Ülkemizde hayvan sayısı her geçen yıl artmasına rağmen yerli ırk hayvan sayısı ise azalıyor. Hayvancılıkta ithalat politikası ile Türkiye, sığır ithalatında dünya ikincisi, Avrupa'nın ise lideri konumuna geldi. Öncesinde sadece Amerika ve Almanya’dan hayvan ithal eden Türkiye, günümüzde 30’un üzerinde farklı ülkeden hayvan ithal ediyor. Bu sayede , birçok hayvan hastalığı dışardan ülkemize girmiş oluyor.
.jpg)
“BİLİNMEYEN HASTALIKLAR ÜLKEMİZE TAŞINIYOR”
Konuya ilişkin gazetemize değerlendirmelerde bulunan Konya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof,. Dr. Aşkın Yaşar, çok farklı ülkelerden yüksek oranda ithalat yapmanın ülkemizde hastalık riskini arttırdığını vurguladı. İsmini dahi duymadığımız ülkelerden ithalat yapmaya başladığımızı aktaran Prof. Dr. Aşkın Yaşar, “Ülke olarak artık 30’un üzerinde ülkeden hayvan ithal eden bir ülke haline geldik. İsmini dahi duymadığımız ülkelerden ithalat yapmak büyük bir yanlış. Çünkü farklı ülkelerden çok sayıda hayvan ithal etmek çok sayıda hastalığında ülkemize girmesine sebep oluyor. Bu da toplum sağlığımızı ve hayvancılığımızı etkiliyor” dedi.
“ET VE SÜT ÜRETİMİ İÇİN HAYVAN İTHAL ETMEK BÜYÜK BİR HATA OLUR”
Hayvan ithalatının ülkemizin en önemli konuları arasında yer alması gerektiğinin altını çizen Yaşar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dışardan ithal edilen hayvanların hastalık taşıyıp taşımadığıyla ilgili çok hassas davranmamız gerekiyor. Örneğin bir sığır vebası vb. hastalık taşıyan hayvanlar ülkemize girdiği zaman ülke hayvancılığı çok ciddi zararlar görüyor. Çünkü bu ve benzeri hastalıklar çok hızlı yayılıyorlar. İthal edilen hayvanlarla birlikte bilinen hastalıklardan ziyade bilmediğimiz bazı hastalıkların da ülkemize taşındığı kesin. Ülkemiz genetik materyali zayıf bir ülke. Bu sebeple ülkemizde sadece genetik materyal bakımından hayvan ithalatı yapılabilir ama et ve süt üretimi için hayvan ithal etmek büyük bir hata olur.”
“SURİYE’DEN GELEN HAYVANLARIN HASTALIK TAŞIDIĞINI TAHMİN EDİYORUZ”
Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle Türkiye’ye kontrolsüz şekilde giren hayvanlarında hastalık taşıdığını tahmin ettiklerini belirten Aşkın Yaşar, “Suriye’den ülkemize gelen hayvanların bazı hastalıklar taşıdığını tahmin ediyoruz. Ama hastalık gelmişse artık onunla mücadele etme safhası başlamalı. Sadece canlı hayvanla ülkemize hastalık taşınmıyor. Mesela bir Suriyeli’nin ülkemize getirdiği et bile hastalık taşıyor olabilir. Örneğin, Türkiye’de suçiçeği rehabilite edilmişti ama okullarımızda tekrar suçiçeği oranı arttı. Bu sebeple sınır kapılarımızda geçişlerin muhakkak kontrollü yapılması gerekiyor. Suriye’de bu anlamda bizim için bir risk oluşturuyor. 9 günlük bayram tatilinde birçok Suriyeli ülkesine gidecek ama ülkelerinden dönerken neler getirdiklerine dikkat edilmeli. Sevmek, ilgi duymak ayrı bir şey ama kendini korumak apayrı bir şey” ifadelerini kullandı.