uyarıyor.
Tarımda sürdürülebilirlik, yalnızca üretim yapmakla değil, toprağı doğru zamanda ve doğru yöntemle kullanmakla mümkün. Ekilmiş bir tarlayı uzun süre boş bırakmak, toprağın sessizce çökmesine neden olabilir. Bu nedenle çiftçilerin, toprağı dinlendirme kararını bilinçli ve bölgesel koşullara uygun şekilde vermesi gerekiyor