Konya Barosu Başkanı Oktay Unkur, Anadolu’da Bugün’e yaptığı özel açıklamalarda 11'inci Yargı Paketi kapsamında yürürlüğe giren infaz düzenlemelerini değerlendirdi.
7571 sayılı Kanunun infazla ilgili 27'nci maddesinin yürürlüğe girdiğini hatırlatan Unkur, bu maddeyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanunun geçici 10'uncu maddesinin 6'ncı fıkrasında değişikliğe gidildiğini belirtti.
Unkur, düzenlemenin temel amacının kamuoyunda '31 temmuz eşitsizliği' olarak bilinen sorunun giderilmesi olduğunu ifade ederek, yapılan değişiklikleri şu sözlerle anlattı:
“İstisna olarak kabul edilen suçlar hariç olmak üzere 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar bakımından açık cezaevine 3 yıl erken ayrılma ve buna ek olarak 3 yıl denetimli serbestlik imkânı getirilmiştir.”
"Yeni düzenlemede bazı suçlar kapsam dışı bırakıldı"
Yeni düzenlemede bazı suçların kapsam dışında bırakıldığını vurgulayan Unkur, istisna sayılan suçları şöyle sıraladı:
Altsoya, üstsoya, eşe, boşanılan eşe, kardeşe, çocuğa ve kendisini beden veya ruh bakımından savunamayacak durumda bulunan kişilere karşı işlenen kasten öldürme suçları, cinsel suçlar, terör suçları ve örgütlü suçlar, suç tipi tanımlanmaksızın, deprem sebebiyle meydana gelen ölümlerden doğan sorumluluk kapsamında verilen cezalar.”
"Yeni düzenleme ile denetimli serbestlik süreleri de değişti"
Başkan Unkur, 30 Mart 2020’den önce işlenen ve İnfaz Kanunu Geçici 6'ncı madde'de istisna sayılmayan suçlar yönünden 3+3 yıl denetimli serbestlik uygulanacağını belirtti. Buna karşılık, yine 30 Mart 2020’den önce işlenmesine rağmen Geçici 6'ncı maddede istisna sayılan, ancak Geçici 10/6 kapsamına alınan suçlar bakımından ise 1+3 yıl denetimli serbestlik öngörüldüğünü ifade etti.
"Yeni düzenlemeden tatlanacak hükümlülerin süreleri değişiyor"
Konya Barosu Başkanı Avukat Oktay Unkur, yeni düzenlemeden yararlanacak hükümlüler ile ilgili detayları paylaştı. “Toplam cezası 10 yılın altında ise 1 ay,
10 yıl ve üzeri ise 3 ay. Kapalı cezaevinde kaldıktan sonra açık cezaevine ayrılabileceğini belirten Unkur, bu sürenin mevcut mevzuata göre kapalıda kalınması gereken süreden 3 yıl daha erken olacağını söyledi. Açık cezaevinde ise en az 3 ay kalma şartı bulunuyor.
Açık cezaevinde bulunan hükümlülerin, bu kurumda en az 3 ay kalmaları kaydıyla +3 yıl denetimli serbestlikten faydalanabilecek. İçtima edilen cezalar bakımından da 1+3 yıl denetimli serbestlik uygulamasının esas alınıyor” dedi.
İyi hal şartı vurgusu
Düzenlemeden yararlanabilmek için hükümlünün iyi halli olmasının zorunlu olduğunu ifade eden Unkur, disiplin cezası bulunan hükümlüler açısından otomatik bir af ya da iyileştirme öngörülmediğine dikkat çekti. Unkur, “Hükümlü önce disiplin cezasını infaz etmeli, ardından kanunda belirtilen süreler geçtikten sonra iyi halini yeniden kazanmalıdır. Bu şartlar gerçekleşmeden açık cezaevine ayrılmak ya da denetimli serbestlikten faydalanmak mümkün değildir” şeklinde konuştu.
"Deprem suçları istisnası tartışma yaratıyor"
Deprem nedeniyle meydana gelen can kayıplarına ilişkin suçların istisna tutulmasının, düzenlemenin en dikkat çekici yönlerinden biri olduğunu belirten Unkur, bu konuda hukuki çekincelerini dile getirerek şunları söyledi:
“Elbette depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısını yüreğimizde yaşıyoruz. Ancak suç tanımı yapılmaksızın, doğrudan depremle ilgili suçların istisna tutulması hukuki belirlilik ilkesi açısından sorunludur. Bu yönüyle düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilebilirliği bulunmaktadır.”
“Yeni Tartışma Alanları Oluşturuyor”
31 Temmuz düzenlemesinin suç tarihi bakımından hatalı sonuçlar doğurduğunu, son düzenlemenin bu eksiklikleri gidermeyi amaçladığını belirten Unkur, buna rağmen yeni tartışma alanlarının ortaya çıktığını söyledi.
Son olarak Unkur, yalnızca infaz düzenlemelerinde değil, tüm yasama faaliyetlerinde baroların ve akademisyenlerin görüşlerinin alınması gerektiğini vurgulayarak, “Daha sağlıklı ve adil düzenlemeler ancak bu şekilde mümkün olabilir” ifadelerini kullandı.